Baekhyun bakışlarını eğlence mekanının dış kapısında gezdirdi dikkatle. Burası öyle leş mekanlardan değildi, zengin bir kesime hitap eden oldukça güzel bir mekandı.
Ve kapıda durması için güvenlik görevlisi ilanı verdiklerini öğrenmişti bu sabah. Bir arkadaşı sayesinde ona ulaşan bu bilgiyle gelmişti buraya.
Hayatına devam etmek zorundaydı. Bunun için ise çalışmak. Kimse ona beleşe bir şey verecek değildi. Babası, merak edip ziyaretine bile gelmemişti. Ondan hiç bir şey isteyemezdi.
Parası oldukça azalmıştı. Yakında ona geçindirmeye yetmeyecek bir hale geleceğini biliyordu. Birikim de bir yere kadar yeterdi.
Polis olduğu için ilk aklına gelen iş bu olmuştu. Güvenlik görevlisi olabilirdi pek tabii. Henüz tam olarak iyileşememiş olsa da gücünü büyük bir ölçüde geri kazanmıştı.
Üstelik teknik bilirdi. Biri onu ayık olduğu sürece öylece kolay alt edemezdi.
Onun için uygun bir iş gibi görünüyordu. Derin bir nefesle girdi mekandan içeri. Arkadaşı içeride birini tanıdığından bahsetmişti. O adamı bulmakla başlayabilirdi.
İlk gördüğü garsona arkadaşının ona verdiği ismi sorduğunda çocuk ona haber vereceğini söyleyip yanından ayrılmıştı.
Kendini taburelerden birine bıraktı. Bu kalabalık, aylarca benzer bir mekanda çalışmış olduğu için ona çok da yorucu gelmiyordu.
Aksine, tanıdıktı bir çok şey.
Yanına birinin yaklaştığını gördüğünde yavaşça ayaklandı. "Merhaba." Diye mırıldandı adam tam karşısında durduğunda. Hızla uzattı elini. "Adım Baekhyun, iş görüşmesi için gelmiştim."
Adamın yüzündeki soğuk ifade yavaşça dağıldı. "Ah, sen Kun'un bahsettiği çocuksun. Adım Hendery, memnun oldum."
Gülümsedi Baekhyun hafifçe. "Bende memnun oldum. Sizinle mi görüşeceğim?" Hendery başını olumsuzca salladı. "Üstüm ile görüşme sağlayacaksın. Patron güvenliğe çok önem verir. Oraya aldığı kişileri de bizzat görüp tanımak ister. Beğenirse de kabul eder işe. Ben öncesinde bahsedip yerini yaptım. Eski polis olman iyi, silah vesaire kullanmayı da bilirsin. Patron iyi bakıyor yani."
İstemsizce gerildi Baekhyun. Düzgün bir mekan arayışına bu yüzden girmişti. Silahlardan veya uyuşturucudan uzak olmak istiyordu.
Chanyeol'u hatırlatan her şeyden uzak.
Adamın ardından ilerledi ve uzunca bir koridoru aştıktan sonra sonundaki odanın kapısını çalıp bir kaç saniye beklediler. Gel sesiyle Hendery içeri girmedi ve kapıyı Baekhyun için açıp kenara çekildi.
Baekhyun yanından geçip içeri girdiğinde bir kaç saniye odayı inceledi. Chanyeol'un odasına benziyordu.
Dejavu oluyordu. Sinir bozucuydu.
Gülümsemeye çalıştı. "Merhaba." Diye diyerek girdi konuşmaya. "Byun Baekhyun ben. İş görüşmesi için geldim."
Adam baştan aşağıya süzdü onu. Dikkatli gözleri vardı. "Eski polis olduğunu söylediler, daha kalıplı birini bekliyordum."
Yutkundu Baekhyun. "Fazla kaslı olmasam da zayıf değilimdir. Üstelik teknik bilirim. Güç gerektirmeden birini kolaylıkla alt edebilirim."
Adam kollarını göğsünde bağladı. "Güzel, konuşabiliyorsun da. Bir çok salak bunu bile yapamıyor." Eliyle masanın önündeki koltuklardan birini gösterdi. "Geç otur, Baekhyun. Anlat bana biraz, neden eski polissin? Neden kovuldun, bahset biraz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barmen/Chanbaek
FanfictionBaekhyun Chanyeol'un hayatına bir barmen olarak girmişti. Sevgilisi olmuş, aylarını onunla geçirmişti. Peki ya bunlar gerçekler miydi? Baekhyun'un söylediği her cümle doğru muydu? Gerçekler açığa çıktığında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.