Manolya yeni güne gözlerini açtığında oldukça bitkindi. Her şeyin üstünden bir ay gibi bir süreç geçmişti. Tedavisi de tüm hızıyla devam ediyordu. Henüz bir gelişme yoktu ne yazık ki. Bu da moralini bozuyordu ister istemez. Kardeşleriyle bu halde ilgilenememek de koyuyordu. Yaren Ada devir almıştı sorumluluğunu resmen. Kıza ne kadar teşekkür etse azdı. Ama yine de mahcup oluyordu işte. Özüm teyzesine karşı da tabii. Aslında Yalaz Yasin'in ailesi onu evlerine götürmek istiyordu. Bunu da geçen kadın çıtlatmıştı ama Manolya bunun doğru olduğunu düşünmediği için ve de yük olmak istemediğinden geri çevirmişti. Sevim ablası sayesinde her ihtiyacını bir şekilde zor da olsa gideriyordu. Soner amcasını bile yormuyordu bu konu da ki adam buna kızıyordu. Her defasında onun kendilerine yük olmadığını söylüyordu. Ama Manolya'nın elinde değildi. Bu psikolojiyi kaldıramıyordu ve iyi olana, eskisi gibi yürüyene kadar da iyi olabileceğini sanmıyordu. O günde güne böyle ve Yalaz Yasin'in mesajlarıyla başlamıştı. Tek kelimelik cevaplarla geçiştirmesine karşın onun çabası takdire şayandı. Kendisine iyi bile katlandığını düşünüyordu. Pes etmesi için ne yapsa da yılmıyor, inatla her anında yanında oluyordu. Gerekli gereksiz çıkardığı tartışmaları bile alttan alıyordu. Kendisini mutlu etmek için her yolu deniyordu ama Manolya'nın hali yoktu. Kafası hep yürümeyecek oluşundaydı. Tarık'ın da sırf morali bozulmasın diye yalandan destek verdiğini düşünüyordu. İpek hanım da bir şeyler diyordu ama olmuyordu yani. Kolay değildi içine düştüğü durum. Kimsenin onu anlayabileceğini sanmıyordu.
Sıkıntıyla iç çekip yattığı yerden doğruldu. Ayaklarını kullanmayı denedi ve elleriyle teker teker tutup kaldırmaya çalıştı. Hantal gibiydi. Sanki çimento dökülmüş de öyle katılaşmışlardı. Sinirle pes ederken derin bir nefes aldı. Sevim ablası da tam o sırada gelmişti zaten.
-Günaydın kuzum benim.
-Günaydın abla.
Perdeleri açtı Sevim hemen. Güneş odayı doldurunca Manolya gözlerini kıstı. Sevim gülümseyerek ona döndü ve ellerini enerjik şekilde çırparak onu kendiyle beraber harekete geçirmeye çalıştı.
-Hadi bakalım, şimdi kahvaltı zamanı. Ondan sonra da tedaviye gideceksiniz Yalaz'la zaten.
-Abla, benim hiç iştahım yok. Sana zahmet bir banyomu yapsam ?
-Kız yemeden olur mu ? Zaten şuncacık bir şey kaldın. Çok ihmal ediyorsun kendini. Tarık beyin programına bire bir uymazsan nasıl iyi olacaksın ?
-Onları yapsam da iyi olmayacağım zaten. Boşa bu çabalar. Görmüyor musun halimi ?
-Aa, sen yine dellendin belli. Gördüğüm için uyman gerektiğini söylüyorum zaten. Bak Soner amcan da çok üzülüyor bu haline. O adama da yazık değil mi ?
-Üzgünüm ama beceremiyorum abla. Olmuyor yani...Deniyorum, çabalıyorum ama aynı noktadayım. Sen gelmeden bile denedim, kaldıramadım şunları! Yoksa ben çok mu meraklıyım böyle olmaya, sizleri üzmeye ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)
General FictionYalandan Mutluluk hikayesinin devam serisidir. Yağız Ata ve Özüm Erim'in çocukları olan Yalaz Yasin'in de hikayesidir. Bazen hayat sizi bazı şeylere mecbur eder ve hikayeniz de kaderiniz gibi o an şekillenir. Yaptığınız seçimlerle ya geç kalırsını...