On gündür çok güzel bir düzen oluşturmuştum. Sabah kalkıp spor yapıyordum günün geri kalanında evin balkonunu düzenlemiş güzel bir ortam sağlamıştım. Balkonda gördüğüm salıncak ile iyice heves etmiş, çiçekler ekmiştim biraz daha düzen verdiğimde güzel bir yere dönüşmüştü. Balkonla işim bitincede çizim yapıp bazı firmalara gönderiyordum. İş arama maceramda devam ediyorken hala olumlu bir sonuç almamıştım.
Kafamı bu işlerle meşgul ederken Barışın gününün çoğunu işte geçirmesi işime yarıyordu. Emniyete gittiğim günün akşamı yine kavga etmiştik. Böyle işlere bulaşırsam beni eve kilitlemekle tehdit etmişti.
Günlerimiz bu şekilde geçerken arada arayan annemler ve Suzan Teyzelere her şeyin çok güzel geçtiğini söylüyordum. Batu ise sürekli kocamın ne zaman benden bıkıp babamın evine yollayacağını merak ediyordu. Öğrendiğim dedikodulara göre Pelin ve annesi mahallede dışarı çıkamıyormuş. Pelin'in nişanlısı terk ettiği için çok üzgünmüş bu üzüntüylede Barışa mesaj atmıştı sümüklü. Mesaj meselesine takılmamalıydım çünkü bütün bunlar o aptalın mesajı yüzünden olmuştu.Aynı evin içinde olmak bazen duygularımı bastırmama engel oluyordu. Barışla arada doğru düzgün konuştuğumuzda gözlerine takılıyordum bu durumu fark ettiğimde hemen Malsın çünkü diyerek ona bağırıyordum ve kendime gelmeye çalışıyordum. Bir ara sen anca eşeğe bin diye bağırdığımda ne dediğimi anlamadığından yine delirdin sen diye isyan etmişti.
Sabah sporumu yapmaya çalışırken Barış uyanmıştı. Ben salonda hareketlerimi yapmaya çalışırken birden yanıma geldi ve
"Yalnız o hareketi yanlış yapıyorsun" dedi
"Lan pilates yapıyorum sen doğrusunu nerden biliyorsunda konuşuyorsun"
"Ben her şeyi bilirim" diyip eliyle sırtımı düzeltmeye çalıştı.
"Dokunmasana ya" diye bağırdım. Bağırmamla kendini çekerken
"Bak sen iyice çekilmez bir şey oldun" dedi
"Çekilmez bir insansam çekme. Git eşeğine bin"
"Kızım bu eşek meselesi nerden çıktı sürekli eşeğe bin diyip duruyorsun.Hayır sen benim arabamama mı laf ediyorsun. Bana mal demene bir şey demiyorum ama arabam hakkında doğru konuş"
bu sözlerine gözlerimi devirirken duş almak için banyoya geçtim.Saçımdaki havluyla içeri geçtiğimde Barışın hala evde olduğunu fark ettim. Mutfakta kahvaltı hazırlıyordu
"Sen gitmeyecek misin" diye sorduğumda
"Yok bugün gitmeyeceğim hem on gündür operasyonlarla uğraşıyorum iznin olursa bugünü evde geçireceğim" anlattığına göre burada uyuşturucu çeteleri daha fazlaymış ve sürekli baskın yapıyorlarmış.
"Kullanırsan kullan banane" dedim ve ne yaptığına baktım. Menemen yapıyordu.
"Kahvaltı için bu kadar nasıl uğraşabiliyorsun anlamıyorum"
Elindeki bıçağı köşeye koyarak bana baktı
"Sen niye sevmiyorsun kahvaltı yapmayı bende onu anlamıyorum. Kaç gündür bakıyorum doğru düzgün bir şeyde yemiyorsun eğer diyet falan yapıyorsan ihtiyacın yok gayet düzgün bir fiziğin var"
Ne ara benim fiziğime baktığını düşünürken
"Uğraşmak istemiyorum sadece hem ne demiş şair kahvaltının mutlulukla bir ilgisi var bende mutlu olmadığıma göre" dedim
Bir süre bana baktıktan sonra
"Üşeniyorum demiyorda şaire şiire bulaşıyor""Sen ne anlarsın edebiyattan öküz" diye yanından uzaklaştım.
"Burcu bir gün kahvaltı yapmayı çok seveceksin" dediğinde yerimde kalmıştım bir süre ne dediğini anlamaya çalışırken yine devam etti
"Çok mutlu olacağın zamanlar umarım yakındır"
Ona döndüğümde bu isteği hemen gerçekleşsin gibi baktığını gördüm.
"Umarım" dedim ve balkona doğru ilerledim
Çiçeklerimle uğraşırken benim mutlu olmamı istemesinin etkilerini üzerimden atmaya çalışıyordum
"Burcu kendine gel adamın ağzından çıkan iyi bir cümleye tav olacak kadar yoklukta mısın sen"
"Yokluktayım tabi bu zamana kadar eline erkek eli mi değdi tabi yaşında geldi kudurdun. Alışveriş yapmaktan bir etrafına bakamadın ki"
"Zaten alışveriş bile yapamıyorsun maksimum markete gidebiliyorsun şu haline bak"
Kendi kendime acırken Barış kahvaltının hazır olduğunu söylüyordu.
"Ben aç değilim" diye bağırdığımda kendimi zorla menemen yerken buldum o kadar güzel olmuştu ki neredeyse tamamını ben yemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK ŞEYTAN
HumorBarış Abi kendimi bildim bileli bana Küçük Şeytan derdi. Aynı mahallede büyümüştük kendisi polis olmuşken bende ona buna borçlu, belalı bir tip olmuştum. Bana yaptığı teklifin şokuyla; "Kafayı yedin herhalde sen insanları mı dolandıracağız" dedim "...