Masamızın yanından kimsenin radarına yakalanmamak için olabildiğince hızlı neredeyse koşarak geçtim ama Helin tabii ki beni fark etmişti. Sandalyesine yayılıp oturmuş furkanin yanından bi çırpıda kalkıp peşimden koşa koşa arabaların yanında bana yetişti.
"Dursana kızım nefesim kesildi." dedi zar zor nefes alarak ama ben hala ona yüzümü dönmemiştim beni kolumdan tutup kendine çevirince minik bi çığlık atti.
"Kıpkırmızısın" endişeyle elini alnıma koydu "ateşin mi var?"
Utançla ellerimi yüzüme kapattım "Batu-"
"Ne bi şey mi yaptı yoksa sana?" ellerim hala yüzümde başımı olumsuz anlamda salladım.
"Ne oldu o zmn aşkım konuşsana."
"Ben yaptım ben Batu'yu"
Helin kaşları çatıldı ve ardından yüzünde mutlu bi sevinç oluştu "Dövdün mü? Sonunda.. Nolur kafasına kafasına vurdum de."
"Hayır Helin ne dövmesi ya"
"Başka ne düşünmem gerekiyor k-" yüzü aydınlanmışlıkla dondu "yok artık" ve düğündeki herkesin duyması için yeterli olucak bi sesle bağırdı "Batu'yu öptün mü!?"
Korkuyla ağzını kapattım. "Bağırmasana bağırma!"
Ağzı hala kapalıyken "tomom" dedi. Yavasca elini ağzından çektim ve anında tekrar bi çığlık attı "İnanamiyorummmm!"
Ellerimle yüzümü tekrar kapattım "ben de? Naptım ben"
Helin muzurca gülümseyip omuzuma vurdu "Hadi hadi seni minik şeytan bi de istememişsin gibi davranma bildiğin ikizimin namusuna göz dikmişsin." Utançla iç geçirdim "Ya öyle demesene"Helin'in arkasında bize bakan Batu'yu görmemle nefesim kesildi panikle kendimi geri çektim."Buraya bakıyor."
"Hani?" Helin Batu'yu görünce sinir kahkahalarından birini daha attı "onun su an bizi gördüğünü pek sanmıyorum." Kafamı onun arkasından cikartip ben de Batu'ya baktım. Eli dudaklarında yere bakıp gülüyordu. "Kafasını yakmışsın." Helin telefonla Batu'nun resmini çekerken heyecanla yerinde zıpladı. "Bunu kızlara söylemeliyiz hemen!"
"Hayır olmaz! ben benim gitmem lazım"
"Nedime olduğun düğünü terk mi ediceksin?"
"Belki" dedim ben de yapamayacağımı bilerek "off bilmiyorum gitmem gerek."Helin gitmemem için kolumdan tuttu. "Dur sonsuza dek kaçamazsın ya"
"Biliyorum ama şu an en azından bugün karşılaşmak istemiyorum."
Helin derin bi nefes verdi "iyi Lal yemek bölümüyle ilgileniyordu onun yanına git ben burayı hallederim."
Ona minnetle gülümsedim "Teşekür ederim. bugün garip bi şekilde tesellilerin çok iyi farkında mısın?" Kendini beğenmiş gülümsemesi yüzünde yayıldı. "Keyfim yerinde" bunu derken abartılı bi şekilde yine kulağının arkasına takılmış çiçeğini göstermişti. "ve şans çiçeğim benimle.
Gülümsemem yüzümde donup kalırken kulağının arkasına taktığı beyaz laleyi alıp koklayışına bakakaldım.
~~~~~~~~~
"Hayır sadece bi tesadüf, öyle olmalı."
"Kiminle konuşuyorsun?"
Çevremde söylenerek dönüp durmayı bırakıp elinde bi kaç kağıt bana bakan Lal'e döndüm. "Hiç hiç" yemeklerin tutulduğu binaya gelmiştim ama aklım hala beyaz laledeydi ben mi yanlış hatırlıyordum acaba Lal farklı bi çiçekten mi bahsetmişti?
"İçerdeki tatlılar birazdan dağıtıma çıkıcak oraya dönmeliyim sen neden burdasın?"
Ellerimi birbirine birleştirip çekinerek ona dogru bi kaç adım attım.
"Yardım etmeye geldim."
"Gerek yok ben ilgileniyorum burayla."
Olsun ben de yardım ederim."
"Gerek yok dedim!"Olduğum yerde kalakaldım Lal oldukça nadiren sesini yükseltirdi, bağırmaktan nefret ederdi. " Bak özür dilerim." dedi yere doğru bakarken "ihtiyacım yok gerçekten." ama ben başka bi şey oldugunu anlamıştım her zaman anlardım, göbek bağlarımız beraber kesilmişti bizim.
"Noldu? Bi şey olmuş." dedim elimi omuzuna koyarken
"Olmadı" diye ısrar etti.
"Olmuş" yere diktiği gözlerini yerden kaldırıp bana baktı ağlıyordu. ne yapacağımı bilemez şekilde panikle kekeledim. "n noldu?"
"Hiç duygulandım sadece" hıçkırıklarının arasından yarım yamalak konuşuyordu. "ablam evlendiği için"
"Yalancı çok kötü bir yalancısın ne oldu söyle."
Dolu gözleriyle bana baktı.
"Gelmicekmiş" diyebildi sadece ve ardindan ağlayışı daha da şiddetlendi.
"Aşkım işi çıkmıştır, bi şey olmuştur."Şimdi ikimizde kapının kenarındaki koltuklardan birinde oturuyorduk başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır öyle değil." Minik bi nefes alışla yutkundu. "Artık benimle konuşmak istemediğini söyledi." Kaşlarım öfke ve hayretle çatıldı. "Ne! nedenmiş o?"
"Bilmiyorum ailevi sorunları mı ne varmış, başka birine vakit ayırmakm falan dedi sadece"
"Göte bak bugün mü aklına gelmiş ailevi sorunları? Versene sen bi telefonunu bana."
Lal buğulu gözlerle bana baktı "Ne yapicaksin ki telefonumu?"
"Sen ver bi bana"
"Mesaj mı atıcak atamazsın ki." Sakinleşmiş olan ağlayışı tekrar sidettelnedi. "Artık konuşmak istemediğini soyledikten sonra hesabını silmiş."
Kaşlarımı çattım "Nasıl sadece seninle konuşmak için mi kullanıyormuş hesabını?" Lal ağlamaya devam ederken kollarını silkti. Bunu öğrenince beyaz laleden sonra içime dolan şüpheler iyice aklıma yer etmisti. "Baksana bu senin yanına beyaz laleyle mi gelicekti."
"Ne önemi var ki".
"Söyle sen bi"
"Evet" dedi mırıltılı cılız bi sesle. Gerçekten tesadüf müydü? Ailevi sorunlar, gelmediği günde furkanın beyaz bi laleyle Helinle barışması... İçimi yiyip bunun bi tesadüf olmadığını söyleyen ugursuz hislerim Ayşegül teyzenin gelmesiyle dağıldı.
"Hilal!" Bana bakıp "noldu?" dedi sorgularcasına. Kızını ağlarken görmesine rağmen ellerini nereye koyucağını bilemez gibi tedirgindi.Lal annesinin sorgusunu kesip atmak istedi "Yok bi şey" belli ki konuşmak istemiyordu ama ikinci bi ebeveyn sorgusuyla daha karşı karşıya kaldık Çetin amca ağlayan kızının önünde eğilip ellerini tuttu.
"Kızım, ağlıyor musun?"
"Hayret nasıl gelebildin o süslünün yanından?"
"Şu an sırası mı Ayşegül?"
Lal ağlamayı kesmiş öylece yere bakıyordu bi şekilde bunun ağlamıyor olmasından daha korkunç bi durum olduğunu biliyordum ama Ayşegül teyze bunu fark etmemiş gibiydi Çetin amcaya yanında getirdiği sevgilisi için küçük düşürücü bi seyler daha söyledi ve Çetin amcada Lal'i tamamen unutarak öfkeyle ayağa dikildi ama ikisininde ateşlenmiş kavgası Lal'in "yeter" diye bağırışıyla yarım kaldı.Gözlerini silip ayağa kalktı. "Yeter bari bugün yapmayın." Hala daha bi şekilde kendini tutabiliyor olmasına hayret etmiştim. Çetin amca elini kızının yanağına koydu "Sen iyi misin?"
Lal onun elini ittirdi. "iyiyim gitmem gerek birinin yemek bölümüyle ilgilenmesi lazım."Oldukça normal bi şeymiş gibi söylese de bunun annesine çarptırılan bi laf oldugunu biliyordum. Normalde nedimelerin görevlerinde bile olmayan kontrol işlerini Lal bi şekilde tek başına sırtlanmaya çalışmıştı.
"Ben de geleyim."
"İstemez" Ayşegül teyzenin yüzündeki gülümseme dondu kaldı kızının ona attığı bu soğuk bakışları ilk kez görüyordu.
"senin başka işlerin vardır anne, ben hallederim."
~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✨Eskiden Yaz✨
Novela Juvenil"Eskiden yazlar daha güzel geçerdi. Yemeklerin tadları, sıcak havada denize girip serinlemenin verdiği o keyif... Ama simdi yazlar yaz gibi hissettirmiyor. Havada boğucu bi sıcakla eski anıları anmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Sahi ne zamandan so...