13- SARI HUYSUZ

19.4K 1.9K 1K
                                    

Bölüm şarkısı: Koma Ciwan- Zalım

Sessizlik...

Evin içinde büyük bir sessizlik vardı, koltukta uyuyan çocuğun nefes alışverişlerinden başka bir şey duymakta istemiyordum zaten. Nefes alışını, uzun süredir ilk defa huzurlu ifadesini görmek beni biraz daha kendime getiriyordu.

Sinir krizi geçirdikten sonra onu zor bela arabaya bindirmiştim, Akif aracı sürerken o dirense de bir süre sonra gücü tükenince kendini bırakıp gözlerini kapatmıştı. Gücü öylesine yoktu ki, arabanın içinde ağlayarak uyuyakalmıştı.

Bilincinin bile yerinde olduğuna emin değildim.

Bacaklarını kendine çekmiş, masum masum uyuyordu. Uzun boylu adam, bir çocuk gibi kalmıştı koltukta. Zaten gözümde hep bebekti ama şimdi daha savunmasızdı. Daha da masumdu.

Ona yaşattıklarımı düşünüyordum, baştan sona.

Neredeyse tüm hayatı benimle geçmişti, üniversitede bir günümüz kavgasız geçmezken ondan o kadar nefret ediyordum ki öldürmek istiyordum. Okulda başıma bela olmuş, kendini öldürmeden pes etmeyecek bir kavgaya tutuşmuş gibiydi.

Mezun olduktan sonra ise onu bir daha görmemiştim, hayatımın belki de en huzurlu zamanlarıydı o zamanlar. Aklıma bile gelmiyordu, benim için bir düşmandan fazlası değildi. Mezun olduktan sonra düşman olacak kadar hayatımın içinde bile yoktu. Sıradan biriydi.

O sıradan insanın kaderim olduğunu bilmiyordum, aklımın ucundan dahi bile geçmezdi.

Onunla arkadaşlık bağı bile kuracağımı düşünmezken, aşık olmuştum. Hem de deliler gibi. Deliler gibi.

Ona olan aşkım öyle büyük ki, kalbimin tüm odacıkları sadece ona aitti. Hayatımda, kalbimde, beynimde ondan başka bir şey yoktu. Dünyaya onu sevmek için geldiğimi düşünüyordum, dünya sadece ikimizin etrafında dönüyor benim ona olan aşkımın insafına dönüyor gibiydi.

Bana acılar yaşatmıştı ama benim ona verdiğim acıların yanında pek sözü edilmezdi. Melek değildi ama benim yanımda dünyanın en masum insanıydı.

Bir insan bu kadar çok severken, sevdiğine zarar verebilir miydi? Verir miydi? Ben öyle büyük zararlar vermiştim ki, belki düşmanıma böyle davranmamışımdır diye düşünüyordum bazen ardından da bir zamanlar onun da düşmanım olduğu aklıma geliyordu. Hayatımda hep bir rolü vardı bu sarının.

Onunla büyümüştüm, yaşım otuzdu. On sekiz yaşından beri hayatımın içindeydi bu solcu.

Ben de aynı şekilde onun.

Hayatımızın geri kalanında da beraber olacağımızdan şüphem yoktu.

Mezun olduktan sonra beni görüp, Erdal akıllara gelince "birbirinizi öldürmeden bırakmazsınız sanıyorduk" diyenleri haklı çıkarmazsak.

Sehpanın üzerinden sigara paketini alıp ayağa kalktım, sarının hiçbir şey yemediğine emindim. Sarı bebek beni öldürecek olsa bile ilk önce karnını doyurması gerekiyordu.

Mutfağa geçtim, buzdolabını açtığımda içinde pek bir şey yoktu. Meryem alışveriş yapmamıştı, sigarayı yakıp dudaklarımın arasına koydum ve olan malzemeleri çıkardım.

Yemek yapmaya başlamışken, ortalık sakindi. Yemeği bitirene kadar da sakin kalmaya devam etti, tam işimi bitirip ocağı kapatacağım sırada Erdal'ın bağırtısını duyduğum an aklım çıkmıştı.

Ne yaptığımı bilmeden silahımı çıkarıp salona doğru koşar adım gittiğimde, salonda ona zarar veren kimse yoktu. Kimse yoktu.

Erdal kapalı gözlerinin ardından bağırarak bacaklarını kendine çekmiş, kaşlarını çatmış ağlıyordu. Uykusunda ağlıyordu, ne yapacağımı bilemeyerek telaşla yanına gittim, silahı sehpanın üzerinde bırakıp önünde diz çöktüm.

VEDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin