5

14.5K 532 4
                                    

Kahvaltı masasında annemin anlattıklarını şaşkınlıkla dinliyordum.
"Nezahatin dediğine göre Barış, Pelin'in nişanlısını dövmüş"
Annemin sabah sabah bu haberi nasıl aldığını bilmiyordum ama Pelin ve annesi boş durmamış daha dün benimde içinde bulunduğum olayı dallayıp budaklandırarak mahalleye duyurmaya başlamışlardı.
Olay öyle değildi Barış abi Berki beni ittiği için dövmüştü hatta dövmüş bile sayılmazdı bir yumruk atmıştı.
"Dövmedi anne sadece bir yumruk attı" dediğimde annem şaşkınlıkla bana döndü.
"Kız sen nerden biliyorsun madem biliyorsun niye bana anlatmadın"
"Daha dün akşam oldu olay ne ara kulağınıza geldi"
"Konuyu değiştirme Burcu hemen anlatmaya başla"
"Şöyle ki annecim ben dün Suzan teyzelerden çıkınca Barış abiyle karşılaştım. Beraber yürürken Sümüklü Pelin ile Berki gördük. Pelin saçma sapan konuşunca bende ağzının payını vermek adına saçlarına yapıştım. O ara beni ayırmaya çalıştılar sonra Berk beni itince Barış abide sadece bir yumruk attı." Annem dediklerimi şok olmuş bir şekilde dinliyordu.
"Kız sen beni öldürecek misin ne diye yapıştın Pelin'in saçlarına" dediğinde beni haksız bulacağını anlamıştım ama gayet haklı sebeplerim vardı.
"Yok ben tezgahtarlık dışında bir şey bilmezmişim, yardımdan anlamazmışım diye konuşunca dayanamadım. Hem sen o sinsiyi bilmezsin böyle sakin sakin konuşur ama yaptığı imalar insanı çileden çıkartıyor"
Babam ise olayın başka bir boyutundaydı.
"Kızım bir yerine bir şey oldu mu" diye endişeyle sordu.
"Olmadı baba ama bıraksalardı Pelin'e baya bir şeyler olacaktı" diye pişmanlıkla konuştum.
Niye yolmama izin vermediler ki hala içimde onun hevesi vardı. Yalnız yakalardım sonuçta sonra o sarı saçlarını eline verirdim.
Annem ise hala şok içinde beni dinliyordu.
"Burcu, bak hala bir şeyler olacaktı diyorsun. Kızım sen niye sorunlarını konuşarak çözmüyorsun. Kaç yaşında kızsın hala kavga ediyorsun"
Benim yerime konuşmaya Batu karar vermişti. Kafasını tabaktan kaldırarak önce bana sonra anneme baktı.
"Üzülme Anne. Ablam ilk insanlardan olduğu için sorunlarını böyle çözüyor" dedi.
Yine suçlu çıktığım olayda ki bence hiç suçum yoktu annemin ve babamın nasihatlerini dinlemeye başlamıştım.
"Pelin konuşulacak insan mı konuşayım" dedim ve Batuya dönerek
"En azından ilk insanım sen hala maymunsun maymun" diye bağırdım.
Yerimden kalkacakken annem oturmamı sağlamıştı.
"Eee Barış oğlumun adını çıkardı bu kadın neymiş kızını kıskandığı için nişanlısını dövmüş diye konuşup duruyor"
"Banane ya konuşsun hem o mal Barışta gidip o sümüklüye aşık olmasaydı" dedim sinirle.
"Kızım sen bu kadının huyunu bilmiyorsun bire bin katıp anlatıyor yazık Barışıma şimdide bununla uğraşacak"
"Barışı düşündüğün kadar beni düşünseydin keşke" dedim ve bu sefer kimsenin bana engel olmasına izin vermeden masadan kalktım.
"Burda kızın varken ne diye o malı düşünüyorsa gerçi ben zaten belalıyım Barış öyle mi iyilik meleği maşallah" diye söylendim

Bugünde evde duramazdım annemin çenesi çekilecek gibi değildi en iyisi Ece'nin yanına uğramaktı. Hazırlanıp çıktığımda apartmanda Nezahat ve Pelin ile karşılaştım. Pelin beni gördüğü gibi annesinin arkasına saklanmıştı.
"Burcu hayırdır böyle düğüne mi" diye soran Nezahate baktım.
"Nezahat Teyze sen düğün ve evlilik dışında cümle kuramıyor musun" diye cevap verdim
Karşımdaki kadın bu cümleme bozulmuştu.
Arkasındaki Pelin ise annesinin arkasından kafasını çıkardı.
"Anne ya şu vahşiyle niye konuşmaya çalışıyorsun ki" dedi.
"Bu vahşi çok yakında birisinin saçlarını yolup eline verecek biliyor musun" diye Pelin'e baktım. Pelin bu lafımla korkmuş yine annesinin arkasına saklanmıştı.
"Hem Pelincik sen ne diye olayları doğru haliyle anlatmıyorsun annene. Dün aslında benim seni döveceğimi sonrada yine seni kurtaramaya çalıştıkları için kavga çıktığını niye anlatmıyorsun ha" dediğimde Nezahat Teyze şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Kızıma bir daha dokunursan seni gebertirim kız" diye üzerime gelen Nezahat Teyzenin omuzlarından tutarak durdurdum. Omuzlarını sıkmamla yüzünde acı bir ifade belirdi.
"Yerinde olsam böyle bir vahşiye bulaşmazdım" dedim ve omuzlarını bırakarak üstünde toz varmış gibi silkeledim. Korkmuş ve şaşkın bakışlarla bana bakarken onları takmadan aşağı indim.
Macera dolu günüm başlamıştı Allahtan bana sabırlar diliyordum.

KÜÇÜK ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin