Dün akşam Barış arkadaşlarını kovmak için binbir çaba içerisindeyken ben kalmaları için direnmiştim. Benim dediğim olduğunda ise Mert ve Yusuf yine mi gözüne bir şey kaçtı diye sormuşlardı. Kaçtı ulan kaçtı demesiyle ben yine domatese dönmüştüm.
Onlar kalktıktan sonra koşa koşa Barışın odasına gitmiştim çünkü o öpücüğü açıklayamazdım.
Ne diyebilirdim ki kudurdum öptüm mü
Olmazdı hem bundan sonra onun bana kanıtlaması gereken bir sevgi vardı.Barış ise bir süre sonra odama gelmiş kapıyı çalmıştı ben cevap vermezken kapının kilitli olduğunuda fark etmişti.
"Burcu yavrum niye böyle yapıyorsun" diye konuştuğunda ben yine cevap vermedim.
"Tamam utandığını varsayıyorum şu an o yüzden üstüne gelmeyeceğim. İyi geceler güzelim" diyerek kapımdan ayrılmıştı.Ben bütün gece heyecandan uyuyamamıştım.
Birbirimize bir şans vermiştik ve ben onu öpmüştüm. Bunlar o kadar gerçek değil gibiydiki sürekli acaba hayal mi gördüm diyip şüpheye düşüyordum.
Bir elim kalbimde bir elim dudağımda aptal aşık gibiydim.Sabah kapımda Barışı görmek ise yine heyecanlanmama sebep olmuştu.
"Günaydın" diyerek gülümsediğinde bende ona gülümseyerek karşılık vermiştim."Kahvaltı hazır"
"Bari bugün ben hazırlasaydım" diye utangaç bir şekilde konuştum.
Barış bunun bir önemi olmadığını söylerken bana yaklaşıyordu. Ben yine heyecanlanıyordum
"Ben bi elimi yüzümü yıkayıp geliyorum" diyerek banyoya koştum."Burcu bu aptal aşık tripleri sana hiç olmuyor be" diye aynadaki aksime konuştum.
Suratımdaki salak sırıtmayı silmeye çalışarak mutfağa geçtiğimde Barışın menemen yaptığını fark ettim.
"Omzun yaralı senin niye böyle şeyler yapıyorsun. İlla kafana mı kazıyalım" diye sinirlendiğimde
"İstersen yapalım" diye konuştuğunda suratında çapkın bir gülümseme vardı.Barış benden daha fazla kudurmuş olabilir miydi çünkü onu tehdit ediyordum ve şu anki yüz ifadesi ise bundan keyif alıyormuş gibiydi.
"Yapmayalım" diyip yerime oturdum.
Ben sessizce kahvaltımı yapmaya çalışırken beni izleyen Barışla yerimde kıpırdandım.
Kafamı kaldırdığımda
"O kadar uğraşmışsın sende yesene" dedim."Yerim" dediğinde konunun kahvaltı ile ilgili olup olmadığını anlayamadım.
Şaşkın gözlerle ona bakarken o hala sırıtıyordu.
"Sen böyle mal mal sırıtıp duracak mısın" dediğimde yüzündeki sırıtış silindi."Mal falan olmuyor artık" dedi.
"Niyeymiş" diye kaşlarımı çattığımda
"Çünkü biz seninle dün yeni bir yola girdik ve sen artık bana mal demek yerine aşkım, kocam, erkeğim demelisin" dedi sandalyesine yaslanarak
"Erkeğim?" diye sorduğumda hemen kafasını salladı.
"Malım derim daha iyi" diyip tekrar kahvaltıma döndüm. Barışta artık kahvaltısını yaptığında ilaçlarını almaya başlamıştı.Ben hemen etrafı toplamış Barışa dinlenmesi gerektiğini biraz temizlik yapmalıyım dedim.
Evi bok götürüyor olabilirdi. Bana yardım etmek istediğinde onu reddederek işe koyuldum.
Uzun süren temizlik maratonundan sonra Barış yine dayanamamış bana biraz yardım etmişti. Duş almak için banyoya geçtiğimde ondan sürekli kaçtığımı fark etmişti. Banyodan çıkıp saçımı kuruttum ve yine salona yanına geçtim. Bu sefer yapmam gereken çizimlere başladım."Burcu artık yerinde mi dursan. Sırf konuşmayalım diye temizlik bile yaptın"
"Aaaa ben pis miyim tabi ki yapacağım" diyerek hemen çizimime geri döndüm.
"Değilsin tabide temizlik yapmayı sevmiyordun en son hem bunları geçelim mesela dün hakkında konuşalım mı" dedi
"Offf ya konuşalım diyip durma dün konuştuk bitti bundan sonra icraat göster yeter" diye bağırdım.
"Senin gibi mi" dediğinde yine kudurmuş gibi bakıyordu. İyiki bir halt yedik öptük diye düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK ŞEYTAN
HumorBarış Abi kendimi bildim bileli bana Küçük Şeytan derdi. Aynı mahallede büyümüştük kendisi polis olmuşken bende ona buna borçlu, belalı bir tip olmuştum. Bana yaptığı teklifin şokuyla; "Kafayı yedin herhalde sen insanları mı dolandıracağız" dedim "...