18.

526 41 31
                                    

"Sağ kolunda merdivenden düşmesi sonucunda oluşan ufak bir kırık var. Sol kolu, karın bölgesi, yüzünde ve bacaklarında ise yerde aldığı darbeler sonucunda pek çok zedelenme ve ezilme var. Bunların dışında yanağındaki kesik dikişe gerek duymasa da derin bir kesikti. İzi kalabilir. Başka sorunuz var mı?" 

Bilincim yeni yeni kendine gelirken konuşmalar duyuyordum. Uyanmış olsam da bedenimdeki yorgunlukla gözlerimi açamıyordum. Çok halsiz hissediyordum. 

"Hayır, teşekkür ederim." Kapının açılıp ardından kapanma sesi geldiğinde yatağın yanında hafif bir çökme olmuştu. Sonra burun çekme sesi yankılanmıştı. Elimin üzerinde hissettiğim ıslaklık ve ağırlıkla zorla gözlerimi aralamıştım. 

Eunchae kafasını elime yaslamış bir yandan ağlarken bir yandan da kendi kendine mırıldanıyordu. "Böyle olacağını bilseydim yemin ederim seni dinlemez, yanından ayrılmazdım Jungkook. Çok üzgünüm. Özür dilerim, özür dilerim beni affedebilir misin?"

Kurumuş ve kabuk tutmuş dudağımı dilim yardımıyla ıslatmış, kısık çıkan sesimle konuşmaya çalışmıştım.

"Senin bir suçun yok Eunchae." Acıyan boğazımla duraksamış, öksürdükten sonra devam etmiştim. "Özür dileme." Sesimi duyan Eunchae yaşlı gözleriyle hemen kafasını kaldırmıştı. Yüzüne buruk bir gülümseme yayılırken gözünden yaşlar akmaya devam ediyordu. 

"Jungkook iyi misin? Ağrın var mı? Nasılsın? Doktor çağırayım mı? Su ister misin?" Art arda sıraladığı sorularla yüzüne şaşkınca bakmıştım. "İyiyim ben endişelenme." 

Aslında iyi falan değildim. Her yerim ruhum çekiliyormuş gibi sızım sızım sızlıyordu. Çok fazla acı vardı. Tüm bedenimin üzerinden tır geçmiş gibiydi.

"Bekle beni doktora haber vereyim." Cevap beklemeden hemen odadan çıkan bedenle gözlerimi içerisinde bulunduğum alanda gezdirmiştim. Koltuk takımı, masa, dolap ve yatağın bulunduğu bu büyük alan hastane odası olduğunu belli ediyordu. 

Sağ kolumda alçı, sol kolumda serum, bacağımda sargı bezi ve bedenimin bazı yerlerinde yara bantları ile öylece beyaz çarşaflı yatakta uzanıyordum. Bu şimdiye kadar ki aldığım hasarların en büyüğüydü. Daha öncesinde de Bogum bana şiddet uygulamıştı evet ama ilk defa bu kadar ileriye gitmişti. 

Açılan kapının sesiyle gözlerimi aralamış odaya Eunchae ile giren doktor ve hemşire de gözlerimi gezdirmiştim. Doktorla göz göze geldiğimiz zaman bana gülümsemiş ve "Geçmiş olsun. Nasıl hissediyorsun?" diyerek sorusunu yöneltmişti. 

"Bedenimin her noktasında acı hissediyorum. Canım yanıyor." Kafasını aşağı yukarı sallamış ve yatakta yanıma yaklaşmıştı. Genel kontrolleri yaptıktan sonra hemşireye dönmüştü. "Serumu bitmiş. Onu yenisiyle değiştir ve içine ağrı kesici enjekte et." 

Hemşire kafasıyla onaylamış ve odadan çıkmıştı. Aklımda merak uyandıran soruyla doktora dönmüş ve sorumu yöneltmek üzere ağzımı aralamıştım. "Hastaneden ne zaman çıkabilirim?" Gözleri benim üzerimden elindeki dosyada dönerken kısaca bakmış ardından geri bana dönmüştü.

"Vücudunda fazla hasar var. Bu geceyi burada geçirirsin. Yarın sabah çıkışını yapabilirsin." 

Kapı açılmış ve içeriye hemşire girmişti. Yatağa yaklaşıp serumumu değiştirdikten sonra doktorla birlikte odadan ayrılmışlardı. Onların çıkmasıyla koltukta oturan Eunchae yanıma gelmişti. Elimi elleri arasına alırken "Bugün bende seninle burada kalacağım." demişti.

Ne kadar reddedersem reddedeyim inatla kalacağını bildiğimden dolayı ses etmemiştim. Annemler aklıma gelince gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.

Daylight | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin