seventeen

170 29 11
                                    

Titrek nefesler alıyordu Baekhyun üzerindeki bedenin omuzlarına sıkıca tutunurken. Chanyeol bir saniye olsun durmuyor, yavaşlamıyordu.

Gözlerini sıkıca kapadı. Zevk içindeydi. Kaybolmuştu. Saatler önce düşündüğü her şey kafasından o kadar uzaktaydı ki, Baekhyun bile buna şaşırıyordu.

Hiç bir şeyi düşünmüyordu. Görev veya yapmak zorunda oldukları. Umurunda değildi o an.

Tek hissettiği şey zevkti. Chanyeol'un teni, ve onun kokusuydu.

Rahatlayan bedeniyle gözlerini kapattı yorgunlukla. Bacakları Chanyeol'un beline sarılıydı. Yavaşça çözdü.

Chanyeol'un yüzü Baekhyun'un boynundaydı. Sert bir öpüş verdi. Yavaşça kaldırdı başını.

"Doyamıyorum sana." Gülümsedi Baekhyun. Yorgun bir gülüştü. "Bitirdin beni." Diye mırıldandı başını yastığa bırakırken.

Chanyeol sertçe okşadı Baekhyun'un bacağını. "Özlemişim." Yavaşça kenara bıraktı kendisini. "Yarın iki tane önemli toplantım var sabah olmak üzere ve ben bacaklarımı hissetmiyorum."

Bakışları Baekhyun'a döndü. "Ne yapacağız?" Güldü ikisi de. Sarhoş değillerdi ama öyle hissediyorlardı.

Yavaşça sarıldı Chanyeol'a. Ter içindelerdi. Duş alıp temizlenmeleri gerekiyordu ama bunu umursamadılar. Chanyeol Baekhyun'u göğsüne yatırdı ve kapattı gözlerini.

Yarınki toplantılar umurunda değildi. Günlerdir uyuyamıyordu. Uykusuz gecelerin acısını çıkartmak istercesine huzurlu bir uykuya bıraktı kendisini.

Bu huzurun nedenini biliyordu. Göğsünde uyuyan bedendi.

Beyninde susan, susturduğu o seslerdi. İhanet edenin o olmadığını biliyordu. Aksine Baekhyun'u diğer hayatından tamamen uzakta tutacaktı.

Bulacaktı. Hayatlarına sızan veya bir şekilde buluşmadan haberi olan biri vardı. Onu bulacaktı.

Yeniden güvene alacaktı her şeyi. Kurduğu düzenin bozulmasına asla izin vermezdi.

////////////

Hızlı adımlarla girdi Baekhyun buluşmak üzere anlaştıkları dairenin olduğu binaya. Gergindi çünkü her şey elinde patlayabilirdi.

Aralarında bilgi sızdıran biri olduğuna emindi.

Görevi hala gizli tutuluyordu ama ya onu tanıyorsa? Ya Chanyeol ile aynı ortama girdiğinde Baekhyun'u ve amacını fark ederse?

Ne yapardı? Nasıl engel olabilirdi buna? Üstelik Chanyeol'un beynindeki şüpheleri daha yeni susturmuştu.

Yeni bir şüphe tohumu her şeyin sonu olabilirdi.

Kapıyı çaldığında Sehun açtı hızla. "Gel hyung." İçeri girdi ve hızlı adımlarla ilerledi salona. Göz göze geldiği Suho oldukça gergin görünüyordu.

"Bir ajan var." Dedi ikisi de hızla. "Bildiğimizin haberini uçuran, bizim onlara baskın yapmamıza engel olan biri ajan." Yutkundu Baekhyun. "Bu beni tehlikeye atar." Dedi kafasındakileri ortaya dökerken.

"Chanyeol zaten şüphelendi. Ajan ise biliyor. Haberi uçuran biri olduğundan emin. Benim peşime düşecektir."

Derin bir nefes aldı. "Ne yapacağız? Daha hiç bir şey hazır değil Suho." "İlk yapmamız gereken ajanı tepsit edip temizlemek." Dedi bakışları yerdeyken Suho.

"Ben yapacağım. Bulacağım tamam mı?" "Bak, Chanyeol normal bir adam değil. Bana fazla güveniyor artık. İçlerine sızan bir polis olduğumu öğrenirse en iyi ihtimalle geberir giderim. Şüphelerim var Suho. O bizim kovaladığımız davada daha büyük bir yer kaplıyor olabilir."

Barmen/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin