Soğuk Nevale

168 3 0
                                    

Elimde bi tepsi sıcak kek o lanetli parti gecesinden beri görmediğim Kuzey'in evinin önündeydim. Annem Suzan teyzeden yeni komşularımızın geldiği haberini öğrenince hoş geldiniz hediyesi olarak meşhur kekinden yapmış götürmem için de zorla elime tutuşturmuştu. Elimden gelen tek şey kapıyı Kuzey'in açmaması için dua etmekti, sebepsiz gerilmiş ve utanmıştım.

Ama dileklerim tabi ki gerçekleşmedi, Kuzey hafif ıslak karışık saçlarıyla beni karşıladı. Burnuma dolan erkeksi şampuan kokusunu istemsiz içime çektim "Duş almış" diye geçirdim içimden.

Sakin ve rahat hareketlerle kapının pervazına yaslanıp kollarını birbirine bağladı. Bense onun rahatlığının aksine lila eteğimin ucuyla oynamamak için kendimi zor tutuyordum.

Gözleri elimdeki kek tepsisinden beni incelemeye geçerken "Buyur" dedi, oldukça karakteristik bi sesi vardı, olgun ben özgüvenin ve kibrin sesiyim diye bağırıyordu adeta.

"Şey" dedim aklımda toparlandığım kelimeleri bi çırpıda söylemeye hazırlanırken "Annem siteye yeni geldiğiniz için size kek yaptı." Evet o ne kadar olgun duruyorsa ben o kadar küçük komşu kızı gibi duruyordum, bu tuhaf çelişkiye gülmek istesem de kendimi tuttum.

"Bize mi?"
"Evet size." yüzümde tatlı zorlama sırıtışlarımdan biri olsa da içimden "Anneni çağır ya da keki al ne beni boşa konuştuyorsun?" diye söyleniyordum.
"Ben evde tekim."
"Tek misin?" Nasıl tekti Helin buraya bi ailenin yerleşiceğini söylememiş miydi?
"Annene teşekkürlerimi illet ama ben tatlı yemem."
"Bence bu kek gibisini yemediğin için böyle diyorsun. En azından biraz vereyim tadına bak." Nezaketsizin teki olmadığını ve beni geri cevirmeyeceğini düşünüp kendimden emin bi şekilde gülümsedim.

~~~~~~~~~~~
"Nasıl bu keki reddeder?" dedi Lal elindeki kek parçasını büyük bi iştahla ağzına atarken "bence o ne kaçırdığını bilmiyor."
"Kızlar çocuğun benim gibi tatlı diyeti olabilir." Anlaşılan Helin yandan gizli gizli keki tırtıkladığını görmediğimizi sanıyordu.

Kuzey'in ona olan tatlı komşu kızı yaklaşımımdan sonra "hayır " deyip yüzüme kapıyı kapatması iki saniye falan sürmüştü. Ben de kekimle Helinlere gelmiştim. Batu'yla ve sülük Hande'yle karşılaşmak istemediğimiz için Helinlerin evinin arka bahçesinde buluşmaya karar vermiştik.

"Ben asıl tek başına olmasına şaşırdım, bu cocuk bizim yaşlarımızda değil mi, ailesi nasıl izin vermiş?"
"Bazı aileler biraz rahat oluyo o konuda." Lal Helin'in dediği şeyden sonra durgunlaştı Helin'se yanlış bi şey söylediğini ayağına alttan vurmamla anca fark edebilmişti.

Lal'in anne babası annemin arkadaş grubunun en tatlı çiftiydi, çocukluk aşkıydılar ve tam olarak zıt kutuplar birbirini çeker kavramının vücut bulmuş haliydiler. Ama bi şekilde karakterlerinde ki farklılıklar şiddetli geçimsiz kavgalara sebep olmuştu ve şu an neredeyse boşanmalarının üzerinden üç sene geçmişti. İkisi de birbirlerinden olabildiğince uzakta hayatlarına devam ediyorlardı. Lal babasıyla kalıyordu ama Çetin amca işleri yüzünden çoğu zaman yazlığa gelemezdi.

"Yani aşkım seni kastetmedim, sakın yanlış anlama. Hem sen yalnız değilsin ki Toprak var." Toprak Lal'in ablasıydı hepimizin de manevî ablası sayılırdı. Küçükken az bebek bakıcılığımızı yapmamıştı.

"Sahi" dedim merakla "o ne zaman geliyor. Normalde hep seninle gelirdi yazlığa niye bu kadar uzun sürdü?"
"Evlilik işlerini hallediyordur."
"NE!?" Helin'le aynı anda şokla, uzun süredir masada sessizce kekini yiyen Denis'e döndük, sanki ortaya bi bomba atmamış gibi kekini yemeye devam ediyordu "Bilmiyor muydunuz?"
"Off Denis sen nasıl biliyorsun? Sana da söylememiştim ki."

Lal'in sinirle karışık şaşkınlığına Denis ifadesiz yüzüyle cevap verdi "Düğün yemekleri için annemi aradı ordan öğrendim. Saklanması gereken bi şey olduğunu anlamamıştım."
"Saklanıcak bi şey olmaması gerek zaten bize niye söylemedin?"
"Ya Selen alınmayın valla ablam söz verdirdi. Size gelince kendi söylemek istiyordu."
"Kiminle?"
"Kiminle olucak Cenk abiyle işte."

Cenk abi Toprak'a liseden beri aşıktı. Başlarda sadece ismi geçse de zamanla Toprak'ın kalbine ve ailesine girmeyi başarmıştı. Aslında üç yıllık birlikteliklerinin sonunun evlilikle biteceğini hepimiz biliyorduk ama bu biraz ani olmuştu.

"Ne kadar var düğüne?"
"Bi buçuk aydan biraz az." Helin endişeyle ayağa fırladı "Bi ay mı ben ayakkabı elbise nasıl bulucam o kadar zamanda, hadi buldum diyelim sipariş etsem ne ara gelicek?"
"Ya sakin ol kıyafet seçmene gerek yok zaten."
"Ne demek gerek yok?"
"Hepimiz aynı kıyafeti giyicez de ondan." Bu sefer Helin daha büyük bi heyecanla bağırdı "Nedime mi olucaz!?"
"Evet"
"İnanmiyorumm hep birinizin düğününde nedime olucağımı biliyordum ama bu kadar erken olmayı beklemiyordum."

Bu durum beni Helin'in aksine sevindirmek yerine endişelendirmişti, nedimelik hakkında hiçbir şey bilmiyordum "Ben hiç napılır bilmiyorum Toprak ne yapmamız gerektiğini anlatıcak mı?"
"Toprak'ın anlatmasına gerek yok, ben doğduğumdan beri bu güne hazırlanıyorum. Sen hiç merak etme Lal ben hepsine ne yapmamız gerektiğini anlatırım. Asıl sen bana çabuk giyiceğimiz elbiseyi at Furkan'a benzer bi takım bulmam gerekicek."

Anlaşıldığı gibi Helin'le Furkan barışmışlardı. Furkan tavsiyemden sonra Helin'e her şeyi anlatmış Helin'inse onu affetmesi neredeyse iki saniye falan sürmüştü. Şimdi yeniden en baştan ilişkilerine başlamış gibi mutlu gözüküyorlardı.

"Biraz beklemen gerek çünkü bikaç çeşit var Toprak gelince seçicez."
"Aa iyi peki ama fazla geçe kalmasın." Helin tek düze geçen bi kaç günden sonra yeni eğlencesini bulmuştu ve yerinde duramıyordu "Siz kiminle gidiceksiniz?"
"Ben biriyle gitmicem, ablamın yanından ayrılmam zaten."

Denis soruyu üzerine alınmamıştı bile kekini yemeye devam etti.
"Birisiyle gitmek zorunda mıyız?"
"Tabi ki zorundayız özellikle sen. Salak kardeşim kesin yanında Hande'yi de getiricek, onlar dans ederken masada kös kös oturup pasta yemeyi düşünmüyorsun herhalde."
"Umrumda değil ne yaparlarsa yapsınlar... Dans ederler mi ki?"
"Tabi ki ederler Hande sülüğü dans etmeden Batu'yu bırakır mı?" Lal'in Helin'e omuz atmasıyla Helin sustu ve Lal'e döndü "Ne var ya?"

"Bence sen de birini getirmelisin." dedi Lal beni ikna etmek istercesine bense büyük bi kararlılıkla kafamı salladım "Hayır onun inadına birini getiricek değilim."
"Ondan değil ki Helin dediğinde haklı seni tanıyorum Batu Hande'yle gelirse masada öylece oturursun somurtarak ağlarsın bile. Madem umrunda değil eğlenmene bak başka kişilere şans ver mesela şu soğuk nevaleye."
"Kuzey'e mi? Saçmaladın çocuk beni tanımıyor bile."
"Tanımasına gerek yok ki, duyduğuma göre partide yanına gelen kızları kovmaktan beter etmiş ama seni motoruyla Helinlere bıraktı bence senden etkilendi."
"Evet partide gördüm bi ara Cansu yanına gitmişti beş dakika sonra kızı tuvalette aynaya bakıp "ben çirkin miyim?" diye ağlarken görmüşler naptıysa kıza." Helin'in bu abartılı hikayesine güldük.

"Öyle bi nedenden yaklaştığını sanmıyorum sadece ikimizin de partiden canı sıkılmıştı o kadar rastlantıdan başka bi şey değildi yani."
"Öyle bile olsa bence teklif etsen gelir." dedi Lal, koyu kahve gözlerinde bilmediğim şeyleri biliyormuş gibi bi ifade vardı yine de kabul etmedim "Olmaz onun o kibirli tavırları beni gıcık ediyor hem onu çağırıcağıma yıllardır tanıdığım onca kişiden birini çağırırım olur biter."

~~~~~~~~~~~~~~~~

✨Eskiden Yaz✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin