Annesi ve babasının gizemli ölümüyle beraber üvey annesiyle yaşamak zorunda kalan Mayıs'ın hayatı bundan sonra karmakarışık bir hâl alacaktır.
Her şey üvey annesinin Mayıs'ı ıssız ve gizemli bir yatılı okula vermesiyle başlar...
Mayıs başına neler g...
Yeni bölüm geldi! THE XOX kurgumun yanında güzel bir kitap daha yazıyorum. Yani şu an elimde hazırlanmaya başlayan iki kitap var. Diğer kitabın da çok hoşunuza gideceğine eminim. Çünkü oldukça güzel bir kurgu.
Belki THE XOX kurgusunun bölümlerini hazırlayana kadar o kurguyu yayımlarım. En azından sadece bir kitap üzerinden giderek sizi sıkmamış olurum. Bir yandan o kitaba bölüm yayınlarken diğer yandan da bu kurgunun gidişhatını ayarlarım. Belki bugün kurgunun özetini, hatta birinci bölümünü atabilirim.
Ha birde size bir haber vermek istiyorum. Bundan sonraki bölüm sezon finali olarak yayımlanacak. İki hafta falan mola vermek istiyorum. Fazla uzun olmayacak yani, merak etmeyin. Bu süreçte de dediğim gibi diğer kurguyu yayımlarım zaten, sizi boş bırakmam yani merak etmeyin.
İyi okumalar...
🗝🕸🗝
🕸 BÖLÜM 39: BAZI SIRLAR 2 🕸
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*AKİRA MOGAN'IN AĞZINDAN*
Gözlerimi bize kaşlarını kaldırarak bakan kadına çevirdim. Ne demişti o? Cadı mı?
Hepimiz kadına acayip saçma bir şey söylemiş gibi bakıyorduk. Sadece Kunt sanki bunu daha önceden anlamış gibi duruyordu.
Kadın yanımıza doğru adımladı ve gözlerini üzerimizde gezdirdi. Ardından gözlerini bana odakladığında ne yapmaya çalıştığını kavramaya çalıştım. Fakat düz bir ifadeyle bana bakmaktan başka yaptığı bir şey yoktu. Sadece fazla odaklanmıştı.
Ardından dudaklarının arasından çıkan bağırtıyla orman resmen inlemişti. Bağırtının eşliğinde arkadan bir kaç kişi koşarak gelmiş, bir bize, bir kadına bakıyordu.
"Sanırım aradığımız kişiyi bulduk." dedi kadın. Ardından arkasındaki kızların bakışları beni bulmuştu. Ben daha ne olduğunu anlayamadan kadın arkasını döndü ve yürümeye başlamadan önce bize doğru seslendi.
"Beni takip edin." dediğinde hepimiz birbirimize tedirgince baktık. Ardından Kunt önden, biz arkasından yürümeye başladık.
Cesur aldığı darbeden ötürü inleyerek yürüse de birazdan iyileşeceğini bildiğimiz için önemsemiyorduk. Göknur'un içinden anlamlandıramayacağımız bir canavar çıkmıştı. Sanırım o haklıydı, içinde dizginleyemediği bir canavar vardı.
Kısa bir süre yürüdük, ardından karşımıza kocaman bir kasaba çıktı. Benim gözlerim şaşkınlıkla açılırken diğerleri de benden farksızdı. Nereye getirmişlerdi bizi böyle?
