Bahçedeki Akşamsefaları

160 3 0
                                    

Yazlık evimizin parkeleri eve girer girmez gıcırdardı. Bunun verdiği hissi öyle severdim ki bazen bilerek ayaklarımla tekrar tekrar aynı sesi çıkartırdım. Sonra bahçemize peşi sıra dizilmiş akşamsefalarının salona dolan kokusu...

Her yaz gitmeden bikaç akşamsefası alır ellerimin içini boyardım, bu akşamsefası kınası adını verdiğim garip bi alışkanlığımdı. Eve gidince elime bakıp bakıp yazı tekrar hatırlamak için yapardım bunu, en fazla bi hafta boyası elimde kalırdı.

Evdeyim huzurunu veren bu minik detaylar beni öyle mutlu ederdi ki. Evdeyim, evdeydim... Hala daha ahşap mobilyalarla döşenmiş sade salonumuzun kokusunu alabiliyorum.

Tabi tüm güzel şeylerin bi sonunun olduğu gibi bunların da bi sonu vardı. Yine de ne zaman bi akşam sefası görsem kendimi o evde gıcırdayan parke seslerinin arasında gezinirken bulurum.

Yine gıcırdayan parkelerin dışarı çıkışımı ev halkına duyurduğu bi anda annem evden çıkmadan beni durdurdu ve elime bi tane kuru yemiş tabağı tutuşturdu "Bunları babana götür hadi kızım." Salonda oturan babam duymasın diye fısıldayarak söylemişti.

Onunla hala konuşmuyordum ve uzun bi süre daha konuşmayı düşünmüyordum. Ama ev halkı sanki babamın ikinci kişiliği eve hiç uğramamış, kalbimizi hiç kırmamış gibi normal davranmayı çok severdi. Onun o tatlı baba rolünü oynaması için ona yardımcı olurduk ya da zorlanırdık.

İşte en nefret ettiğim durum bu zorla affettirilme meselesiydi. İçimde halledemediğim anlar kırgınlıklar olduğu halde özür dilenmesi gereken benken annem her seferinde beni özür dileyen konuma sokar babamın huzuruna çıkarırdı.

Belki kendi içimde bi şeyleri halledebilseydim ya da hasta bi insanla büyümek zorunda kaldığımız için benden bi özür dilenseydi içimde bu kadar kırgınlığım birikmeyecek işler affedemeyeceğim boyutlara gelmeyecekti.

Yine de olması gereken oldu ve annemin yanına zorla gonderdiği babam barıştığımızı işareti olan bikaç küçük tatlı şakalarından yaptı, hani şu hiç komik olmayan baba şakalarından.

Hiç gülmeyi düşünmesem de annemin kapının yanından yaptığı kaş göz işaretlerinden sonra isteksiz bi gülüş attım ve dışarıya çıkmak için kapıya doğru yeltendim ama babam gitmeden beni durdurdu ve bana sarıldı.

Her seferinde her kalbimi kırdığında bir daha sevgisine kanmayacağım desem de o an öyle bi kandım ki anın güzelliğinden ağlamak istedim. Oysa ne kadar basit değil mi bi babanın kızına sarılması, ne kadar sıradan, gündelik hayattan bi an olmalı.

Ama değildi işte, benim için değildi. Son kez bana gösterdiği o nadir sevgi anını kabul ettim ve son kez affettim onu. Bu aslında iyileşmemiş deli bi insana bıçak verip kalbimi de onun önüne koymaktan başka bi şey değildi.

~~~~~~~~~~~~~~~~

~~~~~~~~~~~~~~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✨Eskiden Yaz✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin