İyi okumalar...
"Aşkım, düğün dansımızda sana bunu sorduğum için beni affet ama nasıl görünüyorlar?" Taehyung Jimin'in başından görmekte zorlansa da onu biraz yana çekti ve omzunun hizasından baktı manzaraya.
"Uzak." demişti hareketliliği görene dek. Gözlemlediği ikiliden uzun olan kıpırdadığında fısıldayarak açıkladı. "Bir dakika. Şu an Jungkook Yoongi'nin tarafına doğru yürüyor. Yürüyor, yürüyor, yürüyor." Onun yavaş yavaş kelimeyi tekrar edişine gözlerini devirdi Jimin. Bu kadar sürmemeliydi.
"Kıta mı değiştiriyor be adam? O kadar uzun yürünür mü?" Ancak artık eşi olan bu şahıs, yüzünde bariz bir tiksinti ifadesiyle bir düğünde asla konuşulmayacak bir tonda konuştu. Boğazından bir nefret solucanı çıksa şaşırtıcı gelmezdi Jimin'e.
"Milletin içinden geçiyor çünkü gerizekalı. Arkadan dolansa daha çabuk giderdi." Jungkook'un yürürken birkaç kişiye çarpışını izledi.
"Arkadaşımıza gerizekalı demesen mi?" diye usulca lafa giren eşini keskin bir tonda böldü diğeri.
"Ben olmayan bir şey mi söylüyorum Jimin? Yok yere düğün arabamızı çaldırmadı mı bu çocuk? Gerizekalı işte." Eh, haklıydı. Düğünde kullanmayı planladıkları araba gitmiş, buraya Taehyung'un şahsi arabasıyla gelmeleri gerekmişti. Tek bir düğün süsü bile olmayan arabayla gelirken başka birinin düğününe davetli gibi görünüyorlardı.
"O iş ne oldu cidden? Sen boşver dedin ama aklıma takılmadı değil."
Taehyung Jimin'in yeterince stres barındırdığının farkındaydı. Duyduğu haber onun stres seviyesini iyice artırmıştı çünkü düğünde gergin bir hava olacağından yüzde yüz emindi çocuk. Bu yüzden araba konusunu umursamaması gerektiğini söyleyip durmuştu ama kendisi ajansıyla konuşana dek kasılmaktan tüm bedenini ağrıtmıştı. Hafifçe gülümsedi kollarını sardığı bedene.
"Ajans halletmiştir aşkım onu. Zaten kiralıktı, takma sen kafana." Gözleri yeniden ikiliyi kontrol etmek için ondan ayrıldı ama bir değişiklik vardı. "Jimin?" diye seslendi tereddütle. Sesindeki gerginliği Jimin sezmemişti, müzikten olsa gerekti.
"Söyle hayatım." Tek kaşını kaldırdı Taehyung.
"Sence Namjoon Yoongi'yi döver mi?" Jimin başını iki yana salladı. Ardından sakince açıkladı.
"Yani kendisi şiddete şiddetle karşıdır genelde. Sanmıyorum o yüzden." Onun cevabının üzerinde durmadan yeni bir soru yöneltti uzun boylu.
"Peki Hoseok Jungkook'u döver mi?" Jimin bir süre düşündü, Namjoon hakkındaki yanıtı kadar hızlı olmamıştı bu seferki yanıtı.
"Hoseok'un Jungkook gibi bir cüsseye vurmaya kalkışacak kadar salak olduğunu düşünmüyorum ama bilemem. Senin arkadaşın sonuçta. Niye soruyorsun bunları bana?" Taehyung gözlerini kıstı, bakışları bir noktada sabitlendi.
"Çünkü Jungkook şu an Yoongi'yi dışarı çıkartıyor." Jimin hayretle sordu.
"Nasıl ya?" Dönüp onun odaklandığı yere baktı, ikiliyi kapıdan çıkmadan önce görmeyi başarmıştı. "Nereye gidiyor bunlar düğünün ortasında? Taehyung?" Eşinin omzunu sıkarak sarsarken diğeri onu sakinleştirmek için parmaklarını eline sardı.
"Tamam, çaktırma. Dansımızı bitirelim, bakarız." Onun bu sakin tavrına anlam veremedi Jimin.
"Ya yine kavga ederlerse? Kendi düğünümde kavga mı ayıracağım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Half of My Soul ~ Vmin
FanfictionÜniversite öğrencisi olan Jimin, bir akşam televizyonda birini görür. Başta asla hoşlanmadığı adam hakkında garip tesadüflere rastladıkça hayatında ilk defa ruhunun diğer yarısını bulduğunu düşünmeden edemez. Ancak kader onun sevgisini sınamakta old...