21

10.8K 473 11
                                    

Varsa biraz yorum ve yıldız alabilir miyim?

Keyifli Okumalar
❤️❤️

Sabah başımın ağrısıyla kafamı yastıktan kaldırdım ve odamdaki banyoya ilerledim zaten dün gece ağlamaktan uyuyamamıştım üstüne gözlerim şişmişti.
Yapılacak işlerim aklıma geldiğinde çabucak soğuk su çarptım suratıma. Bugün gidip Berfin'in babasıyla konuşmamız gerekiyordu üstüne gidip eşyalarımı almam bide bir avukat bulmam lazımdı.
Avukat meselesiyle aklıma Barış geldi beni bıraktıktan sonra acaba ne yapmıştı diye düşündüğümde
"Aman banane ne yaptıysa yaptı. Biz onu unutma kararı aldık ve bunu uygulamaya başladık o yüzden hiçbir şey düşünmek yok"

Hazırlanıp acaba önce hangi işimden başlasam diye düşündüm. En iyisi bir bankaya gidip para çekmekti sonra eve giderdim eşyalarımı aldığımda da Barışa olan borcumun bir kısmını eve koyardım.
Barışın evde olup olmadığını kontrol etmeliydim. Allahtan çantamda yedek anahtarlar vardı da birde anahtar için iletişime geçmek zorunda kalmayacaktım.

Aklıma gelen isimle hemen telefonu çıkardım.
Barış eğer ona ulaşamazsam diye bana hem Yusuf'un hem Sadullahın numarasını vermişti
Açılan telefonla birlikte konuşmaya başladım
"Alo Sadullah ne yapıyorsun"

"İyi yenge sen ne yapıyorsun"

"İyi bende senin şu işi öğleden sonra konuşalım müsait misin"
"Müsaitim yenge yeter ki halledelim şu işi ben müsaitim" diye heyecanla konuştu.

"Tamam o zaman kafeye gelirsin bide bir şey daha soracaktım"
"Sor tabi yengem sor" diye sevinçle konuşurken
"Barış bugün emniyette mi yani o gelmesin diye soruyorum" dedim. Onlara bir şey belli etmemeye çalışıyordum ancak dün akşamki halimizi görmüşlerdi ve bir şeyler olduğunu anlamışlardı.
"Yenge Barış bir operasyon için şehir dışına çıktı" dediğinde kalbim kırılmıştı.
Bırakıp gitmişti demek ki diye düşündüğümde hemen kendimi toparladım.
"Tamam görüşürüz o zaman" diyip telefonu kapattım.
"Cehenneme kadar yolun var gerizekalı mal Barış" dememle ya başına bir şey gelirse diye korktum.
"Yani öyle cehennem değil başka cehennem. Sen benim içimi biliyorsun Allahım" diyip yola koyuldum.

Çantamdaki anahtarı çıkarttığımda eve girmek için neyi beklediğimi bilmiyordum bu evde o kadar uzun kalmamıştım ama yine de buraya son defa girecek olmak beni üzüyordu gerçi bu aralar beni her şey üzüyordu.
Bir cesaretle anahtarı çevirdim ve içeri girdim
Önce etrafa baktım biri var mı diye ama kimse yoktu. Doğruca odama gittiğimde eşyalarımı toplamaya başladım bu evde hiç yaşamamış gibi her şeyimi toplayana kadar devam ettim.

Özenle düzenlediğim balkona baktığımda içim acımıştı. Oraya doğru ilerledim ve salıncağa oturdum gözüm çiçeklerime takıldığında onları son bir kez sulamaya karar verdim.

Artık bu evden gitmek için hazırdım ama bir türlü evden çıkamıyordum.
"Of Burcu girmekten ayrı çıkmaktan ayrı acizsin be" diye kendi kendime söylendiğimde
ayaklarım beni Barışın odasına götürdü
Kapısını açtığım odada kimseler yoktu
"Hayır kimi bekliyordun ki gerizekalı" diyip kapıyı kapatacakken yapamadım ve Barışın kıyafetlerinin olduğu dolabın kapısını açtım
İçinden bir tişört çalıp odadan kaçarcasına çıktığımda ne yaptığımı sorgulamak bile istemiyordum.
"Ergensin sen ergen" diyip tişörtü bavulumun içine koydum.
"Kokusunu özlersek diye aldım yani unutmakta yardımcı olsun görmek istersek en azından sadece bir tişörte bakarız" diye kendi kendime açıklama yaptım. Daha öncede böyle bir girişimim olduğundan çokta yabancı kalmamıştı bana. Onu ilk kez unuttuğum zamanlarda yine bir tişörtünü çalmıştım ve evimdeki odamda duruyordu hala.
Her şeyi sakladığım o mükemmel kutuya yeni parçalar giriyordu.

KÜÇÜK ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin