four

240 28 15
                                    

Baekhyun bakışlarını camdan ayırdığında arabayı kullanan adama çevirmişti. Chanyeol oldukça rahattı. Baekhyun hayatında ilk kez böyle lüks bir araca biniyor olabilirdi.

Dosyada yer aldığı için bildiği şey ise, bu adamın bu araba gibi bir çoğuna sahip olduğuydu.

"Sakin bir mahalleye benziyor." Diye mırıldandı Chanyeol Baekhyun'un adrese yazdığı mahalleye girdiğinde.

Gülümsedi Baekhyun. "Oldukça sakin bir hayatım vardır." Bakışları buluştuğunda Chanyeol "Kai'nin mekanı hayatındaki tek heyecan desene." Diye mırıldanmıştı.

"Sayılır." Diye cevapladı Baekhyun onu. Araba durduğunda hafifçe gülümsedi. "Bıraktığın için sağol."

"Havalar gün geçtikçe soğuyor. Evin mekana oldukça uzak. Zor olmuyor mu?" "Herkesin böyle arabaları yok ne yazık ki. Bir motor almayı düşünüyorum ama."

Şaşırdı Chanyeol. "Motor mu? Pek motorcu birine benzemiyorsun. Şaşırdım." Güldü Baekhyun. "Doğru bir kaç piercing ve dövmem olması gerekiyordu değil mi? Bir motor için oldukça sadeyim."

"Öyle demek istemedim." Yutkundu Baekhyun. "Biliyorum, biliyorum. Sorun değil. Ben sadece bu önyargıdan sıkıldığım için tepki verdim herhalde."

Güldü Chanyeol. "Bana patladın gibi oldu sanırım." Diye mırıldandı. Başını hafifçe salladı Baekhyun.

"Bıraktığın için teşekkür ederim. Az önce sana biraz gereksiz çıktıştım." Elini ensesine attı. "İstersen bir kahve yapayım sana."

Chanyeol'un ifadesiz yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. "Zaten neredeyse tamamen ayıldım. Kahve iyi gelir."

Chanyeol ilk gördüğü yere park etti aracı hızla. Birlikte indiklerinde yan yana girdiler binaya.

Baekhyun'un evi bir artı birdi. Küçük ama güzel bir eve sahip olduğunu düşünüyordu. Salonunda polis olduğuna dair hiç bir şey yoktu.

Yatak odasında bazen operasyona dair belgeler olurdu ama şuan bir suçluyu yatak odasına sokmayı düşünmüyordu.

O yüzden hiç bir sorun yoktu.

Kapıyı açtığında hızla girdi içeriye. Chanyeol da arkasından girdiğinde kapıyı kapattı. Hafifçe gülümsedi Baekhyun. "Amerikan mutfağım var. Kahveleri hazırarken yalnız kalmazsın."

Baekhyun ceketini çıkardı ve astı hızla portmantoya. Birlikte salona ilerlediler. Baekhyun hızla mutfağa geçerken Chanyeol kendisini tezgahın arkasındaki sandalyeye bırakmıştı.

"Umarım kahven de kokteyllerin kadar güzeldir." Diye mırıldandı sırtını yaslarken. Güldü Baekhyun. "Klasikciyimdir, kahvede. Sen nasıl seversin?"

"Klasikler her zaman en iyisidir." Chanyeol kollarını göğsünde birbirine bağladı. Baekhyun hazırladığı kahveyi hızla önüne bıraktı Chanyeol'un.

"Afiyet olsun." Diye mırıldandı kendi kahvesini de önüne alırken. Chanyeol bakışlarını salondan ayırdı ve kahveye kaydırdı.

"Güzel görünüyor." Diye mırıldandı. Baekhyun büyük bir yudum içti kendi kahvesinden. "Güzel bir klasik." Diye mırıldandı.

"Şimdiye kadar hep böyle mekanlarda mı çalıştın?" Diye sordu Chanyeol elindeki kupayı masaya koyarken. "Birkaç tecrübem oldu diyelim. Ondan önce ergenken falan spor salonunda çalışıyordum. Bir kaç dövüş tekniği falan öğrendim o sayede. Oradan ayrıldığımda tekvando salonunda falan çalışmıştım."

Chanyeol'un kaşları havalandı. "Dövüş teknikleri biliyorsun demek." Diye mırıldandı şaşkınlıkla. Güldü Baekhyun. "Paranın ve gücün kimde olduğu belli olmaz derler. Güzel yüzlü olabilirim ama iyi dövüşürüm. Hala spor salonlarına ilgim var. Hatta seni oradan hatırlıyorum. Seni mekanda gördüğümde biraz şaşırdım bu yüzden."

Barmen/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin