14.

524 35 20
                                    

"Yeni evine hoşgeldin Jungkook."

Bay Lee kapının önünde durmaya son verip yanıma gelmişti. Önünde hafif bir açıyla eğilmiş ve "Hoşbuldum efendim." diye yanıtlamıştım.

Yüzüne bir gülümseme yayılırken elini kaldırıp omzuma koymuştu. "Efendim deme lütfen. Yakın zamanda annenle evlenmeyi düşünüyoruz. Yani bir nevi baban sayılırım senin. Hemen baba demeni beklemiyorum elbette ancak bu kadar da resmi olma."

"Pekala o zaman." Konuşmam üzerine biraz ilerimizde olan anneme bakmıştım. Kapı eşiğine yaslanıp ellerini göğsünde bağlamış bir şekilde gülümseyerek bize bakıyordu. Bende ona içten bir gülümseme yollarken, yanımdaki hareketlenmeyle oraya bakmıştım. Bay Lee annemin yanına giderek kolunu annemin beline dolamıştı.

"Açsınız değil mi? Birlikte güzel bir kahvaltı yapalım." Gözleri beni bulduğunda "Jungkook istersen kahvaltı hazır olana kadar odanı gösterebilirim. Kahvaltıdan sonra da evi gezeriz. Yabancılık çekmeni istemem." diyerek devamını getirmişti.

Bay Lee çok ince düşünceli birisiydi. Okul müdürüm olarak okulda da genellikle öğrencilerin isteklerini en ince ayrıntısına kadar inceler ve gerçekleştirmekten sakınmazdı. Demek ki ailesine karşı da böyleydi.

Cevap vermediğimi farkedince hızlıca başımı aşağı yukarı sallamış ve "Harika olur. Teşekkür ederim efendim." demiştim. İkisinin de ağzından aynı anda kıkırdama çıkınca neye güldüklerini anlamamıştım. Kaşlarım istemsizce çatılmıştı. "Alışana kadar ses etmeyeceğim ama alıştıktan sonra efendim demene müsade etmeyeceğim. Şimdi gel bakalım odana gidelim."

Efendim dediğimin farkında bile değildim doğrusu. Ama daha eve geleli bile ne kadar süre olmuştu da efendim demeyecektim. Henüz alışmam mümkün değildi. 

Kafamı sallayarak arkalarından peşlerine düştüğümde merdivene adımlamıştık. Evin yüksek tavanlı olmasından dolayı merdivenler epeyce uzundu. Merdivenleri onlar konuşarak çıkarlarken ben arkalarından duvarda asılı olan fotoğraflara bakıyordum. Genellikle küçük bir kızla beraber resimleri vardı. Sanırım annemin bahsettiği Bay Lee'nin kızı buydu. Sahi bu kızın adı neydi?

Merdivenleri çıkmayı tamamladığımız da genişçe bir yere gelmiştik. Etrafı meraklı gözlerle incelerken annemlerin sol koridora dönmesiyle bende onları takip etmiştim. Burada dört kapı vardı. Birisi diğerlerine göre daha uzaktaydı. 

Bay Lee ve annem adımlarını durdurup bana döndüklerinde bende yürümeyi sonlandırmıştım. Bay Lee yan yana olan kapılardan bize yakın olanı gösterip "Burası senin odan. Senin yanındaki oda kızımın yani Eunchae'nin odası. Karşınızdaki kapı bu katın ortak banyosu. Ancak zaten odalarınızda kendinize ait banyonuz ve giyinme odanız var. Yani burası pek kullanılmıyor. Koridorun sonundaki oda ise benim odam. Daha doğrusu annenle bizim odamız." demişti.

Anladığımı belirtmek için kafamı sallamış ve ağzımdan 'hmm' gibi bir nida dökülmüştü. Ardından bu sefer annem konuşmuştu. "Odanı görmek ister misin?" Ben henüz cevap vermeden Bay Lee topuzlu kapı kolunu çevirerek odanın beyaz kapısını aralamıştı.

Gözlerim kapının aralanan yerinden odaya kaydığında oldukça büyük bir yerle karşılaşmıştım. Bay Lee odanın içerisine adımlamış ve tek kolunu kaldırarak bana da içeriye girmem için işaret vermişti. Yavaş adımlarla odaya girdiğimde annem de benim arkamdan odaya girmişti. Odanın ortasında duran valizleri gördüğümde çoktan taşınmış olduklarını anlamıştım. 

Odaya sonra bakmaya karar vermiştim. Önceliğim Bay Lee'ye teşekkür etmekten yanaydı. Bu yüzden arkamdan beni izleyen bedene dönmüş ve teşekkür etmek için eğilmiştim. "Çok teşekkür ederim Bay Lee bu kadar büyük bir odaya gerek yoktu gerçekten. Çok mahcup oldum." 

Daylight | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin