"Batu oğlum kendine gel artık" diyen annem Batunun burnuna kolonya tutuyordu. Kolonyayı arada kendinede koklatırken bana ve Barışa baktı.
"Şu oğlan bir kendine gelsin size de sıra gelecek" dedi.
Babam, Fuat Amca ve Suzan Teyzede Batunun başındaydı.
Yavaş yavaş gözlerini açan Batuyla annem hemen "Oğluşum iyi misin" diyerek sordu.
"İyiyim anne sadece kötü bir rüya gördüm. Ablam Barış abiyle evlenmişti inanabiliyor musun." diyip güldü ve devam etti.
"Barış abinin ablamla ne işi olacaksa artık" diye lafını bitirdiğinde etrafında göz gezdirdi.
"Aaaa aynı rüyamdaki gibi toplanmışız"
"Rüya değil gerizekalı gerçekten evlendik" dedim Batuya bakarak.
"Neeee" diyip Barışla bana baktı.
"Evet Batu biz ablanla evlendik" diye Barışta konuştu.
Batu yerinden kalkarak Barışın yanına geldi
"Abi seni tehdit mi etti ne yaptı bilmiyorum ama eğer tehdit varsa göz kırp ben anlarım"
dediğinde gerçekten göz kırpacak mı diye Barışa baktı herkes.
"Yok artık ama neyle tehdit edeceğim polis adamı" diye sinirle konuştum.
"Sen kesin bir yolunu bulmuşsundur. Böyle melek gibi bir adamın senin gibi şeytanla ne işi olur" diyen Batuyu Barış susturdu.
"Karımdan şeytan diye bahsetmezsen yalnız"
Batu Barışın bu lafıyla yine bayılacak gibi oldu.
"Bak karısına şeytan deme diyor. Karısına yani bana" diyip kendimi gösterdim.Bu konuşmalara daha fazla katlanamayan ev halkı Batuya kızarak yerine oturtmuş ve ikimizi sorguya almışlardı.
Fuat Amca ve babam bu olayın nasıl gerçekleştiğini sordu.
"Şimdi şöyle ki ben Burcu'ya aşıktım ve sürekli kavga ettiğimizden bir türlü açılamıyordum. Çıkan dedikodularda beni iyice çekimser yapmıştı. Bende bu durumdan kurtulmak için tayinimi istedim." diyen Barışla hepsi bir daha şok olmuştu.
"Ne tayini oğlum" dedi Suzan Teyze
"Dediğim gibi anne dayanamıyordum hem Burcu'ya açılamamak hem de dedikodular beni çok boğmuştu. Tayin meselesini Burcuya söylediğimde aşkımın karşılıklı olduğunu öğrendim" dediğinde herkes aynı anda bana bakmıştı. Ben şimdi bu adama aşığım diyecektim ve inandırıcı olmak zorundaydım.
"Beni biliyorsunuz geçimsiz insanın tekiyim. Barışlada hep böyle anlaştım ama o gideceğinden bahsedince artık kendimden bile sakladığım bu aşkı söyleme ihtiyacı duydum. Bende aşkımın karşılıklı olduğunu öğrendim ve Barış yine de gidiyordu o yüzden hızlı bir kararla evlenmeye karar verdik. Daha yeni kavuşmuşken araya mesafeler girsin istemedim" dedim Barışa aşk dolu bakışlar atarak.
Allahım içimde kopan fırtınaları sen duy. Hem gözlerimi hem dilimi çamaşır suyuna batıracağım.
Herkes bir anlığına yumuşamış sonra şüpheli bakışlarla ikimize bakmaya devam etmişti.
"Madem birbirinizi seviyordunuz niye gelip bize söylemediniz" diyen anneme baktım.
"Biz bile yeni söyledik birbirimize size nasıl söyleyelim" diye cevap verdim.
Babam ise kırgın bakışlarla bana bakarak
"Evlendiğini bilseydik en azından" dedi. Onun bu bakışları altında ezilmiştim. Tek tesellim borcumu öğrendiğinde de böyle bakacağını bilmemdi.
"Baba ben özür dilerim ama baksanıza bir kendinize. Evlendik dediğimizden beri biri bayıldı diğerleri sürekli şüpheli gözlerle bakıyor ve bu durumda benim kalbimi kırıyor. Karşınıza çıkıp biz birbirimizi seviyoruz desek hiçbiriniz ciddiye almayacaktınız gerçi hala da almıyorsunuz ya neyse.
Zaten bunlar kavga edip ayrılır diye içinizden geçirdiğinize eminim ama durumlar öyle değil" diyip Barışın elini tuttum.
"Ben Barışı seviyorum ve onun için her şeyi yapmaya hazırım" dedim.
Bu konuşmamla hepsi başını önüne eğmiş ve düşünmeye başlamışlardı. Böyle vicdanınıza oynarım işte.
Elini tuttuğum Barış ise bu performansım karşısında alkış tutmamak için zor duruyor gibiydi.
"Bende Burcu için her şeyi yaparım" diyerek gayet inandırıcı bir şekilde konuştu. Öyle bir söylemişti ki bir an ben bile inanmıştım.
Fuat Amca babamı alarak mutfağa gitti ve yalnız konuşacaklarını söyledi.
Annelerimiz ve Batuyla yalnız kalmıştık.
Suzan Teyze konuşmaya başlayarak
"Oğlum bu tayin meselesi nerden çıktı. Madem evlendiniz yanımızda kalmaya devam etseydiniz."
"Her şey için çok geç anne artık geri alamam" diye cevap verdi Barış.
Benim annem ise
"Şimdi sende Barışla birlikte mi gideceksin" diye gözleri dolu dolu konuştu. Bu hali beni üzerken birkaç ay sonra boşanmış bir kadın olarak geri döneceğim aklıma geldi. Şimdilik kendimi ne kadar acındırsam o kadar iyiydi.
"Evet anne" dedim acı çekermiş gibi bakarak.
Annem benim gideceğim düşünceliyse daha da üzülürken.
"Odan bana kalacak ama buna seviniyorum bile" diyen Batuya baktım
"Üzülme Batuş sizi görmeye geleceğim zaten" dediğimde
"Ona mı üzülüyorum ben. Barış abime üzülüyorum. Hala bir rüya olabilir mi" diyen Batunun yanına gidip etini sıkıştırdım. Batu acıyla kolunu çekerken.
"Bak yeterince gerçekmiş" dedim
Annem bu halimize alışıktı ancak Suzan Teyze sürekli Batunun laflarına takılıyordu. Bu salak yüzünden istenmeyen gelin olacaktım. Olaya el atmak için
"Sonra niye size söylemedik. Ben o kadar iyi bir insan olmayabilirim ama Barışa her baktığımda içime doğan güzel duyguları bilmiyorsunuz. Onun için iyilik elçisi olacağımı, bütün dünyaya karşı çıkacağımı ya da o gülümsesin diye her şeyi yapacağımı bilmiyorsunuz" diye hem sinirli hem kırgın bir tonda konuştum.
Bu konuşmamla Batu bile pişman olmuş bakışlarla bana bakıyordu.
İçeri giren babam ve Fuat Amca ile hepimiz onlara baktık. Fuat Amca konuya girerek
"Nikahınızı kıydınız haberimiz olmadı sizi anlamaya çalışıyoruz bir yerde hak veriyoruz ama sizde bize hak verin. İkinizden hiç beklemediğimiz bir şeydi" dedi ve Barışla benim aramda bakışlarını gezdirdi.
"Burcu kızımın çocukluğunu bilirim benim için Damladan farkı yok sizin için sevindim ama hala şaşkınım" diyip sözünü bitirdiğinde
Babam konuşmaya başladı.
"Benim içinde Barış oğlum gibi hem siz kararınızı vermişsiniz bize de hayırlı olsun demek düşer" diyerek elini uzattı.
Barışla birlikte kalkıp babalarımızın ellerini öptük. Sıra annelerdeydi Annem ve Suzan Teyze dolu gözlerle bize bakarken sonunda ellerini uzatmışlardı.
"Bu iş böyle olmaz ama en kısa zamana düğününüzü yapmamız gerek" diyen Fuat amcayla babam konuşmaya başladılar.
Barış 1 hafta sonra gideceğimizi söylediğinde herkesi bir telaş sarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK ŞEYTAN
HumorBarış Abi kendimi bildim bileli bana Küçük Şeytan derdi. Aynı mahallede büyümüştük kendisi polis olmuşken bende ona buna borçlu, belalı bir tip olmuştum. Bana yaptığı teklifin şokuyla; "Kafayı yedin herhalde sen insanları mı dolandıracağız" dedim "...