twenty two

105 24 8
                                    

Baekhyun titrek nefesler alırken girdi polis merkezine. Hızlı adımlarla ilerledi amirinin odasına.

Kapıyı açtığında hızla göz göze geldi Suho ve öfke dolu gözleriyle. Sertçe yutkunduğunda duydu yüksek sesini. "Sen, sen nasıl yakalanırsın Baekhyun!?"

Gözlerini sıkıca kapadı Baekhyun. "Suho ben-" "elimizdeki tek kanıt, daha bu sabah ulaştırdığın tek kanıt da artık geçersiz! Üstelik onları araştırdığımızı da öğrendiler sayende! Yeni birilerini de almazlar içlerine! Her şey bitti Baekhyun. Her şey!"

Titrek bir nefes aldı Baekhyun. "Ben nasıl oldu anlamadım. Yemin ederim, fark etmedim. Kai nasıl öğrendi bilmiyorum ben-"

"Sen işe yaramazın tekisin duydun mu beni?" Üzerine yürüyen bedenle titrek bir nefes aldı Baekhyun. "Sen bir hayal kırıklığısın Baekhyun."

Omuzuna sertçe çarpıp geçtiğinde titreyen dizlerine daha fazla engel olamadı Baekhyun. Yere çökerken yanan gözlerini sıkıca kapadı.

İyi değildi. Neden hiç kimse onu görmüyordu?

Bu pis oyundaki tek suçlu kendisi miydi?

Suçluydu onlar, onları soruşturmuştu Baekhyun. Oysa tek suçlu oymuş gibi bakmıştı Chanyeol gözlerinin içine tüm hayal kırıklığıyla. İnsanlar hata yapabilirdi, yakalanmıştı sonunda. İnsandı oda. Neden hiç kimse onu düşünmüyordu?

Biraz olsun, hak vermiyordu?

Her şey bitmişti. Amirinin gözüne ağzıyla kuş tutsa bile giremezdi artık. İhtimali bile yoktu.

Saçma sapan görevlere gönderilip işinden soğutulacaktı. Belki de bırakmasını isteyeceklerdi.

Eli boğazına gitti. Ovdu sertçe. Düşündükçe daha da düşünüyordu. Karanlığın içine düşmüştü.

Tek bir ışık bile yoktu.

////////////

Chanyeol başını rahat koltuğa yasladığında kapattı gözlerini. Elindeki kalın viski bardağını hafifçe döndürdü.

Bu hareketin ne demek olduğunu bilen genç kız hızla yeniledi kadehindeki viskiyi. Kai'nin bir mekanıydı burası. Çok kısık bir müzik çalıyordu.

Chanyeol için odalarından birini ayarlamıştı. Normalde yanlarına verilen kızlarla istediklerini yapmakta özgürlerdi. Bir çoğu bunu sekste kullanırdı.

Chanyeol bunu aklına bile getirmemişti. Yalnızca içiyordu. Kendine acıyordu.

Düştüğü hale. İnandığı yalanlara. Gerçek olmayan hislere.

Daha dün gece onun sıcaklığıyla kuşanmıştı her bir yanı. Şimdi ise teni buz gibiydi.

Üşüyordu.

Kapı açıldığında göz göze geldi kardeşim dediği adamla. Derin bir nefes verdi yalnızca. "Anlıyorum bok gibisin ama bu böyle düzelmez."

Başını olumsuzca salladı Chanyeol. "Sen her zaman teselli vermede kötüydün Kai. Susman ikimiz için en iyisi olur."

Bakışları kıza döndü Kai'nin. "Sana en güzellerinden birini verdim. İçindeki öfkeyi onunla bastır. Başka ten, her zaman iyi gelir."

Başını olumsuzca salladı yeniden Chanyeol. "İstemiyorum ben başkasını." "Onunla da olamazsın Chanyeol. Unutman gerek."

Yutkundu Chanyeol. Unutmak da istemiyordu.

Chanyeol sadece Baekhyun'un onu gerçekten sevmesini istiyordu.

"Nasıl bu kadar iyi oynayabilir ki?" Diye mırıldandı kısık sesiyle. "Ben fazla mı aptalım Kai?" Bakışları Kai'ye döndü. "Anlamayacak kadar aptal mıyım gerçekten?"

Barmen/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin