Düğünden sonra geceye doğru Eunchae ile beraber eve geçmiştik. Annem ve Bay Lee birlikte bir haftalık balayına çıkacaklarını söyleyerek direkt orada bizden ayrılmışlardı.
Eve girdiğimizde ikimizde odalarımıza geçmiştik. Yorgunlukla zar zor üzerimi değiştirmiş ve hemen uyuyakalmıştım.
Sabah ise alarm sesiyle uyanmış, hazırlanıp aşağıya inmiştim. Hazır olan kahvaltı masasına oturmuş, Eunchae'nin gelmesini bekliyordum.
O gelene kadar telefonumu elime almış ve Jungwonla mesajlaşmıştım. Babasının işleri bittiği için bugün Busan'a geri döneceklerini söylemişti.
Onun burada olmasına alışmıştım gitmesine gerçekten üzülmüştüm.
Merdivenlerden gelen sesle telefonumu kapatıp cebime koymuş ve bakışlarımı oraya çevirmiştim. Eunchae okul gömleği ve eteğini giymiş savsak adımlarla aşağı iniyordu.
Mutfağa geldiğinde yerdeki gözlerini kaldırmış ve benimle göz göze gelmişti. İçten ve kocaman bir gülümseme sunmuş "Günaydın." demiştim son harfini uzatarak.
O da yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirerek "Günaydın Jungkook." diye mırıldanmıştı.
Yanımdaki sandalyeye oturmuş ve yarı uyur yarı uyanık şekilde sofrada gözlerini gezdirmişti. Onu böyle görmek nedensizce beni de üzüyordu.
Masanın üzerinde olan ellerinden birini kavramış, bakışlarının bana dönmesini sağlamıştım. Bir süre yüzünü inceledikten sonra makyajla kapatsa bile şişliğiyle kendini ele veren göz altlarına bakmıştım.
"Gece uyumadın değil mi?" Reddetme gereği duymadan onaylamıştı sorumu. "Bak ne diyeceğim. İstersen bugün okula gitmeyelim. Bir günden birşey olmaz. Seninle kardeş günü yapalım ne dersin?"
Sonunda yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirmiş ve "Teşekkür ederim. Okula gidecek kadar iyi hissetmiyorum zaten kendimi." demişti.
"Şimdi odana geri dön ve rahat birşeyler giy. 5 dakika sonra mutfakta buluşalım." Yanağından makas alıp sandalyeden kalkmamla o da ayaklanarak peşimden gelmişti.
Üst kata beraber çıkıp odalarımızın önüne gelince ayrılmıştık. Direkt giyinme odasına geçip üstüme gri eşofman ve siyah bluz geçirmiştim.
Saçlarımı arkadan tokanın tuttuğu kadar dağınık bir şekilde bağlamış ve odadan çıkıp mutfağa gitmiştim.
Çok geçmeden arkamdan mutfağa siyah bol eşofmanı ve beyaz tişörtüyle Eunchae girmişti. Az önce masadaki haline göre daha iyi göründüğü kesindi.
Sildiği makyajıyla göz altlarında oluşan mor halkalar belli oluyordu. Dağınık topuz yaptığı saçlarıyla çok tatlı görünüyordu.
"Evet şimdi ne yapıyoruz?" Meraklı çıkan sesiyle tebessüm etmiş ve kaşlarımla masayı işaret etmiştim. "Önce kahvaltı."
Kafasıyla beni onayladığında beraber masaya geçmiştik. Hızlıca yediğimiz kahvaltıyla oturma odasına ilerlemiştik.
"Şimdi seninle birlikte depresyon pozisyonuna geçeceğiz. Sen sormadan ben söyleyeyim. Depresyona girmeden sorunları halledemeyiz. Önce en dibi göreceğiz ki sonra mutluluğun tadını çıkaralım."
Dediklerimle kıkırdamış "Tamam öğretmenim." diyerek dalga geçmişti. Onu koltuğa oturtmuş, bende karanlık bir ortam için panjurları kapatmıştım.
Odanın neredeyse bir duvarını kaplayan televizyonu açıp ayrılık temalı bir film seçmiştim. Koltuğun kenarında duran örtüyü alıp üzerimize örtmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daylight | Taekook
Fanfiction"Eski biz çok güzeldi Jeon." "Eski bizi sen bitirdin Kim." Jungkook ve Taehyung'un güzel giden ilişkileri, Taehyung'un arkadaşları yüzünden sonlanmıştı. Ayrılmaları üzerine zorbalığa uğrayan Jungkook okuldan ayrılmıştı. Sonraki yıl kız arkadaşıyla b...