29.Bölüm

49 6 12
                                    

Hastane koridorundaki endişeli bekleyiş sürüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hastane koridorundaki endişeli bekleyiş sürüyordu. Manolya'nın kalbi buraya gelmeden evvel bir kez daha durmuş, vaktinde müdahaleyle tekrar hayata döndürülmüştü. Yalaz Yasin kendini bu denli çaresiz hissettiği başka bir anı hatırlamıyordu. Şimdi de aile bireyleri ve arkadaşlarıyla beraber ameliyatın bitmesini bekliyordu.

Tarık dostuna destek oluyordu her düştüğünde. Manolya'nın oradan daha güçlü çıkacağını savunuyordu. Annesi de kendi ve kız için fazlasıyla üzgün olanlardan biriydi. Bol bol dua ediyordu. Soner ve Süleyman bey de diğer köşede koridoru turlayan ikiliydi. Ki zaten Soner kan ihtiyacı olduğunda, grupları da uyuştuğundan hemen atılmış ve kanını vermişti ona. Kızı gibi sevdiği Manolya'nın hayata tutunmasını herkes gibi çok isterken kendine de onu koruyamadığı için kızıyordu. Yalaz Yasin de benzer duygular içinde boğuşuyor, içi içini yiyordu. Kıza dediği onca kötü söz göğsünün tam ortasına oturmuş, gitmek de bilmiyordu. Oysa o her şeye rağmen sevdiği kızdı. Nasıl olur da gözünü bu denli öfke bürürdü anlayamıyordu.

Sevim de dizlerini dövüyordu bir köşede. Tüm bunlara sebep olduğu ve ondan kaçıp her şeye sessiz kaldığı için çok üzgündü. Yalaz Yasin'e de öfkeliydi. Hatta ilk haberi duyup buraya geldiğinde ona kızmıştı. Ona güvendiğini, koruyacağına inandığını söylemişti ağlamaları arasında. Ki buna isyan etmekte de son derece haklıydı. Çünkü Yalaz Yasin kadını planın dışına itmek için onu kandırmış, o son buluşmalarında da içindeki intikam duygusunu gizleyerek onu saf dışı etmişti. Kadın göğsüne bir iki yumruk vurduğunda sadece sarsılıp ağladıysa ve ağzını bıçak açmadıysa tamamen suçlu olmasındandı.

Tarık girmişti de aralarına öyle son bulmuştu tek taraflı kavgaları. Sonra annesiyle kardeşi gelmişti. Ardından apar topar babası ve dedesi, Soner amcaları ve Hulki...

Gözünün menziline giren adamı uzaktan seçince kendine hakim olamadı ve adeta fırlayarak yanına koşturdu. Yakasına yapıştı tüm öfkesiyle.

-Ne yüzle geldin lan buraya ?

-Yalaz, bir dur lütfen...

-Bir de dur diyor. Adama bak ya! Eserini görmeye mi geldin ? Mutlu musun ? O lanet olası şirketini batmaktan kurtardın ama bizi mahvettin! İyi bak... Birimiz orada can çekişiyor, birimiz de burada...Ve bunun sorumlusu senin lanet oyunun!

Hulki gözlerini yumdu. Oldukça üzgündü o da. Nereden bilirdi işlerin bu noktaya geleceğini. Tarık da o sırada yanlarına koşturdu ve ikilinin arasına girdi. Arkadaşını uzaklaştırırken Hulki'ye gitmesini söyledi.

-Bakın zaten bizim için yeterince zor bir gün, bir de siz işleri bulandırmayın ve lütfen buradan gidin.

-Benim kötü bir amacım yok Tarık. Ben de üzgünüm. Gerçekten... Çok da pişmanım. Böyle olacağını bilseydim yapar mıydım hiç zaten...

-Hâlâ konuşuyor ya!

Tarık adım atmaya çalışan arkadaşını durdururken Yağız Ata geldi. Eşi bunları gördükçe daha kötü oluyordu. O yüzden Tarık'la beraber oğlunun aklını başına getirmeye çalışıyordu.

Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin