20.Günahkar tohumlar

390 25 338
                                    

2023 Senesi, Türkiye- Yunanistan toprakları.

The weeknd-The Hills.
Labrinth- Formula.
Britney Spears- Toxic.
Halil Sezai- Paramparça.
&
Yorum yaparsanız ve oy verirseniz çok mutlu edersiniz🦋💝

Keyifli okumalar..

[Helen'in ağzından,]

Karanlık bir odada elimize bir kalem alırız ve kelimeler birleşir bir cümleyi kağıt parçasına bırakır. Bir ışık arasından uçar kelimeler. Yansıyan içimizdekiler midir? Yoksa ışığın bize yansıttıkları mı?

Peki ya karanlık ardında kalanlar? Karanlığın üstünü örttüğü cümleleri konuşturacak kimdir? Susturulmuş bir ömrün ardından konuşmak isteyen kişi suçlu mudur?

Kral Albatros, yıllardır ömrü ellerinden alınanlardan sadece biri olduğunu öğreneli uzun olmadı. Ondan yaşamını çalanlar için bir savaş başlatması onu kötü yapar mıydı?

Gözlerimin önünde Apollo Sideros'un kafasını bir mermi delip geçmişti. Öylece ekrana bakakalmıştım. Gözümün önünden bazı anılar beni kendine çekmişti.

Pedro'nun üzerimde gezindiği karanlık elleri, beni oradan oraya savurlarken ki zaman, kimi zaman Apollo Sideros'un bedenimde gezinen elleri görüş açımdan şöyle bir geçmişti. Gerçekten geçmiş miydi?

Tüm yaşadıklarımın her biri geçmiş miydi? Öylece akıp gider miydi? Tıpkı öylece akan kızıllığın ardından benim günahıma girdikleri anlar da gitmiş miydi?

Zalime atılan kurşun, zifiri bir karanlığı vurmuştu. Apollo Sideros zifiri bir karanlıktı. Hiçbir ışık huzmesi onun katranlaşmış karanlığını kapatamazdı. O saf kötülüktü. O bir caniydi,bir katil, bir kanı bozuktu ve bir babaydı. Eğer ki dünyada baba görevi birileri tarafından veriliyor olsaydı o kutsal görev ona verilmemeliydi. O bir baba olmayı hak etmezdi, kirletiyordu. Babalar karanlık olmazdı değil mi? Babalar ruhumuza aydınlığı getirenler olurdu,ruhumuzu karanlığa tutsak edenler olmazdı değil mi?

Albatros, seneler önce bir doğum gününde karşılaştığım palyaço çocuktu. Ellerime kağıttan bir lale bırakan naif ruha sahipti. Altın gözleri tanıdık gelmişti lakin o gördüğüm çocuğun gözlerinde umut vardı.

O çocuk umutla bakıyordu, saf duygularla, renkli bir dünyadan bakıyordu bana. Şimdi ise o çocuğun gözlerine de karanlık çökmüştü, umut denilen duygu onunda elleri arasından alınmıştı ve onun da renkleri soldurulmuştu.

Tıpkı Yunanistan'da yaşayan nice çocuklar, gençler gibi. Hepimizin elleri arasından yaşamak istediğimiz hayatı bizden almışlardı ve bunu yaparken hiç düşünmemişlerdi.

Bize kıymışlardı, bizi öldürmüşlerdi, bizi diri diri toprağa gömmüşlerdi. Bizi yaşarken öldürmüş, hepimize birer birer mezar kazıp hayatımızı bitirmişlerdi.

Albatros tüm dünyaya canlı yayında kendi kimliğini deşifre etmişti. Bir ipucu vermişti,onu bulmamızı istiyordu.

Bu sefer bizi ayağına çağıran oydu. Bir sosyal medya gücü yaratıp yapacağı çoğu şeyi yaşadığı olayların arkasında herkesten teker teker intikam almak uğruna hedef şaşırtacaktı.

Attığı bir zarf ise benim üzerimeydi. Beni öldürmeyeceğini ikimizde biliyorduk. Çünkü vefalıydı, vefalı oluşu beni öldürecek o kadar güce sahipken sanki bir borcu ödemek ister gibi kendi canlarını gözünün önünde öldürmeme izin verişinden anlamıştım.

Karmen Denizi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin