11.Gerçeklik ve Kadraj

446 32 155
                                    

Helen Lita Sideros

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Helen Lita Sideros.

2023 senesi, Türkiye toprakları-Tekirdağ.

[Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayınız 🦋💖]

[Helen'in ağzından,]
Gerçekler, dokuz harfli bir kelimeydi. Kolayca ağızdan çıkabilecek olan gerçeklik iki dudak arasından çıkamazdı.

Herkes gerçeği bilmek ister,peşine düşerdi. Fakat şöyle bir şeyde vardı ki gerçek dediğimiz olgu kişinin inancına bağlıydı. Çünkü insanoğlu inanmak istediğine göre şekillenir, gerçeği kendine göre kabul ederdi. Uzun zamandır bunu kanıtlamamak için kendi içimde direnmiştim.

Uzun zaman sonra içimde ki savaşı harlayan oklar, beni ve ailem bildiğim diğer toprağım olan Türkleri etkilemişti. Zaafa atılan oklar, o kadını ortaya çıkarmıştı. Artık susmak yoktu. Gerçekler ortaya dökülecekti.

Bunu harekete geçiren şey benimde fikirlerim dahilinde planan bir oyundu. Kral Albatros madem ki bir oyun oynamak istiyordu. Oyunu tekrar yazacaktık ve roller herkese yeniden dağıtılacaktı. Bu fikir yüzbaşı tarafından öne sürülmüştü. Kral Albatros'un aleyhinde bir metin hazırlanmıştı.

Derin sessizliğe gömülen bir haftanın sonunda sessizliği bozacak ve tüm dünya bununla çalkalanacaktı. Sanki hiç çalkalanmıyormuş gibi. Tüm dünya ayaklanmış ve beni arıyordu. Adım duyulmuştu, tüm derinliğime kadar araştırılıyor ve Pedro tarafından bir operasyon gerçekleştirilmişti. Her yerde aranıyordum. Bulamayacaktın beni bulsan bile ben artık sana boyun eğmeyecektim.

Yunanistanda bir isyan başlamıştı. Tüm kadınlar benim hakkımı savunuyordu. Büyük bir direniş yayılmıştı tüm dünyada. Susan kadınların her biri yapılan zulüme sessiz kalmamıştı. Pedro büyük bir propagandanın hedeflediği kişi haline gelmişti.

İnsanlar uyanıyordu lakin bazıları ise benim aleyhime Pedro'nun yandaşlığını üstleniyordu. Hakkımda bir sürü iftiraları ortaya atıyorlardı ilginç olan ise bunların çoğunluğunun kadın olmasıydı." Kadın, kadının kurdudur" dedikleri tam da bu olsa gerekti.

Her şey ayarlanmıştı. Siyahlara bürünmüştüm. Siyah bir takım elbise bedenime giyilmişti, boynumdan eksik olmayan saten kırmızı bir fular eşlik ediyordu. Ellerim açıkta kalmıştı,tırnaklarıma sürdüğüm kırmızı oje soyulmuştu. Bilerek dokunmamıştım, ellerim oyunun bir parçasıydı.

Sarı buklelerim özensiz duruyordu fakat kulağımın arkasına sıkıştırdığımdan olsa gerek bir o kadar da düzenli duruyorlardı. Arkamda siyah dosyaların olduğu bir kitaplık yerleştirilmişti. Dosyaların üzerinde Albatros kuşu figürleri işlenmişti. Bu plan tam bir hafta da işlenmişti.

Karmen Denizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin