16.Kaderin zehirli bağları

330 28 286
                                    


2023 senesi, Yunanistan-Türkiye Toprakları.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayalımm💝
&

Rammstein- Sonne.
Ayşenur Kolivar- E Asiye.
&

[Helen'in ağzından,]
Zaman, zaman durmuştu. Hayatım bir kurşun sesinin arasında takılı kalmıştı sanki. Ölüm, bir ninniydi kulaklarımda çınlayan. Yunanistan topraklarında bir bebeğin dünyaya gözlerini açtığı an duyduğu sesler bir ninni olmazdı. Artık anaların dudakları arasından ninniler nüksetmezdi.

Bilirlerdi ki; evlatları terör örgütüne kurban gidecek, bir evlattan daha olacaklardı. Benim memleketimde çocuklar sokaklarda oynayamazdı. Mermi sesleri tüm sokakları büyük bir yasa sokardı.

Gözleri önünde annelerinin ölüsünün başında ağıt yakan çocuklara sahiplik ediyordu. Ailesinden koparılan çocukların yakarışları eski mutluluğumuzda ki kahkalarımızı ellerimizden almıştı. Bizim topraklarımız ölümün bir yuvasıydı. Ölüm, toparlarımızın yaşam bulduğu can kaynağıydı.

Ölümden korkmazdım. Ölüm çoktan benim bedenimde yıllardır geziniyordu. Nefes alan bir ölüden farksız bir yaşam sürüyordum. Nefes almıştım, yıllar sonra nefes aldığım yer başka bir milletin yanıbaşıydı. Bir erkeğin her zaman kalpsiz biri olduğunu zannederdim.

Bir asker, tüm duygularından soyutlanmış bilirdim. Lakin tanıştığım insanların hepsinde merhameti görmüştüm. Bir erkeğin sevgisi zarar verir demiştim fakat bir erkeğin böyle güzel sevdiğini Asil ile öğrenmiştim.

Bir merhamet bir erkeğe böyle yakışabilirdi. Onlara yeni rastlamışken ölmeyi hiç istemiyordum, ölmek istemiyordum.

Bir haykırış tüm kanalda koptu. Canım yanmıyordu, kurşunun sıcaklığını hissedemiyordum. Gözlerim aralandı. Kurşunun isabeti ben değildim, Pedro olmuştu. Pedro yerde yatıyordu.

Kurşun, bilerek koluna isabet edilmişti. Öldürmek değildi amaç, ölmemesini istiyordu vuran kişi. Çünkü onun yaşattığı onlarca vahşetin ahı altında ezilerek, acı çekerek,en kötü şekilde ölmeyi hak ediyordu.

Bir kurşun ile ölürse ve bu dünyadan göç ederse ölmesini dileyen ben onu yaşatmak için canım pahasına savaşırdım. Silah sesleri, namlulardan çıkan kurşun sesleri kanalı adeta delip geçiyordu.

Çığlıklar yükseliyordu, askeri botlar her yerdeydi. Yan tarafıma döndüğüm gibi karşımda kalabalığın arasından çıkan suilet ile gözlerim kocaman açıldı.

Kral Albatros, kalabalığın içinden yavaş adımlarla yürüyordu. Kapılar tutulmuştu,kapıları tutan Albatros amblemli askeri formaları olan askerlerdi.

Gerçekten kendine bir ordu kurmuştu. Ya da bir tim. Kral Albatros göründüğünün aksine arkasında büyük sırların ve tek bir kişi olmadığını kanıtlamıştı. Cam kırıklarını çiğnedi tam önümde bitti.

Pedro ise öfkeyle küfürler savuruyordu. Yerde yatan bedeni, iki elleri yana doğru açılmıştı. Kral albatros, siyah ayakkabılarıyla parmaklarının üzerine koyup bir sigara izmaritini ezer gibi parmaklarını ezdi.

Pedro'nun çığlıkları tüm kanalı inletiyordu. Öfkeli sesi canı yanan sesini baskılayamıyordu. "Seni piç kurusu. Seni kuş beyinli soytarı. Seni mahvedeceğim. Bu kurşunun hesabını senin bedenini kurşun yağmuruna tutup delik deşik edeceğim!"

Karmen Denizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin