-Cerenikom benim, şimdi daha iyi misin ?
-İyiyim Manolya abla. Üzülme artık. Doktor amca da dedi ya; incitmişim, bir iki güne geçecekmiş diye...
Manolya küçük kızın güçlü görüntüsüne bir kez daha hayran olurken onu sıkıca kucakladı, saçlarından öptü.
-Haklısın kuzum. Ablan işte bazen fazla pimpirikli olabiliyor.
-Pimpirikli ne demek ?
-Biraz fazla titiz, kuşkucu demek.
Söze karışan Pınar hanımdı. Manolya gözleriyle bir kez daha teşekkür ederken Ceren'in saçlarını okşamaya devam etti. Onunla biraz daha sohbet etti, sorularını yanıtladı ve sonra da yapılan ağrı kesici iğnenin ardından yavaşça uykuya dalmasını izledi. Üstünü örtüp alnından öptükten sonra da dışarıda koltukta bekleyen kadının yanına yürüdü. Azıcık içi geçen Pınar mahçup bir ifadeyle doğrulup yüzüne bakınca ve kızı sorunca Manolya onu yanıtladı ve Ceren'in uyuduğunu söyledi.
-Onlar için çok endişelendiğini biliyorum Manolya. Ama onlar çocuk. Bu tür şeyler, ne kadar çok üzerlerine titrersek titreyelim olacak. Bazen istesek de yeterli gelemeyebiliriz...
-Elimde değil bu. Onların artık ne sebeple olursa olsun acı çekmesini istemiyorum. Bugün belki ev işini halletmiş olsaydım, bu kaza başına gelmeyecekti. Kayıp düşmeyecek, ayağı da incinmeyecekti...
-Yanlış düşünüyorsun. Bazen her şey olacağına varır. Buna mani olamayız ki.
-Bunları beni rahatlatmak için dediğinizi biliyorum, teşekkür de ederim ama...
Başını yere eğdi. Elleriyle oynarken de çaresizce mırıldandı.
-Ben onlara bir söz verdim. Tek ihtiyaçları olan şey sıcak bir yuva. Bunun için de her şeyi göze aldım. Bugün olanlardan sonra da hızlandırmaya karar verdim. Ama bunun için sizin yardımınıza ihtiyacım var Pınar hanım...
-Elimden gelen bir şeyse, yapacağımı biliyorsun...
-Onları kendi nüfusuma almak istiyorum ama bunun için biliyorum ki bazı prosedürler gerekli ve çoğu da bende yok. En azından şu anlık...
Tekrardan kadına baktı.
-O şartları sağlayana kadar diyorum ki benimle kalacakları başka bir yol bulabilir miyiz ?
-Manolya, sen de biliyorsun ki tek bir yolu var...Hem maddi açıdan o kriterleri sağlamalısın hem de aile olarak...
-Biliyorum...Ama siz de onların tek ailesinin ben olduğumu biliyorsunuz. En azından koruyucu aile kapsamında bir şeylerden faydalanabilirim diye düşünüyorum.
Pınar düşünceli bir ifadeyle kıza bakıp iç çekti.
-Hadi bunu hallettik diyelim. Ev, gelirin...Bunlar da önemli Manolya.
-Para sorun değil. Evi de halledeceğim zaten.
Kadının sorgulayıcı bakışlarını üzerinde hissedince kendini açıklama gereği hissetti.
-Çok iyi bir iş buldum. Menajerlik şirketinde temizlik görevlisi olarak çalışıyorum. Maaşı da oldukça iyi. Ev işini de çok sevdiğim, bu işi de ayarlayan bir ablam var, o halledecek. Ondan haber bekliyorum. Patronum da çok iyi biri. Sağ olsun, ev hallolana kadar bir otel ayarladı bana. Yani artık bir düzenim var. Onlara bakabilirim. Sizden tek isteğim, bizi ayırmamanız.
Gözleri doldu bunları söylerken. Onlarsız yapamazdı Manolya. Ceren'in başına bu kaza o yüzden gelmişti. Başta Pınar hanım söylemek istememişti ama çok sıkıştırınca anlatmıştı her şeyi. Bugün zengin bir ailenin onun için geldiğini, Ceren'in bu yüzden çok üzüldüğünü, herkesin uyuduğu saatlerde de odasından kaçıp kendisini aramak üzere Pınar hanımın odasına indiğini ve o arada da karanlık koridorda ayağının ince basamağa takılarak burkulduğunu ve Pınar hanımın da sesler üzerine çıkıp onu öyle gördüğünü, sonra da en yakın yer olan bu özel hastaneye getirdiğini, her şeyi biliyordu. Endişesi de bunaydı işte. Onlara bir daha bir bu kadar geç kalmak ve de kaybetmek istemiyordu. Bunun için tüm imkanlarını zorlamaya, gerekirse de herkesle savaşmaya razıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)
General FictionYalandan Mutluluk hikayesinin devam serisidir. Yağız Ata ve Özüm Erim'in çocukları olan Yalaz Yasin'in de hikayesidir. Bazen hayat sizi bazı şeylere mecbur eder ve hikayeniz de kaderiniz gibi o an şekillenir. Yaptığınız seçimlerle ya geç kalırsını...