Aynadaki aksine baktı son kez. Hazırdı. Bu kez başarmak zorundaydı. Ne yapıp edip o adamın dikkatini çekmeliydi. Daha önce yaptığı her plan suya düşmüş olabilirdi lakin bu hep böyle gidecek diye bir şey yoktu. Kendi kendine verdiği gazla bedenine yapışan elbisesinin üzerinden geçti. Normalde asla böyle biri değildi. Giydiği kıyafetler, girdiği ortamlar, oyunlarla pekiştirilen tesadüf karşılaşmalar, adamın ona bakmaya dahil tenezzül etmemesine rağmen gururundan ödün verip peşinden koşturması hiç onluk şeyler değildi ama buna mecburdu. O paraya ihtiyacı vardı ve ona ulaşmasının tek yolu da o adamı tavlamasıydı.
Gözlerini yumdu ve içinden bir şeyler kopar gibi oldu. Bir insanın hisleriyle hatta gelecek hayalleriyle oynamak çok adice geliyordu fakat çaresizdi. Ona muhtaç üç çocuk vardı. İçlerinden biri çok hastaydı üstelik. Bir daha karşısına hayatını bu kadar değiştirecek bir fırsat çıkabileceğini de sanmıyordu. Bir şekilde bu işi başarır ve amacına erişirse, kardeşi gibi gördüğü o üç çocuğun yaşamını da garanti altına alır, güzel bir gelecek sunarsa o zaman belki, çok ileride cesaretini toplar, adama her şeyi anlatır, ondan af diler ve merhametine sığınırdı. Böyle olmasını her şeyden çok istiyordu ama en çok istediği şeyse adamın kendisine gönlünü çok kaptırmamasıydı. Hedefinde duygulara yer yoktu. Sadece biraz kafasını karıştırsa, biraz canını yakıp kendisini buradan kaçıracak kadar sinirlendirse yeterliydi... Başını salladı ve tekrar aldatıcı bir tebessüm yerleştirdi dudaklarına. İçi kan ağlasa da maskelemeyi başardı ve aklı yine, bu anlaşmayı kabul ettiği güne gitti.
Bundan tam bir buçuk ay öncesiydi. İş için başvurmadığı yer kalmamıştı. Ekstra kaçak bir hayat sürmek, izini kaybettirmek de öyle kolay değildi. Bu yüzden de temkinliydi. Manolya'nın hayatı hiçbir zaman için kolay olmamıştı, hep bir mücadeleyle geçmişti ve geçmişi düşünülenden öte fazlasıyla, hatırlamak istemeyeceği kadar karanlıktı ve yine tesadüf eseri o karanlık günlerde aynı şeyleri yaşadığı Sevim ablasıyla karşılaşmıştı. Kadın evlenmişti. İki tane de kızları vardı. Kendine yeni hayat kurabildiği için oldukça şanslıydı ve şimdi Manolya da aynı şeyi yapmak istiyordu. Her şeyi anlatmıştı ona. O adamlardan sonunda kendini ve diğer çocukları kurtardığını, koca bir hırsızlık çetesini çökerttiğini söylemişti. O da bu cesaretine şaşırmıştı ama Manolya'nın artık dayanacak gücü kalmamıştı. En son o yaşlı adamın evine girip kasasını boşaltma işi, hatta hasta eşinin bağlı olduğu makineyi bile çalmak istemeleri artık son damlası olmuştu, taşmalarının ve o an karar vermişti yapmak istediği şeye...
-Gerçekten büyük cesaret yaptığın. Ama sen hep öyle başı dik, asi bir kızdın. Bir gün bu işlerin canına tak edeceğini, o çocukların çektiklerine göz yummayacağını tahmin ediyordum...
-Öyle de olmak zorundaydım. Sen kaçtıktan sonra bir tek ben kalmıştım ablaları olarak. Adamlar giderek pisleşmeye başladı. Benden istedikleri şeyler bile...
Gözleri doldu.
-Her neyse, hepsi geçti gitti. Şimdi üçü burada, benimle. Yetimhanede kalıyorlar. Diğerleri başka illere dağıldı ama hepsini arayıp soruyorum. Bir ikisinin de yeni yuvası oldu. Onlar da mutlu. Ben bunları gördükçe zaten ne kadar doğru bir şey yaptığımı anlıyorum. ..Hatta geç bile kaldım bunlar için. Sen bana bilmeden başka cesaret verdin. O kaçışın aslında bana bu ihtimali düşündürttü ve geç de olsa her şeyi ince ince işleyip yaptım. Ben onları tuzağa düşürdüm ve sonra sobee...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)
General FictionYalandan Mutluluk hikayesinin devam serisidir. Yağız Ata ve Özüm Erim'in çocukları olan Yalaz Yasin'in de hikayesidir. Bazen hayat sizi bazı şeylere mecbur eder ve hikayeniz de kaderiniz gibi o an şekillenir. Yaptığınız seçimlerle ya geç kalırsını...