Manolya bu gece zengin iş adamı olan Soner Tunalı'nın evinde verilecek olan bağış gecesine katılacağı için Sevim ablasından ricada bulunmuş, bir iki saatliğine Ceren'e bakmasını istemişti. Kadın da sağ olsun onu kırmamıştı.
Şimdi de ona mutfağın yerini gösteriyordu. Dünden hazırladığı yemekler de vardı zaten dolapta. İlaçları da oradaydı kardeşinin. Eksik bir şey yoktu özetle.
Tabii Sevim ablası daha çok evi inceliyordu. Hayran kaldığı o yüzüne yansıyan mimiklerinden bile belliydi. En sonunda dile de getirmişti beğenisini.
-Kız bu ev ne böyle ? Telefonda dediğinde böyle bir şey hayal etmemiştim.
-O kısım benim de hayalimi aşan cinsten zaten abla.
-O ne demek Manolya ?
-Yani işte, her şey istediğim gibi gitti. Hem ev işime yakın hem fiyatı uygun. Hem de lüks...
-Zaten beni de en çok şaşırtan bu oldu. Esaslı biriymiş ev sahibin. Helal olsun. Bu devirde çok zor böylesine denk gelmek. Her gün görüyoruz haberlerde.
-Öyle sağ olsun. Çok anlayışlı biri.
-Hacı falan mı ?
-Ha, yok abla. Değil.
-O zaman kesin evlidir. Yaşlıdır da. Bir ayağı çukurda olunca tabii...
Sevim ablası iyiydi hoştu ama arada işte böyle patavatsız biriydi. Kendince bir şeyleri yazıp çizmeyi severdi ve meraklıydı da görüldüğü üzere...
-Evli değil. Ve tabii yaşlı da.
-Vay, bak sen...Demek bekar ha ?
-Evet. Ne oldu ki abla, niye öyle bakıyorsun bana ?
İmalı imalı süzdü Manolya'yı.
-Bilmem...
-Abla...
Pes bir nefes verdi Manolya.
-Düşündüğün gibi değil. O iyi biri. Burası da uzun zamandır boşmuş, artık değerlendirmek istemiş, kardeşlerimin de durumunu ve ev aradığımı da öğrenince çekine çekine bu teklifi sundu. Çocuklar çok sevince ben de kabul ettim.
-Vallahi ne diyeyim Manolya, böyle dediğin gibiyse helal olsun ona. Ama şimdi dediklerimi yanlış anlama da, sen de hoş kızsın.
Manolya başını yana yatırıp bunu reddetti ama Sevim ablasının duyduğu yoktu. Ayrıca burada çıkarına göre biri birini kullanıyorsa o kişi Yalaz Yasin değil, kendisiydi. Bu çirkin şeyleri hayata geçirecek olan da tabii. Başkasından bunları duyunca daha da kötü hissediyordu kendini. Bu yüzden avukatlığını eder gibi konuşmuştu, ablasını da bir şekilde buna ikna etmişti. Ama bu sefer de sıra Tarık beye gelmişti. Ablası bir dizi sorguyu da onun üzerinden çekince sıkılmış, gece için yapacağı hazırlığı bahane ederek yanından ayrılmış, kendisini bir süre odaya kapatmıştı. Yaslandığı yerden de dediklerini düşünmüştü. Gerçekten de Tarık bey bu daveti neden kendisine yapmıştı ? Yani Yalaz Yasin varken ve açıkçası onunla da görüşmüşken, neden o değil de o bir adım atmıştı ? Aklının bir köşesinde de; Yalaz Yasin'in o akşam yemeğine gelmediğinde dedikleri vardı. Baş başa telafi ederseniz demeye getirmesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)
General FictionYalandan Mutluluk hikayesinin devam serisidir. Yağız Ata ve Özüm Erim'in çocukları olan Yalaz Yasin'in de hikayesidir. Bazen hayat sizi bazı şeylere mecbur eder ve hikayeniz de kaderiniz gibi o an şekillenir. Yaptığınız seçimlerle ya geç kalırsını...