"Pijamalarını daha çok sevmiştim." dedi üstümdeki artık kurumuş elbiseyi gözüyle işaret ederken. Güldüm "İltifatın için sağ ol."
"Ciddiyim daha tatlıydı."
"Bence elbise üzerimde harikulade müthiş durduğu için beni kıskanıyorsun." dedim saçımı abartılı bi şekilde geriye atıp gülerken ama o gülmedi, oldukça ciddi bi yüz ve sesle "Evet sana ilk görüşte tutuldum, o yüzden seni herkesten saklamak isteyecek kadar çok kıskanıyorum."Gülüşüm yüzümde dondu kaldı işte bu biraz garip hissettirmişti. Hiç tanımadığım birinin yanında olmak hata mıydı? Aslında korkmam gerekiyordu, peki niye hiç korkmuyordum?
Ciddileştiğimi görünce yüzünde en ufak bi mimik oynamadan sadece "Şakaydı" dedi. Ortam tuhaflaştığı için zorla garip samimiyetsiz bi gülüş attım ve konuyu değiştirdim "En son gördüğümde motorun yoktu sanki"
"En son gördüğünde yolda nasıl yürüneceğini bilmeyen sapığın teki bana çarpmıştı. Eh sapığın tekinin yolda bana çarpma ihtimalindense eve motorla dönmek daha iyi bi fikir gibi geldi." utandığım için yüzümü ellerimle kapayıp imasına güldüm. Daha fazla inkar etmenin bi anlamı yoktu zaten ne desem yalandı gerçekten sapık gibi çocuğun evini izlemiştim."İyi de" dedim gülerek "nerden aldın motoru satış yapan yerlerin hepsi merkezde ayrıca bu saatte kapalıdır."
"Acil paraya ihtiyacı olan bi çocuktan." Gözlerim hayretle açıldı ve önceden o kadar çok incelemediğim motora tekrar kaydı, motorlardan anlamazdım ama kaliteli bi şeye benziyordu ayrıca partide paraya "ihtiyacı olan çocuk" sıfatına uyan birisinin olduğuna pek emin değildim.Bu çocuk birinin motorunu alabilmek için ne kadar teklif etmiş o kadar parayı çat diye nasıl verebilmişti? Kaç yaşındaydı bu Allah aşkına?
Bu sefer gözlerim onun gerçekten bizim yaşlarımızda olup olmadığını kontrol etmek için üzerinde gezindi. Ama hayır en fazla on dokuzlarında olabilirdi "Anladım iyiymiş." Anlamamıştım aslında, iyi falan da değildi ama görgüsüz gözükmemek için sadece bunu deyip kafamı sallayabildim "Gidelim mi artık?" Ayağa kalkmamla oturduğu yerden kalktı "Olur."
~~~~~~~~~~~~~~~~
Kulübe gitmeden direkt Helinlerin evine gitmek istemiştim. Zaten Denis evdeydi Helinler de eve gelmemişse telefondan gittiğimi haber vericektim.
Motordan inerken havuzda ıslandığı için iyice lüle lüle olmuş saçlarım önüme düştü. Normalde kuruyunca kabarır ve beni çirkin olduğunu düşündüğüm bi görüntüye sokardı ama bu geceki mucizevilik onları da etkilemişti anlaşılan. Sadece güzel kıvırcık buklelerdi.
Yüzümün önündeki saçlarımı geriye attım "Getirdiğin için sağ ol." Kibirli ama çekici bi sekilde "Her zaman Selen." diye mırıldandı, hoş tatlı bi özgüveni vardı. "İsmimi nerden-"
"Söylemiştin." dedi hızlıca.Öyle kendinden emindi ki hatırlamadığım halde söylediğime inandım "Söylemiş miydim? Senin ismin neydi peki?" bu zaman boyunca bi kere bile ismini sormanın aklıma gelmemiş olmasına inanamıyordum "Kuzey, ismim Kuzey." Ne kadar ona uyan bi isimdi özellikle soğuk mat mavi gözlerine.
"Selen!" Batu'nun sesini duymamla o huzurlu akşam havası yok oldu. "Getirdiğin icin teşekkür ederim."
Kuzey "Sonra görüşürüz." dedi ve sahil tarafına doğru sürmeye başladı.Batu'nun açtığı evin kapısından Lal'in sesi duyuldu "Selen mi geldi?" ardından sırayla Lal Helin Denis evden çıktılar, Lal koşarak yanıma geldi ve beni omuzlarımdan tutup sarstı "Nerdeydin?
Lal'in ellerini omuzlarımdan çektim "Aşkım sakin ol."
"Ne demek sakin ol? Ne zamandır seni arıyoruz haberin var mı?"
"Sema teyzelere haber vericektik neredeyse." dedi Helin
"Dışarda oturuyordum sadece neden abarttınız bu kadar?"
"Polis seni götürdü sandık." Denis'in sessiz sakin sesi bile endişeliydi.
"Ne?" dedim gülerek "Polis beni niye götürsün?"
"Başına bi şey geldi diye endişelendik sen hala burda gülüyorsun." dedi Batu sinirle.
"Sen sakin olsana biraz, bugün bana kızmaya yer mi arıyorsun?"Lal ne zaman diğerlerini içeri sokmuştu bilmiyorum ama dışarda sadece Batu'yla ikimiz kalmıştık. "Kaç kere aradık seni nasıl hiç telefonuna bakmazsın?" Çantamdan telefonumu çıkardım gerçekten bir sürü mesaj ve arama vardı. Hafif mahçup şekilde "Telefonum sessizdeymiş duymadım." diye mırıldandım.
Sonra gözüm en üstteki mesajı okudu "Kulübü polis mi basti!?" dedim şokla
"Evet."
"Nasıl? Kaç defa yaptın bu partiyi hiç böyle bi şey olmamıştı." Sakinleşmişti sesi önceki kadar sinirli gelmiyordu artık ama aklına gelen şeyle yine kaşları çatıldı "Seni almak için kapının önüne geldim ama çoktan gitmiştin, anlaşılan keyfinde yerindeymiş." Sinirle gözlerimi devirdim "Evet, yerindeydi boşa endişelenmişsin."Tam eve giricektim ki durdum "Sen arka kapının orada olduğumu nerden biliyordun ki?" Sinirli hali garip bi şekilde değişti ve ne diyeceğini bilemez gibi elini saçına attı sonra doğruyu söylemeye karar vermiş olmalı ki "Sizi gördüm" dedi ve sinirle devam etti "onunla öyle dipdibe durduğunu görünce..." ama sonunu getiremedi.
"Ne görünce ne?" Dışardan muhabbettimizi izleyen biri bunun yarım kalmış bi aşk itirafı olduğunu sanardı ama ben maalesef Batu'yu tanıyordum "Polisi sen çağırdın." dedim inanmak istemeyerek.
Ne kadar inkar etmesini, onu nasıl böyle bi şeyle suçladığımı söyleyip bana kızmasını, çığırıp bağırmasını istesem de hiçbir şey söylemedi "Sana inanmıyorum. Nasıl böyle bi şey yapabilirsin? Ya birimiz yakalansaydık? Hiçbir şeyden haberimiz yoktu ya kulübe geri dönseydim!?" Öyle sesli bağırmıştım ki sesim sitede yankılandı.
Lal kapının önüne geri geldi Denis'le Helin de hemen arkasındaydılar "Ben seni korurdum sana bi şey olmasına izin vermem."
"Hayır" dedim fısıltıyla "sen beni kendinden koru."~~~~~~~~~~~~~~~
~Helin~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✨Eskiden Yaz✨
Teen Fiction"Eskiden yazlar daha güzel geçerdi. Yemeklerin tadları, sıcak havada denize girip serinlemenin verdiği o keyif... Ama simdi yazlar yaz gibi hissettirmiyor. Havada boğucu bi sıcakla eski anıları anmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Sahi ne zamandan so...