29. Kabuk tutmaz yaralar

110 6 164
                                    


"İsabel Larosa - Eyes don't lie.
Supermassive Black Hole- Muse.
Lana del rey - Doin' Time.
Michel Morrone- Feel it.
Michel Morrone- Wath me burn.
Sia- Chandelier."

Arkadaşlar ortada bir emek var ve bir uğraş. O yüzden oy atmak ve bolca yorum yaparsanız mutlu edersiniz.

Çünkü insan zamanını buraya ayırıp bir şeyler üretiyoruz. O yüzden de sizden destek görmek yazmamı daha çok teşvik ediyor. Şimdiden teşekkür ederim.

Satır aralarında fikirlerini belirtmeyi unutma ve keyifle oku 💋

İyi okumalar beybiler..


"Kabuk tutmaz yaralara rağmen güçlü kalmayı başarabilenlere.." 🪡
-romeohunn.

🌊

[Helen'in ağzından,]

Bir adım sizi yerin altına gömer ve size bir mezar kazardı. Toprak bileklerinizden yakalar sizi nefessiz yerin dibinde canınızı alırdı.

Adımlarınız yavaş yavaş yitirirken bedeninizin direnci yok olur, bilinciniz ruhunuzu terk ederdi.

Tanıdık bir el, ruhunuzu yakalar, öldürür ve öylece kalırdınız. Ölümün yakışmadığı tek beden sevdiklerimiz olurdu.

Ölüm bir dost kadar tatlı, bir düşman kadar sinsi olurdu. Babam derdi ki; eğer ölüm topraklarını sular ve sen çiçek açarsan ruhun ölüme susar en sevdiklerinden filizlenmeye başlar derdi.

Lanetimin toprakları üzerine açan çiçekler, ölümle solar ellerimden giderdi.

Ölümün fısıltısı kulaklarıma dolarken koşar adımlarla üzeri örtülü bedene doğru gittim.

Zihnimi susturmak istedim, zihnimin içinde ki ölüm şarkısını dinlemekten kaçıyordum.

Vücudum yüklü bir voltajlı elektrik almış gibi tir tir titrerken yüzü kapalı bedeni ansızın açtım. Gözlerimi anında kapattığımda bu görüntüye hazır değilmiş gibi nefesimi tutuyordum.

Ne kadar süredir kapalı olduğunu anlamam sedyeyi tutan sağlık çalışanlarının sesiyle kendime geldim. "Hanımefendi eğer yakınınızsa vedalaşın. Adli bir vaka olduğu için bir daha görme şansınız olmayabilir. "

Yanında olan kadın olduğunu ses tonundan anlamıştım. Sessiz bir şekilde fısıldıyordu. "Yüzünü tanıyabilirse tabi." Gözlerimden akan yaşların sıklığı artarken gözlerimi açtım.

İlk önce karşımda bana üzüntülü bir şekilde bakan gözlere ardından ellerinde tuttukları ölü bedene doğru yavaşça süzüldü maviliklerim.

Yüzünün yarısı yanmış bir beden, kanların tamamı boynuna akmıştı. Saçının sadece yarısı kalmıştı.

Yüzünde ki yanıklar öyle korkunç öyle kötü gözüküyordu ki ağlamaktan bulanık gören gözlerimi ovuşturdum.

Artık net gören gözlerim tam önümde duran ölü bedeni inceleme altına aldı. Ruhumun çekilişi ardından yüzü görmem ile ruhuma serpilen huzuru tarif etmem imkansızdı.

Göğüs kafesimde çırpınan umudun kanatları sanki nefes olmuştu.

Ares Sideros, cehennemi bu dünyadan göçüp gitmeden tatmıştı. Bedeninin kokusu günah kokuyordu. Yaşadığı zamanlarda ki karanlık günahlar onu cayır cayır bir ateşin içinde yakmıştı.

Karmen Denizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin