23.Mokita

262 24 388
                                    


2023 senesi, Yunanistan Toprakları-Atina.

&
İmagine Dragons- Enemy.
The Buttress- Bruts.
Astrid S- Hurt so good.
Dedublüman-Belki.
Güldiyar tanrıdağlı- Umutsuz aşk. [Soundtrack]
&

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalımm..🦋💖
&

"Mokita'nın anlamı: Herkesin bildiği ama konuşamadığı gerçekler. "
&

[ Bu bölüm için en uygun başlık bu olabilirdi..]

[Helen'in ağzından,]
Ruhu besleyen şey aşktır, ruhunu arındıran sevdiğinin buseleridir, ruhu ayakta tutan arkanda ki sevgilinin seni sıkıca sarmalamasıdır.

Aşk, yüreğimde ki bilmediğim bir kapının anahtarını açmıştı. Kilidi sadece bir kişide bulunur, sadece onun açabildiği bir kapıya dönüşürdü.

Yüreğimde açılan kapının anahtarı karşımda hasretinden yanıp tutuştuğum adamdı. Üç ay bir asır gibiydi, onsuzluk beni ölüden farksız, yaşamdan koparmıştı.

Nefes alabiliyordum, yaşadığımı hissediyordum. Onun yanında olmak buydu işte cenazeden hallice bir kadının hayat bulduğu tek yerdi.

Sadece bir kaç saatliğine ömrü kalan kelebeğin sığındığı kozaydı, varlığımın yaşama tutunma sebebiydi.

Dudaklarımdan ayrıldı, hiç istemedim. Sonsuzluk bize bahşedilmesi gereken bir haktı, nefessiz kalsak da onun dudakları arasında bir ölüm bana verilmesi gerekenlerden sadece biriydi.

Sımsıkı sarılan kollar ardında kayboldum. Ona karıştım, onun kolları arasında kayboldum. Hiçbir kayboluş bana böyle hissettiremezdi, benim evim onun yanı, kolları arası, atan kalbiydi. Küçüldüm, küçülmeye devam ettim. Beni kaybetmesine izin verdim.

Öyle sıkıca sarıyordu ki elleri bedenimi sanki kaçıp gidecek,buharlaşıp gökyüzüne karışacak damla gibi. Ardından başımın üstüne konulan sayısız buseler, derince içine çektiği kokumu soluyordu, kalbim patlayacak gibiydi. Kalbim orada öylece onun elleri arasında atıyordu.

Kolları ardından aldı. Bir hayal olmasından delice korktuğu ela gözler, inceliyordu. Yüzümün her yerinde bir keşfe çıkmış, geziniyordu. Sanki her bir hattımı parmak uçlarına kazımak adınaydı bu keşif.

Esmer ellerin soğukluğu, içimi ısıttı. Avuç içine bir buse kondurdum, ardından ise gülümseme dudak aramdan peyda oldu. İnanmıyor, şaşkınlık yüzünde hapsolmuştu.

Dudak aram aralandı, sesimi duyurmak adına karşımda ki adamı bu aptal yüz ifadesinden kurtarmam gerekti. Kafamı salladım bir yandan ise gülümsüyordum. "Evet, karşında ki kadın bir hayal olmayacak kadar gerçek."

Yeniden bir buse avuç arasına bırakıldı. "Ben gerçeğim sevgilim, avuçlarının arasında ki yüz bana ait. Hisset, sıcaklığımı hisset. Seninleyim, karşında, tam karşındayım." Yutkundu. Sesi öyle kırık, öyle sessiz çıkmaya özen gösteriyordu ki sanki sesi ardında kaybolacakmışım gibi.

Nihayet aralanan dudaklar bana bir şeyler söylemeye hazırlanıyordu. "Helen, Helen'im." Avuçları içinde ki yüzümü yavaşça, dikkatli bir şekilde seviyordu. "Sensin değil mi? Bu da o rüyalardan biri değil? Geldin, buradasın, benimlesin?"

Karmen Denizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin