26.Bölüm

47 6 7
                                    

Sevim ablası o günden sonra biraz mesafeli durmaya başlamıştı kendisine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sevim ablası o günden sonra biraz mesafeli durmaya başlamıştı kendisine. Manolya buna o kadar çok kafa patlamıştı ki. Hayır, sebebini de bilmiyordu. En son geldiği günü kafasında evirip çevirip duruyordu ama yoktu yani. Ablasını arayıp bunu açıkça dediğinde de başka bahaneler dinliyordu. Okulda denk geldiklerinde bile kaçarcasına, işlerini bahane ederek gitmesini de aşamıyor ve buna çok üzülüyordu. Yalaz Yasin de fark etmişti bu durumunu tabii ama üstünkörü bir şekilde onu da yalanlarıyla geçiştirmişti. Onunla son günleriydi. Bir daha asla bu şekilde, yan yana olamayacakları için vakitlerini bu sebeple yemek istemiyordu ama kardeşleri için de yeni bir çare üretmesi gerekiyordu. O an aklına tek bir isim gelmişti. Pınar hanım. Ama bir darbeyi de oradan yemişti. Yani çok da darbe diyemezdi. Kadın başka bir şehirdeki yurda tayin edilmişti. Bu da kendisinin şansınaydı.

-Bir yolunu bulmam gerek. Onları emanet edeceğim biri olmalı. Ama kim ?

Eliyle çenesini destekledi. Etrafında hiç kimsesi yoktu ki...Sadece Hulki vardı. Ona da zaten gerekli resti o bilmese de çekmişti. Bunun intikamını kardeşlerinden çıkaracak birine de haliyle güvenemezdi.

Soner bey belki olabilirdi. Bu tarz yardım kuruluşları ve vakıfları da vardı üye olduğu ama ne yazık ki onun da evini soyacağı için ihtimal dahilinde bile değildi.

Yalaz Yasin...O zaten olacaklardan sonra kendisine ait hiçbir şeyi görmeyecek kadar kendisinden nefret edecekti.

Sevim ablası desen ne olduğunu bilmediği bir sebepten sırtını dönmüştü, en ihtiyacı olduğu anda...

Gözünden akanlara mani olamadı. Deminden beri kendini tutması mucizeydi. Birden yapayalnız kalmıştı. O kadar zor bir durumdaydı ki onu bu düştüğü çukurun içinden kimse kurtaramazdı. Kötü düşünceler birbiri ardına zihnine dolarken telefonun ekranı yanıp sönmeye başladı ve gördüğü isimle birden içi umut doldu. Belki o yardım edebilirdi kendisine. Zamanında böyle şeyler de demişti zaten. Bunun umuduyla telefonuna tutundu ve hemen açtı. Ses tonunu da tok tutmaya çalıştı.

-Tarık bey ?

-Manolya hanım, iyi akşamlar. Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.

-İyi akşamlar size de. Ve hayır, etmiyorsunuz tabii ki.

-Buna sevindim. Açıkçası ararken çok da çekindim. Uzun zamandır cesaret edemiyordum ama bugün kırdım o zinciri.

Manolya ses etmeden dinleyince devam etti.

-Olanlar için gerçekten üzgünüm. Yalaz Yasin davet gecesinde yaşananları gelip bana söyledi. O da çok üzgündü tabii.

-Evet ama biz onları hallettik. Yani konuştuk...

-Her şeyi mi ?

-Evet. Bana bunu neden yaptığınızı söyledi.

Tarık biraz şaşırmış gibiydi.

Geç Gelen Mutluluk (Mutluluk Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin