Baekhyun Chanyeol'un hayatına bir barmen olarak girmişti. Sevgilisi olmuş, aylarını onunla geçirmişti.
Peki ya bunlar gerçekler miydi? Baekhyun'un söylediği her cümle doğru muydu?
Gerçekler açığa çıktığında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Bir kaç saniye duraksadı Baekhyun şaşkınlıkla. Anlamaya çalışıyordu. Ciddi miydi karşısındaki adam? Yoksa onu deniyor muydu?
"Ben, üzgünüm bay Kai böyle bir şeyi doğru bulmam ben." Hafifçe geri çekildi ve adamın özel alanından çıktı Baekhyun.
Bir test olma ihtimali, ciddi olma ihtimalinden daha fazlaydı. Baekhyun bunu göze alamazdı.
"Chanyeol sizin yakın arkadaşınız. Üstelik resmi bir şey olmasa da, birlikte olma ihtimalimiz varken siz dahil kimseyle bir şey yaşamam. Bu bana ters."
Kai'nin dikkatli bakışları yüzünde gezindi. "Pekala." Diye mırıldandı Baekhyun'un zor duyduğu bir sesle. "Bara geçebilirsin. Kendim doldurabilirim."
Yutkundu Baekhyun. "Peki." Ayağa kalktı ve hızlı adımlarla uzaklaştı locadan. Derin nefesler aldı, hata mı yapmıştı?
Hızla San'ın yanına yaklaştı. "Molaya çıkıyorum." Diye mırıldandı. Hızlı adımlarla ilerledi ve çıktı dışarıya. Eli boğazına giderken bir kaç adım uzaklaştı kapıdan.
Hızla telefonunu çıkarttı ve aradı Sehun'u. Saniyeler içinde açıldı telefonu. "Efendim?" "Sehun çok garip bir şey oldu."
"Ne oldu hyung?" Diye sordu hızla. "İyisin değil mi?" "İyiyim. Konu benim iyi olmam değil." Bakışlarını etrafında gezdirdi ve kimsenin duymadığına emin oldu Baekhyun.
"Kai bana az önce üstü kapalı bir şekilde yatmayı teklif etti." Bir kaç saniye sessizlik oldu. "Ne?"
"Bende böyle oldum işte. Ne diyeceğimi bilemedim, Chanyeol ile sevgili olmadığımızı ama bu yolda ilerlediğimizi yanlış olduğunu söyledim. Neydi bu sence, test miydi?"
Derin bir nefes verdi Sehun. "Umarım bir testtir hyung. Eğer tam tersiyse çok güzel bir ihtimali elinin tersiyle itmiş olursun."
Ofladı Baekhyun. "Çok rahatladım sağol Sehun. Off ne yapacağım ben?" "Yaptığını yapmışsın hyung. Oturup beklemekten başka bir çaremiz yok. Ne yazık ki yolunu erkenden seçmiş oldun. Chanyeol'dan yürüyeceksin."
"Tamam, işe dönmem gerek birazdan. Kapatıyorum." "Tamam, bir şey olursa yaz bana, dikkatli ol Hyung."
Telefonu kapattı ve istemeye istemeye döndü içeri Baekhyun. Bakışlarını locaya çok çevirmemeye çalışıyor olsa da, arada göz göze geldiği beden gerilmesine neden oluyordu.
Saatler geçerken sonunda biten işi ile hızla arka odaya girdi Baekhyun. Üzerini değiştirdi ve kıyafetlerini dolaba kilitledi.
"Ne uzun bir gece." Diye mırıldandı kendi kendine. Bardan çıktığında bakışları karanlık sokakta gezindi. İleride gördüğü siyah klasik araç ile duraksadı.
Kapısı açılıp Chanyeol içinden indiğinde yutkundu Baekhyun. Gülümsemeye çalışsa da, gergindi hala. Engel olamıyordu kendisine.
Yaklaştı Chanyeol'a. "Gelmeni beklemiyordum." Diye mırıldandı yaklaştıklarında. Hafifçe gülümsedi Chanyeol. Yaklaştı ve dudaklarına küçük bir öpüş verip geri çekildi.
"Motorunu ancak getirebildim, işlerim yoğundu." O sırada gördü arabanın hemen arkasındaki motoru. Uzattığı ruhsatı aldı hızla Baekhyun.
"Ah şaşırdım." Diye mırıldandı bakışları yeniden Chanyeol'a dönerken. "Teşekkür ederim." Chanyeol'un yüzündeki gülümseme büyüdü.
"Yorgun duruyorsun, iyi misin?" Hafifçe salladı başını Baekhyun. "Yalnızca yorgunum. Yarın izinliyim, biraz dinlenirim."
Chanyeol dudaklarını araladığı sırada arkalarından gelen ses ile istemsizce irkildi Baekhyun. "Bilseydim seni daha önce işe alırdım Baekhyun, Dostum senin sayende daimi müşterim oldu baksana."
Kai'nin alay dolu sesi gerilmesine neden oldu ikisinin de. Baekhyun bakışlarını dikkatle Chanyeol'un yüzünde gezdirdi. Yüzündeki gülümseme birazcık azalmıştı sanki.
"Daha fazla gelmemi istiyorsan söylemen yeterliydi Kai," bakışları Baekhyun'a döndü. Yüzündeki gülümseme büyüdü. "Ama buraya gelmemin en büyük nedeni karşımdaki güzellik değil diyemem."
Kai'nin bakışları Baekhyun'un yanında durduğu motora kaydı. "Motorun mu vardı Baekhyun?" Diye sordu bir adım daha yaklaşırken.
Baekhyun'un bakışları Chanyeol'a döndü. Yutkundu sonrasında. "Evet, motor kullanıyorum."
"Şaşırdım." Diye mırıldandı Kai cebinden bir paket çıkartırkem. Uzattı ikisine de, "içer misiniz?" Chanyeol uzandı ve aldı bir tane. Baekhyun ise hızla reddetti.
"Ee, çiçeği burnunda çift. Geceye nerede devam edeceksiniz? Buraya kadar gelmişken sana bir şeyler ısmarlıyım Chanyeol."
"Baekhyun bütün gece bu sesi yeterince çekti Kai. Sakin bir gece sonu yaşayalım diyoruz. Başka bir zaman."
Kai'nin bakışları ikisinin üzerinde dikkatle gezindi. "Pekala." Diye mırıldandı sonrasında. "İyi geceler o zaman."
Baekhyun Chanyeol'un ona uzattığı kaskı geçirdi hızla başına. Hafifçe gülümsedi Chanyeol. "Ben seni takip ediyorum güzelim. Sana geçelim olur mu?"
Başını hafifçe salladı Baekhyun. "Tamam o zaman." Diye mırıldandı. Chanyeol aracına bindiğinde üzerindeki rahatsız edici bakışların ağırlığını hala hissediyordu Baekhyun.
Kai gözlerini dikmiş onu seyrediyordu.
Derin bir nefesle çalıştırdı henüz yabancı olduğu motoru. Doğru bir karar vermiş olmayı diliyordu içten içe.
Chanyeol'da düzgün bir adam değildi kesinlikle, tertemiz işler yapmıyordu ama Kai kadar pis de değildi işleri. Uyuşturucu satmıyordu mesela.
Ofladı serin rüzgar ceketine ve bedenine sertçe eserken. Kai ile vakit geçirmektense ondan daha az suçlu biriyle aylarını geçirmeyi seçmişti Baekhyun.
Tek umudu Chanyeol'un gözlerinde gördüğü ve her gün büyüyen o hislerdi. Beğeniliyordu, bunun farkında olmayacak bir adam değildi Baekhyun.
Aksine, bunu kullanacaktı. Buna mecburdu. Hislerin işlere karıştırılmasını eskiden yanlış buluyordu. Ama hayatlarını kaybeden insanları zorluk yaşayan aileleri düşündükçe buna göz yumabilirim diyordu içten içe.
Bir kişinin hisleri umurumda bile olmaz diyordu. On kişinin ölümü olacağıma, bir kişinin kalp kırıklığı olabilirim diyordu.
Kaybedebileceği, ve yok edebileceği her şeyi göze almıştı. Artık duramazdı. Durmayacaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz böyle bir durumda kalsanız, kararınız ne ve kim olurdu?
