Aslında Manolya'nın böyle bir niyeti yoktu ama üç küçük kızı kıramamıştı. Bugün antrenmana takımla birlikte çıkmaya başlayan Yalaz Yasin'i sürpriz bir şekilde ziyaret etmeye karar vermişlerdi. Daha doğrusu kızlar vermiş, kendisi de alınan bu karara paşa paşa uyumuştu. Onları gören Yalaz Yasin de bir o kadar mutlu olmuştu. Manolya üç gündür görüşmediği adamı terli, nefes nefese bir halde, üstelik güler yüzüyle karşılarında görünce kalbinin yeniden atmaya başladığını hissetmiş ve buna sebepsiz çok kızmıştı. Kızların aksine uzak durmasının bir sebebi de artık bu duygudan arınmak istemesiydi. Kardeşinin tavrı da zaten ortadaydı. Kendisinden hoşlanmadığı ve aralarında bir şey olmadığını hatta olamayacağını anladığında verdiği tepkiler de zaten bas bas bağırıyordu ayrı dünyaların insanı olduklarını. Kaldı ki bunların hepsi bir oyun olarak kalacaktı. Öyle böyle her şey bitecekti. Bunun şimdiden olması en iyisiydi.
-Kızlar, bu ne güzel sürpriz böyle. Sizi burada gördüğüme çok sevindim.
Bakışlarıyla Manolya'yı da kesiyordu ama kız inatla yüzüne bile bakmıyordu.
-Bugün iyileşmenin ilk günü olduğu için seni yalnız bırakmak istemedik Yalaz Yasin abi.
-Çok iyi yapmışsınız canım. İnanılmaz mutlu oldum.
Üç kız da tıpkı Yalaz gibi aynı anda sevincini dile getirmişti.
-Biz de...
-Ama kurabiye sözümüzü tutamadık.
Ceren üzgün bir şekilde baktı Yalaz abisine.
-Olsun. Onu da bir sonraki ziyaretinizde getirirsiniz.
-Tabii, olur. Değil mi abla ?
Manolya dakikalar sonra onların arasına dilini çözümleyerek katıldı. Adamın bakışlarını üstünde hissetse de inatla ona bakmadı.
-Tabii canım, yine geliriz...
Yalaz Yasin bu tavra üç gündür maruz kaldığı için zaten alışkındı da yine de kendini kötü hissediyordu. Hislerini kabullenmiş olması da bunda etkendi ve biliyordu ki Manolya da aynı durumdaydı. Bundan emindi. O eskisi gibi yüzüne bakmasa da, konuşmak istemese de, kendisinden kaçsa da Yalaz Yasin biliyordu... Aynı şeylerle boğuştukları için de ona, son olanlardan dolayı hak veriyordu. Bilmeden bile olsa onu incitmiş, güvenini boşa çıkartmıştı. Ona bugüne kadar gösterdiği yüzünden çok başka birini göstermişti. Bocalamak kadar kızmakta da haklıydı.
-Size de teşekkür ederim hanımefendi.
-Ne demek. Zaten söz vermiştik. Onu da aradan çıkarmış olduk...
Yalaz Yasin buruk bir tebessüm sundu. Manolya onu görmese de kendisi onu yandan bir bakışla doya doya izliyordu. Aradaki gerginliği uzatmamak adına ilgisini kızlara yöneltti. Manolya'dan aldığı izinle onları takım arkadaşlarının yanına götürdü, hepsiyle tek tek tanıştırdı. Her biri için forma imzalattırdı. Fotoğraflarını çekti. Kardeşlerinin uzaktan mutluluğunu seçen Manolya da gözleri dolarak bu anları izlemişti. Yalaz Yasin'in onlarla yakından ilgilenmesi, antrenman bittiği için kaleye geçip onlara penaltı attırması, her bir golü yiyip onlarla beraber sevinmesi...Her bir an, her bir kare içini hem ısıtmış hem de vicdan azabıyla dolmasına sebep olmuştu. Bu mutlu tabloyu bozmak zorunda kalacaktı. Sadece Yalaz Yasin değil, kardeşlerini de üzecekti. Hepsi onu çok seviyordu. Kısa süreçte aralarında oluşan o bağ baş edemeyeceği kadar büyüktü. Üzgünce başını salladı. Yanağına süzülen damlaları sildi ardından, sonra da kendini toparlamaya çalıştı. Onların kendisine doğru geldiğini seçince de çabucak ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)
Ficción GeneralYalandan Mutluluk hikayesinin devam serisidir. Yağız Ata ve Özüm Erim'in çocukları olan Yalaz Yasin'in de hikayesidir. Bazen hayat sizi bazı şeylere mecbur eder ve hikayeniz de kaderiniz gibi o an şekillenir. Yaptığınız seçimlerle ya geç kalırsını...