Yarının Dünü

18 3 1
                                    

Hilal arada bi hareket edip Selen'i sanki güzel huzurlu bi uykuya yatmış gibi gösteren uzun siyah kirpiklerine baktı. Ama öyle değildi Selen bi haftadır komadaydı doktorun dediğine göre de ne zaman uyanacağı belirsizdi.

"Bugün elbise provası var." dedi gülerek "Helin söylememi istedi. Elbisenin seni uyandıracağını sanıyor... Uyandıracak olsa güzel olurdu gerçi, 'bensiz mi yapacaksınız düğünü' diye trip atardın. Ama kızma sadece kimse gününü değiştirmek istemedi, sanki sen şey olmuşsun gibi.. yani sanki ölmüşsün gibi..." Boğazına oturan yumruyla yutkundu.

"Batu'nun Kuzey ile Yosun'u aradıklarını biliyor musun?" Hilal kendi cümlesinin saçmalığına güldü. "Dünyanın en saçma ikilisi... Kuzey annenleri o gece hastaneye götürdüğünden beri Sema teyzenin favori komşusu oldu gecen gün ismiyle seslendiğini değil direkt oğlum dediğini duyduk. Batu'nun yüzünü görmeliydin kıpkırmızıydı, tabii yıllardır teyzelerinin tek prensiydi beyefendi. Aaa bak inanmayacaksın bu çiçekler.."deyip yatağın yanına dizilmiş çiçek buketlerinden birine doğru uzandı ve  Selin'in burnuna doğru tutarken devam etti "Hande'den. Şok oldun değil mi? İlk günler ziyarete geldi biliyor musun? Gerçi o şekerli parfümünün kokusunu daha odaya girmeden almışsındır sen." Yüzündeki buruk gülümseyle bi süre hastane sessizliğinde öylece oturdu. Daha sonra yine cevapsız sorularını sormaya devam etti.
"Batu bugün de ziyaretine gelmedi değil mi? Aptal çocuk. Sana değer vermediğinden değil sadece o gün için kendisini suçluyor. Yani bu yüzden uyanmıyorsan bil..." Konuşma boyunca tuttuğu gözyaşları yanaklarından birbir akmaya başladı. "O seni sandığından çok seviyor."

Tekrar gelicek olan ağlama krizini zar zor bastırdı ağlayıp Selen'i üzmek istemiyordu. Doktorun dediğine göre Selen onları duyuyor ve hissediyordu yüzüne sahici bi gülümse yerleştirdi. "Ben şimdi gidiyorum yarın Helin gelicek. Büfede ne kadar yorulduğunu falan söylerse sakın kanma bütün gün masanın birine oturup oje sürüyormuş." Tuttuğu selenin elini yavaşça bıraktı. "İyi geceler aşkım."

~~~~~~~~~~~
Küçük kız mavi puantiyeli eteğinin fırfırlarıyla oynayıp bi köşede surat asarak oturuyordu. Zorla getirildiği sıkıcı yetişkin buluşmalarından birindeydi. Annesinin dediğine göre çok uzak bi ülkeden arkadaşları gelmişti ve Hilal ile onun olduğu gibi çok yakındılar üstelik çocukları da vardı ama bunların hiçbiri onun ilgisini çekmemişti. Kendisi zaten Lal'e sahipti ve başka arkadaşa da ihtiyacı yoktu. Sıkıntıyla annesinin yandan ikili topuz yaptığı saçlarına dokundu. Sıkıca toplandıkları için çekilen saç telleri canını sıkıyor annesine öfkesini iyice artırıyordu. Bu korkunç sıkıcı ortamda acı içinde Lal'i beklemekten baska yapabileceği bi şeyi yoktu gerçi geç kaldığı için ona da kızgındı. Aslında düşününce maalesef biraz fazla nazlı bi çocuktu Selen. Mıymıntı bi suratla ileride toplu halde oturan çocuklara baktı. Ellerindeki oyuncaklarla oynadıkları oyunda gerçekten eğleniyor gibi görünüyorlardı.
Prenses tacıyla masanın başına oturmuş sarışın kızın elindeki Barbie'yi kıskandı. İçinde onların aralarına girip oynama isteği uyansa da cesaret edemedi. Yeni arkadaşlar edinme konusunda hiçbir zaman iyi olmamıştı.

"Selam" kafasını yana eğmiş ona merakla bakan çocuğu fark etmesiyle korkudan yerinde sıçradı. Bu sarışın tuhaf gözlü bi çocuktu "Ne zamandır orada dikiliyor?" düşüncesiyle doldu kafası. Çocuk ilgisini çekse de üzerinde olan mızıkçılığından dolayı umursamazca yüzünü çocuktan başka bi tarafa çevirdi. Selen'in bu tavrına rağmen tuhaf gözlü bu çocuğun aklından ise çok başka şeyler geçiyordu. Pıt pıt atan kalbinden ve Selen'in onu umursamamasından dolayı anlık şok geçirse de yaşadığı tuhaf heyecan yüzünden terleyen minik ellerini havalı gözükmek için ceplerine sokup Selen'e iyice yanaştı. Amacı kendi adını söyleyip ona da ismini sormaktı. Annesinin öğrettiği gibi Türkçe kelimeleri kafasının içinde anlamalı bi şekilde birleştirdi. Bi şekilde cümleyi yanlış söyleyip tuhaf bi duruma düşmek istemiyordu.

Diğer çocuklar yabancı bi ülkeden gelmiş olmalarını havalı bulmuşlardı ama nedensizce kalbini hızlandıran bu kıza farklı ya da garip gözükme riskine düşmek istemedi. "Ben" dedi oldukça düzgün bi şekilde ama Selen sözünü tamamlamasına izin vermeden hatta belki de baştan beri onu dinlemeyerek yerinden bi anda fırladı ve koşa koşa ileride üzerine minik bi deri ceket giymiş annesinin elini tutan baska bi kıza sarıldı. Çocuk ise ilk kez umursanmamanın hissettirdiği garip bi kırıklıkla ve hala kalbini düzensizce attırıp gülümsemesine sebep olan hoş tatli bi duyguyla, kızın duymayacağını bilmesine rağmen cümlesini tamamladı. "Ben Batu."
~~~~~~~~~~~

"~~~~~~~~~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✨Eskiden Yaz✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin