28. Küllü yasemin çiçeği

155 10 205
                                    


"Supermassive Black Hole- Muse.
Kalben- Doya doya.
Koliva- Moxtu kocelaxedu.
Amo988 - Gülüşüne yanıyorum.
Balmorhea - Remembrance."

Arkadaşlar ortada bir emek var ve bir uğraş. O yüzden oy atmak ve bolca yorum yaparsanız mutlu edersiniz.

Çünkü insan zamanını buraya ayırıp bir şeyler üretiyoruz. O yüzden de sizden destek görmek yazmamı daha çok teşvik ediyor. Şimdiden teşekkür ederim.

Satır aralarında fikirlerini belirtmeyi unutma ve keyifle oku 💋

İyi okumalar beybiler..
🌊

[Helen'in ağzından,]

Hep geçer diyorlar ya Olric, sence geçer mi?

-Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer ama mutlaka geçer..

Yaraların ağırlığı günyüzüne çıktı mı geçeceğine inanırız. Bir kurşun bedeninizi deler, acısı tüm hücrelerinizi acıyla kavurduğunda bir dikiş izi yaranızın üstünü kapattığında, ağrı kesici kanınıza karıştığında zamanla geçer o acı.

Bir kalp kırıklığı yüreğinizin tam ortasını parçaladığında kalbinizin her bir odacığında yayılan o acı mutlaka geçermiş.

Aklımda dönen satırların her biri, Oğuz Atay'ın mısralarında tesellisini ararken ona ilham veren bir başka gördüğüm sözcük ile buluşmuştu.

Sabrın, kaderinin yaralarını öpecek sonra geçmez dediklerin geçecek.

Ansızın zihnimde karşılık olarak beliren cümleler sanki birbirleriyle bağlantılıydı.

Sabrettim, kanayan yaralarıma değen öpüşler kanamayı durdurdu.

Geçmişte ki yaralarım yavaş yavaş toparlanmaya ve üstüne sevgiyle kutsanmış yarabandıyla geçirdim onları.

Karşımda gördüğüm manzara geçmişimin kirli toz tabakaları sanki havalandı, tozlar o hücrenin içinde dans etmeye başladı.

Gözlerimin önünde belinden kalçalarına doğru uzun sarı saç tutamları dökülen kız vardı. Saç tutamlarına yasemin çiçekleriyle donatmıştı. Her biri toz ve küllerin birbirine karıştığı havada süzülüyordu.

Üzerinde beyaz bir elbise uzanıyordu. 17 yaşlarında ki Helen gözlerimin önündeydi.

Küllerin ve toz tanelerinin içinde öyle güzel bir şekilde gülümsüyordu ki gözlerimin dolmasına engel olamadım.

Ellerini havaya kaldırmış, külleri ince beyaz parmakları arasından kayarken etrafında bir kez daha dönüp kahkaha atıyordu. Kahkahası kulaklarıma dolarken adımlarım cama doğru ilerledi.

Parmak uçlarım saydam cama dokunup sanki ona dokunmak ister gibiydi.

Saçları oradan oraya uçuşuyor, kahkahaları ardından saçlarında ki yasemin çiçekleri ayak ucunda birikmeye başladı.

Küller yasemin çiçeğinin her birine yapışırken, genç kız etrafında dönmeye devam ediyordu.

Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyor büyük bir endişe ile sözcüklerin ağırlığı karşısında dudaklarımdan dökülmesine engel olamadım. "Yasemin çiçeklerin kirlenecek dikkat et!" Etrafımda ki bakışların üzerimde olduğuna emindim fakat girdiğim transtan dolayı umrumda değildi.

Karmen Denizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin