29.

442 47 14
                                    

"Doğruluk mu cesaretlik mi oynayalım mı?"

Yan sınıftan Soobin konuştuğunda herkes birbirine bakmıştı. Çoğunluğun verdiği onayla oyun oynanmaya karar verildiğinde istemeyen 8 kişi ayrılarak çadırlarına gitmişti. 20 kişi ateş başında birbirine bakarken boş bir içki şişesini alarak ortaya koymuşlardı.

İsmini bilmediğim birisi yüzüne piçimsi bir gülüş yerleştirirken konuşmuştu.

"Yalnız öyle sıradan olmasın. Cevap vermek istemeyen ya da cesaret görevini yapmak istemeyenler şarap içecekler." Şarap kaşlarımı kaldırmama sebep olmuştu. Burada ne alakaydı?

"Öyle bakmayın porto şarabından bahsediyorum. Kimin ne kadar dayandığını da görürüz." Porto şarabı kana en hızlı karışan içkilerden biriydi. Bundan iki shot atan kişinin ayık kalması mümkün bile değildi.

Kalabalıktan hım gibi bir ses yükselirken Hyungsik eğilerek şişeyi çevirmişti.

Tüm hızıyla dönen şişe Mingyu ve Soobin arasında durmuştu. Şişenin ağız kısmı Soobin'e aşağı kısmı ise Mingyu'ya taraf durmuştu. Yani Soobin soruyor Mingyu cevaplıyordu.

"Doğruluk? Cesaretlik?" Mingyu yüzüne yandan bir sırıtış yerleştirirken düşünmeden direkt "Cesaret." demişti. Soobin'in kaşları itinayla havalanırken birkaç saniye düşünmüş, sonrasında ağzını aralamıştı.

"Tişörtünü çıkart ve oyuna öyle devam et."

Mingyu gelen istekle sırıtmış ve soğuk havayı aldırmadan tek çırpıda tişörtünü çıkartarak vücudunu gözler önüne sermişti. Bu sefer şişeyi eğilip Mingyu çevirdiğinde karşımızda oturan Yoongi ile benim aramda durmuştu. Şişenin ağzı bana gelirken alt kısmı Yoongi'ye gelmişti.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?" Yanında oturan Taehyung gözlerini heyecanla bir onda bir bende gezdiriyordu. Ne olacağını merak eder gibi bir hali vardı. "Doğruluk."

Aldığım cevapla ağzımın içinde kimsenin duymayacağına emin olduğum bir tonla mırıldanmıştım. "Tam sana yakışan bir hareket." Yandan gelen Mingyu'nun kıkırdama sesiyle onun da duyduğunu anlamıştım. Ardından bakışlarımı yeniden Yoongi ile kesiştirmiştim.

"Genelde herkesin hayatına karışır, kararlarına burnunu sokar mısın?" İğneleyici sesimle beraber yutkunduğunu karanlığa rağmen görmüştüm. Bakışlarını benden çekip Taehyung'a döndüğünde, Taehyung gözlerini kaçırmıştı. Şimdi ikimiz bakışırken Yoongi cevabını vermişti.

"O hataya birkaç kere düştüm. Şimdi olabildiğince yapmamaya çalışıyorum." Kafamı aşağı yukarı sallayarak bakışlarımı şişeye indirmiştim. Eğilip bu sefer ben çevirdiğimde Taehyung ile Bogum arasında durmuştu. Bogum sorarken Taehyung cevaplamıştı.

"Doğruluk? Cesaretlik?" Taehyung gözleri kararmış bir şekilde Bogum'a bakarken ifadesiz yüzüyle "Doğruluk." demişti.

"Senden nefret ettiğini bildiğin birinin peşinde koşar mısın?" Bakışları ansızın bana döndüğünde önündeki shot bardağını göz temasını bozmadan tek hamleyle kafasına dikmişti. Ondan nefret ettiğimi mi düşünüyordu?

Birkaç el daha oynadıktan sonra şişe Taehyung ile benim aramda durmuştu. Derin bir nefes alırken Taehyung'un sorusunu cevaplamıştım. "Doğruluk mu? Cesaretlik mi?" Cesaret dersem yaptıracağı şeyler aklımın ucundan geçerken vazgeçerek "Doğruluk." demiştim.

Gözlerini üzerimden asla çekmezken kirazlarını aralamıştı. "Bana karşı en ufak bir duygun bile kalmadı mı?" Derin bir yutkunma ihtiyacı hissederken bunu cevaplamak istemediğimden emindim. Bu sefer ben onu göz süzgecime alırken önümdeki içeceğin boğazımdan kaymasına izin vermiştim. Yakıp giden tatla kafamı iki yana sallamış bardağı geri önüme koymuştum.

Daylight | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin