27. Söz Abim söz

2.6K 107 3
                                    

20 VOTEDEN SONRA YENİ BÖLÜM GELİCEK.

"Yeter artık , burak beni." Diyerek onu kendimden uzaklaşdırmışdım.

"Ölürümde bırakmam seni.Ne yaparsan yap, benden kurtulamazsın. İster bana aşık ol, istersende beni sevme benim için fark etmez."
Geri çekildi. Odaya göz gezdirdikden sonra söylemişdi.

"Sevmiyorum seni." Bu kelimeni söylediğim vakit, yanıma geldi. Gözleri gözlerime bakarak.

"Gözlerin ama öyle söylemiyor." Diye cevaplamışdı.

"Hayır" diyerek yüzümü çevirdim

Bu vakit onun cebi çalmaya başladı. Telefonun ekranına bakarak"Ben gidiyorum." Diyerek hızla odadan çıkmışdı.
Nereye gidiyordu ki? Merdivenlerden inerek "Bende geliyorum."
Edward bana bakarak "Hayır." Kafasını sağa sola doğru sallamışdı.

"Hayır, bende seninle gelmek istiyorum." Diyerek israr etmişdim.

"Hayır, söyledim Helena"

"Tamam. Ama peki İsaac gelirse, hem buraya geliceyinide söylemişdi."işe yarasın nolur, başka şansım yok. Nolur diye yalvarıyordum.

Edward bana bakarak "Tamam, kendin bilirsin. Gel hadi, arabadayım."

Evet, evet işe yaramışdı. Hızlıca evden çıkarak, arabaya koştum. Belki gider diye koşmuşdum.

Yoldaydık. Nereye gittiğimizden haberim yokdu. Şimdi ona sorarsam tipik cümle söyleyecek. Giderken görürsün-hep böyle söyler. Araba durmuşdu galiba varmışdıq.

"Hadi in." Kafasını dışarıya doğru sallamışdı.
Yinemi bura. Bu Bar benim hayatımı yok etdi bee.

"Ne mal mal bakıyorsun.Gelmek istemiyorsan burda dikile bilirsin."
Diyerek içeri girmişdi.
Bende onun arkasından. Her yer yine karanlıkdı.
Bir kapıya doğru ireledi. Kapıyı açtığında. Merdivenler vardı. Yüzünü bana çevirerek
"Sen burda kal. Hiç biryere kıpırdama. Anladınmı?"

Haa sen öyle san. Tamam anlamında kafamı sallamışdım.
Önüne dönerek merdivenlerden aşağı inmişdi.
Haaa Edward efendi. Bakalım ne yapıyorsun burda.

...

Tam tamına 15 dakika bekledim. Onun arkasında gitmeliydim. Etrafımı kolâçar etdikden sonra kapıya doğru yürüdüm.
Merdivenlerden sakince iniyordum ki, sesler duydum. Buda neydi böyle. Kimse yalvarıyordu. Koşarak indim.
Edward dı. Her tarafı kandı. Ve yerdede biri vardı. Edward elindeki bıçağı atarak sakin addımlarla ona taraf gelerek onun saçından tutarak kafasını kaldırdı. Adamın yüzü kandı. Edward ona bakarak
"Sana kaç kere söyledim haa ben olduğum sürece ona hiç bişey yapmanıza izin vermem. "
Ve son darbe. Yumruğuyla boynuna son darbeyi indirmisdi. Elleriyle tutduğu saçı bırakarak onun kafasını yere itdi. Siniri soyumamış ki yerde olan adama tekmeler atmaya başladı. Daniel bunu görerek
"Abi yapma artık o kendi cezasını buldu. Öldü o"

Yüreyim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Buna dayanamazdım.
Birden Edward arkasını dönerek merdivenlere ilerliyorduki ,beni gördü. Yüz şekli değişmişdi. Hızla ben tarafa gelerek kolumdan sıkıca tutdu.
"Sen galiba benim söylediğimi anlamadın."
Merdivenleri hızla kalkdı. Tabi benim kolum onun elinde olduğu için bende onla birlikde kalkmışdım. Kapıyı açarak dışarı çıktığında beni kolumdan iterek burakdı. Bedenim zeminle buluşmuşdu. Her tarafım ağrıyordu. Bana taraf gelib yere eğildi. Bana bakarak.
"Helena ben sana ne söyledim haa?"
Kafamı yana çevirerek sırf ona bakmamak içindi.
"Bana bak Helena"
Yüzümü eliyle tutarak kendine taraf çevirdi. Gözlerine bakdığımda hiç böyle değildi.
"Helena beni çileden çıkarma." Gözleri gözlerimdeydi.
Yüzümü çevirdim. Sırf acı çekdiyimi görmesin. Kendi gücümle yerden kalkmaya çalışıyordum ki, evet başarmışdım. Edward bu sureç içinde ayağa kalkmış bana bakıyordu.
"Daniel Helenanı eve götür."
Daniel bana taraf gelerek kolumun altına girmiş yürümeme yardım etmişdi. Dışarı çıkdığmızda gözümden yaş akmışdı. Yoldaydıq. Ne kadarda ağlamak istemesemde bunu durduramıyordum. Daniel arada bana bakıyordu. Sonra yine yoluna devam ediyordu.
"Ağlama."
Kafamı kaldırarak "Haa?" Diye kelime çıkmışdı ağzımdan.
"Ağlama Helena."
Evime varmısdıq. Ona hiç bişey söylemeden arabadan indim. Yağmur yağıyordu. Kapıya doğru gidemediğim için duvardan destek alarak yürüyordum. Daniel bunu görerek bana yardıma gelmişdi. Benim bel tarafımdan tutarak kapıya doğru taşıdı. Anahtarı arka cebimden çıxararak kapıyı açdım. İçeri girmişdim. Danielse gitmişdi. Ben yine aynı şekilde odama kalkdım. Ayağım ağrıyordu. Uyumam lazımdı.......

......

Telefonum çalıyordu. Ama ayağa kalkmak için gücüm yokdu. Dışarıda yağmur kesmemişdi. Hem pencere açık olduğu için bir kaç tane yağmur damcısı odaya düşüyordu.

.....

Evde oturamazdım. Uyuduğum için kendime gelmişdim. Hazırlanarak evden biran önce çıkmam gerekdi. Gideceğim yer belliydi. Ayakkabımı giyinerek evden çıkmışdım. Yağmur kesmişdi. Taksiye binerek. Adresi söyledim. Gideceğim yere varmamıza az kalmışdı. Bense telefonumu kurcalamakla meşğuldum. Arayan numaranı tanımıyordum. Kim ola bilir ki?
Taksiye parasını vererek arabadan indim.
Evet yürümem lazımdı. Oraya varmak için. Onu çok özlemişdim. Canım abim.

Yağmur yine başlamışdı. Ahh mezarı ne kadarda soğukdu. Çiçekler etrafındaydı. Abim bunları çok severdi. Onu özlemişdim. Abi mi çok kötü bi zamanda kaybetdim. Abimin ölümünden sonra annemle babam yurt dışına kendi işlerine döndüler. Abimin ölümü beni çok sarsdı.Böyle bir yağmurlu havada öldürülmüşdü. Evet öldürüldü. Ve katili bulunmadı. 40 bıçak darbesi. Hangi şerefsiz yapdı abime bunu. Ne kadar da çok canı ağrımışdır abimin. 40 bıçak la hirsi soyumamış o şerefsizin abimin bir çok  kemikleri kırılmışdı.
"Abim çok acıdı dimi canın haa. Abim! "
Gözümden akan göz yaşı yağmur damlalarıyla buluşmuşdu. Bedenim tir-tir esiyordu.
"Abim bulucam senin katilini. Söz abim söz. Belkide bulmuşumdur."

Sadist aşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin