Malikanenin önünde durduklarında Ceren ablasına baktı.
-Neden buraya geldik abla ?
Manolya gülmeye zorladı kendini.
-Size bir amcadan bahsetmiştim hatırlarsanız.
-Aa, evet. Şu davet gecesindeki değil mi ?
-Aynen tatlım.
-Vay canına, anlattığın kadar varmış evi de abla.
-Havuzu da var mı?
-Hem de kocaman...
Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
-Artık burada mı yaşacağız peki ?
Manolya kendinde konuşacak gücü bulamadığı için başını sallamakla yetindi. Kardeşleri çocuk olduğu için her şeye kolayca inanıp adapte oluyordu ama kendisi için durum hiç de böyle değildi...İki gün önceki olanlardan sonra artık sadece yaşayan bir ölüydü. Kardeşleri için hayata tutunuyordu özetle. Şimdi onlar cıvıl cıvıl sesiyle o kapıdan içeri mutlulukla girerken Manolya yapamıyordu. Her bir adım onu o güne götürüyordu. Yalaz'ın kafasının içinde susmak bilmeyen sözleri ve kendisine duyduğu o nefret kalbini orta yerinden bıçaklar gibi delip geçerken hayatta kalmak çok zordu.
Soner bey kendilerini güler yüzüyle ağırlamıştı. Kardeşlerinin hepsini sıkıca kucaklamış, bağrına basmıştı. Kendisini gördüğünde de yeniden çömeldiği yerden doğrulmuş ve hiç düşünmeden kollarını açmıştı. Manolya buna çokça da ihtiyacı olduğundan ağlayarak adama sarılmıştı. Aynı o günkü gibi...Olayları başa saracak olursa şöyle olmuştu;
Bundan bir gün önce yine, soymak için geldiği bu eve gelmişti. Tüm gece düşünmüştü her şeyi. Yaptığının mecburiyet bile olsa yanlış olduğunu bildiği için bu yükü omzundan atmak ve de kendince günah çıkartmak istemişti. Teslim olmaya gelmişti kısacası...
Soner bey bu davetsiz ziyaretine şaşırsa bile onu güzel ağırlamıştı. Kendisinin ölü gibi olmasına rağmen güler yüzünü, o sıcak babacan yanını korumuştu. Bir şeylerin ters gittiğini de ancak ağlamasından sonra anlamıştı.
-Manolya, kızım, neyin var senin ? Neden ağlıyorsun ?
Manolya kendini durduramadığı ve çokça da utandığı için cevap veremedi.
-Yalaz Yasin'le mi bir sorun var ?
Sevdiği adamın adı yarasına daha çok tuz biber olunca hepten kendini salmıştı.
-Hay Allah, sen gerçekten çok kötü görünüyorsun. Kızım, al şu suyu iç, bir kendine gel.
Manolya adamı geri çevirmedi ve elinden bardağı aldı. Titreyen elleriyle içmeye çalıştı. Soner beyin omzunu, sırtını sakinleştirmek için okşamasıyla da biraz gevşedi. Adamın gözlerinin içine dikti kıpkırmızı gözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)
General FictionYalandan Mutluluk hikayesinin devam serisidir. Yağız Ata ve Özüm Erim'in çocukları olan Yalaz Yasin'in de hikayesidir. Bazen hayat sizi bazı şeylere mecbur eder ve hikayeniz de kaderiniz gibi o an şekillenir. Yaptığınız seçimlerle ya geç kalırsını...