eleven

56 6 1
                                    

Koltuk altlarından tutup onu kucağıma aldım. Anında yüzünü boynuma gömerken "hyung,bence bugün konserde bir sürü moment verip açıklayalım"

"Sen nasıl istersen civcivim." Diyip yanağına öpücük kondurdum. Namjoonların yanına gittiğimizde Taekook biraz yakınlaşmış görünüyordu.

"Ehem hyunglar biz size bişey söylemeliyiz." Diyen Kook'a döndü bakışlarımız. Hepimiz ona bakarken Taehyunga sen başla bakılı atıp şirince sırıttı.

"Ehehe şimdi biz Jungkook'la,yani omegamla ruh eşi-" "OHA ÇÜŞ BİR BEN SAP KALDIM"diye bağıran Hoseok'a hepimiz gülerken Namjoon " siz ruh eşisiniz öyle mi,heee iyi iyi mutlu olun" dedi.

(Joon delirdi)

Hepimiz yürürken Jimin birşeyler düşünüyor gibi duruyordu. "Ne düşünüyorsun bebeğim?" Gözleri gözlerime dönerken tek eli saçlarıma çıktı.

"Army'lerin ne tepki vereceğini bilmiyorum ve..." "Korkuyorsun." Başını olumlu anlamda sallarken " korkmana gerek yok bebeğim,burda koskoca del-"

Jimin eliyle ağzımı kapattığında ne dediğimin farkına vardım. "Onlar da konserde öğrensin hyung" diye fısıldadı.
Gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım.

Otelin kapısına geldiğimizde Jimin kucağımdan inip yürümeye başladı, bende kolumu omzuna attım ve Army'lere baktım. Çok kalabalıktı. Şirket korumalarımızı göndermiştic en azından.

Korumalar fanları tutarken içinde kötü bir his vardı. Arabamın yaklaşık 4 metre arkasındayken bir tane dangalağın taş fırlattığını gördüm. Tam Jimin'in kafasına gelecekken taşı tutup atan kişiye baktım.

(Hocam orisbi dolmuş buraağğ)

"Üyelere zarar vermeye çalışınca ne hissediyorsunuz bilmiyorum ama mahkemelerde sürüneceğinizi bilin"

Jimin'i iyice kendime çekip ön kapıyı açtım, Jimin açtığım kapıdan arabaya binerken kapısını kapattım ve diğer tarafına dolanıp arabaya bindim.

Jimin'e baktığımda kafasını eğmiş elleriyle oynuyordu. Çenesinden nazikçe tutup bana bakmasını sağladım,gözleri dolmuştu.

Titrek bir nefes çekip gülümsemeye çalıştı,gülümsemesi anında solarken kendime çekip sarıldım bebeğime. Kollarını boynuma dolayıp ağlarken saçlarını okşadım.

"Ağlama bebeğim, lütfen ağlama" Boynuma gömdüğü yüzünü boynumdan kaldırıp göz yaşlarını sildim ve göz kapaklarına öpücük kondurdum.

"Ağlama,değmez be güzelim" Namjoon kornaya bastığında arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. Konser yeri zaten yakındı. "Yoonie hyung, camlarda film yoktu."

"Army'lere moment oldu" diyip gülümsedim. O da benim gibi gülümserken konser alanına gelmiştik.
İkimizde arabadan inince kapıyı kilitleyip kolumu Jimin'in omzuna attım.

"Heyecanlı mısın? İlk defa kendi başına performans sergileyeceksin" bakışları gözlerime çıkarken hemen başını salladı.
"Hyung dansımın sonunda açıklayabileceğimiz bir gösteri yapsak?"

"Çok güzel olur civcivim,nasıl yapsak?"
Kulise girdiğimizde diğerleri oradaydı.
"Birazdan ayarlayalım hyung" Jimin'i onaylayıp stilistin ayarladığı kıyafeti aldım.

Hepimiz kabinlere girerken hızlıca üstümü değiştirip çıktım. Jimin koltuğa oturmuş telefonuna bakarken yanına oturdum. Hızlıca telefonunu kapatıp ayağa kalktı.

"Buldum hyung nasıl yapacağımızı!" Heyecanlı bir şekilde bana göstermeye başlamıştı."şimdi hyung ben tam bu adımı attığımda çıkarsan zamanlamayı tuttururuz"

My Little Jimin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin