Chanyeol bakışlarını doğmaya başlayan güneşte gezdirirken yavaşça ayaklandı. Baekhyun ışıktan rahatsız olurdu.
Sessiz adımlarla ilerledi ve stor perdeyi indirmeye başladı. Bir saat sonra kahvaltı servisi başlardı. Baekhyun biraz daha uyuyabilirdi.
Yeniden yanına çektiği koltuğa oturduğunda derin bir nefes aldı. Baekhyun'la son konuşmalarından sonra bir kez daha konuşmamışlardı.
Hemen uykuya dalamayan biriydi, Chanyeol bunu biliyordu. Yine de uyuyor numarası yapmasına ağzını açıp bir şey söylememişti.
Sessizlik ikisi içinde iyiydi.
Kollarını göğsünde bağladı sırtını oturduğu sandalyeye yaslarken. O sırada hissetti cebindeki titreşimi. Yavaşça ayaklandı. İkinci kez aranıyordu, bu kez açsa iyi olurdu.
Odadan çıktı ve dikkatlice kapattı kapıyı. Telefonunu cebinden çıkardığında duraksadı bir kaç saniye.
Neden bay Jong onu arıyordu?
Hızla cevapladı. "Buyurun." "Neredesin Chanyeol?" Yutkundu Chanyeol. "Hastanedeyim. Bir yakınım-" "Yakın, nerdeyse her şeyin ortaya çıkmasına neden olacak o yakından mı bahsediyorsun? Chanyeol sen delirdin mi?"
"Bay Jong ben-" "sen, hala onunla görüşmeye devam edersen ne olarak adlandırılacaksın farkında mısın? Gözünün yaşına bakmazlar Chanyeol. Ben bile, bakmam. Seni ben aldım buraya demem, göz yumarım harcamalarına."
"Yıllardır hizmet ediyorum ben oraya, eğer böyle bir şey için keseceklerse biletimi kessinler bay Jong. Umurumda değil."
"Olduğun konumu kaybetmekten bahsetmiyorum! Bildiklerinle seni yalnızca kovmazlar Chanyeol."
Yutkundu Chanyeol. "Biliyorum." Diye mırıldandı. "Şuan olduğum yere yükselmeden önce biliyordum, yükselirsem geri dönüşü olmayacağını. Ama onu bırakamam. O da kurbanlardan biri. Önümüze yem olarak bırakıldı bay Jong. Ne denli büyük bir şeye bulaştığından haberi bile yok. Çektiği belgelerde neler yazıyor bunu bile bilmediğine eminim."
"Hayatını bitireceksin, alelade bir polis memuru için. Sen bu konuma gelmek için çok çabaladın Chanyeol. Ülkelere ismini duyurdun. Japonya, Tayland bir çok küçük asya ülkesi. Neredeyse hepsi senin yönetiminde. Bunları kaybedeceksin. Yıllarca kazanmak için çabaladığın o koltuk ne olacak? Masaya oturmak üzeresin."
Yutkundu Chanyeol. Bay Jong haklıydı. Yönetimde yer almak, bir çok kişiye nasip olmazdı. O masaya oturmak bu oluşumun içine giren herkesin hayaliydi.
Chanyeol yavaş yavaş başlamıştı. Önce Kore içinde popüler olmuştu, ardından bağlantıları bir çok şey getirmişti ona. Sana, onunla bile bu yüzden yakınlaşmıştı. Japonya'da tanıdıklar elde edebilmek için.
Çin'de bile ismini bilen adamlar vardı. Bir çoğu silahlar için ilk onu arıyordu.
Tüm bunları kaybetmek demek, Chanyeol için ölümle eş değerdi şimdiye kadar. Yalnızca adı bilinsin istemişti. Güç istemişti hep.
Peki ya şimdi neden sadece Baekhyun'u istiyordu?
"Aşk, önemlidir Chanyeol. Ama hayatını çoktan adadığın şeyler varsa dikkatli olmalısın. Aşk, bir insanın sonu da olabilir."
"Seni bir ağabeyin olarak uyarıyorum. Ben orada olduğunun bilgisini gizleyeceğim. Daha fazlasını yapma. Uzak dur ondan."
Telefonu kapattığında titrek bir nefes aldı Chanyeol. Bay Jong'un haklı olduğunu biliyordu. Onun yıllar boyu yaptığı hiç bir şeye bakmaz, silerlerdi Chanyeol'u.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barmen/Chanbaek
FanfictionBaekhyun Chanyeol'un hayatına bir barmen olarak girmişti. Sevgilisi olmuş, aylarını onunla geçirmişti. Peki ya bunlar gerçekler miydi? Baekhyun'un söylediği her cümle doğru muydu? Gerçekler açığa çıktığında artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.