39

5.8K 264 16
                                    



Keyifli Okumalar Bebekler 🌹🌹

Çöktüğüm yerden kalktım. Gözyaşlarımı sildim
Ağlamanın bir faydası yoktu. Beni çiğneyip gitmişti bu da beni hiçbir zaman sevmediğini gösteriyordu. Durum basitti
"Nasıl bir aptalsında gerçekten sevdiğine inandın" dediğimde gözümden bir damla yaş daha düştü.
"Artık ağlamak yok. Beni kaybedenler ağlasın"
dedim ve kıyafetlerimi giymeye başladım.
Beni bırakıp bu evde onu bekleyeceğimi sanıyorsa çok büyük yanılıyordu.
Çantamı da alıp kapıyı açtığımda karşımda
bir polis memuru gördüm.
"Burcu Hanım Merhaba" dediğinde
"Merhaba" dedim şaşkınca
"Komiserim size göz kulak olmamı söyledi. Bir şeye mi ihtiyacınız vardı"
Barışın böyle bir şey yaptığına şaşırırken
"Hiçbir şeye ihtiyacım yok izin verirseniz çıkacağım" dedim
"Maalesef yapamam" dedi önüme dikilerek
Adım attığımda engel oldu. Sağa doğru tekrar adımladığımda o da attı. Sola doğru adımladığımda o da aynısını yaptı.
"Çekilsene be" diye bağırdığımda
"Zorluk çıkarmayın lütfen"
"Asıl sen zorluk çıkarma gideceğim diyorum"
"Üzgünüm" dediğinde sinirden delirmek üzereydim.
"Bak polis çağırırım beni burda zorla tutamazsınız" dediğimde üzerindeki üniformaya baktı.
Sinirle öne atıldığımda hızlı bir refleksle beni tuttu. Uzun süren uğraşlarım başarısız olurken kendimi çektim ve kapıyı sertçe suratına kapattım.
"Adım Serdar bu arada" diye bağırdı kapanan kapının ardından.
Bir sinir krizinin eşiğindeydim. Önce kapıyı tekmelediğimde hırsımı alamadım.
Mutfağa gidip masayı dağıttığımda hala sinirliydim.
"Kimse beni hapsedemez" diyerek bağırıp önüme geleni fırlatıyordum.
İçeri giren Serdar beni tutmaya çalışıyordu ama ona izin vermiyordum.
"Beni bırakmazsa bu evi yakarım" diye nefret dolu konuştuğumda durdu ve telefonunu çıkardı. Barışı aradığını düşündüğümde
"Komiserim yenge evi yakmakla tehdit ediyor" dedi gözlerimin içine bakarak. Barış bir şeyler söylediğinde telefonu bana vermeye çalıştı
"İstemiyorum" diyip kendimi banyoya kilitledim. Serdar kendime bir şey yaparım korkusuyla arkamdan gelip kapıya vurmaya başladı.
Aynada kendime baktığımda gözlerimde sadece ezilmişlik vardı. Bu görüntü midemi bulandırırken elime gelen ne varsa aynaya fırlattım. Kırılan aynayla Serdar kapıyı kırıp içeri girdi.
O beni kolumdan tutup banyodan çıkardığında
Barışın endişeli sesini duyabiliyordum
Kırılan parçalardan kendimi gördüğümde yüzümdeki eziklik hissi yerini kine bırakmıştı
Serdar beni koltuğa oturttuğunda dün gece beni bırakıp gitmeyeceğine inandığıma lanetler ediyordum.
"Gidebilirsin yenge" diyen sesle düşüncelerimden ayrıldım. Hemen kalktığım koltuktan arkama bakmadan çıktım.

Evden ayrıldığımda nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Biraz yürüdükten sonra bir taksi çevirip sahile sürmesini istedim.
Saatlerdir bir bankta oturmuş ne yapacağımı düşünüyordum gerçi buna düşünmek bile denmezdi. Zihnim bomboştu ve hava kararmaya başlamıştı bile.
Ayağa kalktığımda adımlarım beni sürüklüyordu.

Ece'nin evine gelmiştim ailesi şehir dışındayken beni görmeyi hiç beklemiyormuş gibiydi.
Ece'yle birlikte oturmuş abisinin biralarını içiyorduk. Ona her şeyi anlattığımda bana kızmamıştı. En ufak bir yargılama yapmadan sadece dinlemişti. Keşke benden yardım isteseydin dediğinde ona neden yapmadığımı anlatmıştım. Beni anlamaya çalışan tek insan olması ile gözlerim dolmuştu.
"Ezik miyim lan ben" dedim sarhoş halimle
Ece'de sarhoş olduğundan önce bana bakmış sonra kafasını hayır anlamında sallamıştı
"Eziğim tabi" diyerek ona karşı çıktım
"Hangi salak kırk yılın klişesi ile adamın onu sevdiğini düşünür ki" dediğimde Ece suratıma anlamadığını belirten bakışlar atıyordu

"Beni rüyasında görmüş" dedim kahkaha atarak. Ece de benimle birlikte güldüğünde
"Rüyamda gördüm dedi ve yatağa attı" dediğimde kahkahalarım artmıştı.
Ece'nin gülümsemesi solduğunda
"Seviyor seni" dedi.
Bu cümlesiyle kahkahalarım kesilirken hemen ona baktım.
"Sevseydi gitmezdi. Canım tehlikedeymiş falan bunların hepsi zırva. Bir kargoyla insanın canı tehlikeye girer mi" dediğimde cevap vermedi
"Onun tek derdi mesleği. Zaten hep görevim de görevim diye geziyordu. O Mal için önce görev sonra kendisi var. Ben hayatına yüzüncü sıradan bile giriş yapmamışımdır" dedim omuzlarım çökmüş şekilde.
"Haksızlık ediyorsun Burcu" dediğinde yine sinir dolmuştum.
"Sana her şeyi anlattım. Daha dün babamı bile arkamda bıraktım önceden bıraktıklarımı saymıyorum bile. Hep ben mi fedakarlık yapacağım ha? Niye her şeyi benden bekliyor" dedim gözlerinin içine bakarak
"Ben sürekli fedakarlık yapacak bir insan olmadım ki hiç. Beni en başından beri tanıyor, biliyor. Sende biliyorsun. Benimde hayallerim vardı hayatımın fırsatını onun için reddettim ama o ne yaptı. Beni arkasında bıraktı" dedim
"Ama bunu senin için yaptı" diyen Ece'yle çökmüş omuzlarımı kaldırdım
"Başka seçeneği yok muydu sanıyorsun. Yalnız kaldım ben. Babam beni reddetti ailem yok artık. Onun elini tutmamın tek nedeni yanımda olacağına inanmamdı ama o da beni yalnız bıraktı" dedim.
Ece bana baktığında beni anlamaya çalışıyor gibiydi ama yine de
"Şu an için böyle konuşuyorsun geri geldiğinde eminim kendini affettirecektir" dedi.
"İstemez beni o halde bırakıp gitmeyecekti. Ölsem bile affetmeyeceğim" dedim hırsla
Bu sözüme karşılık sustuğunda yanıma gelip bana destek olmaya çalıştı.
Ece, sinirli olduğum için böyle davrandığımı düşünüyordu ama benim sinirim geçecek bir şey değildi. Öfkeliydim ve bu öfke hep benimle kalacaktı.

KÜÇÜK ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin