fourteen

224 29 18
                                    

Kai bakışlarını karşısında sessizce yemek yiyen bedende gezdirdi ilgiyle. Gördüğü en güzel yüzlü erkek değildi, veya fiziği en iyi olan. Sıradan sayılırdı.

Neden böylesine hoşuna gidiyordu? Ona ters yapan kişilere çekilen biri olmamıştı daha öncesinde.

Onun bu ters tavrı mıydı hoşuna giden?

"Yemeğini ye." Diye mırıldandı Kyungsoo kalın ses tonuyla. "Rahatsız oluyorum bakışlarından."

İstemsizce güldü Kai. "Beni bir kaşık suda boğmak istiyor gibisin. Daha önce hayatına girmedim. Girmedim değil mi? Eğer bir şeyler yaşadıysak öncesinde ve bu yüzden ise bu tavrın-"

"Sen kendini ne sanıyorsun ya?" Dedi hızla onun saçma cümlelerini bölerken Kyungsoo. "Sen kimsin de ben seninle bir şeyler yaşayacağım? Ben senin gibi adamlarla muhatap bile olmam."

Güldü Kai alayla. "şuan karşımda yemek yerken bunu söylemen biraz komik."

"Peşimde dolaşma diye yiyorum o yemeği. Rahat bırak diye." "Nasıl Chanyeol'un kuzeni olabilirsin ki?" Diye sordu Kai anlamaya çalışırken.

"Öyle farklısınız ki." Alayla gülen bu kez Kyungsoo'ydu. "Evet o aptal olan." Diye mırıldandı. "Hayatının iplerini kaybetti. Artık geriye alamaz. Çok yazık."

Kai'nin kaşları havalandı. "Nasıl bir ipten bahsediyorsun?" Diye mırıldandı. "Binbir tane hesap dönüyor, ikinizin de aklında. Sürekli yeni bir anlaşma, sürekli yeni bir iş kovalıyorsunuz. Çünkü durmak bilmiyor içinizdeki hırs. Söylesene, bu işe başladığında neyin vardı Kai?"

Duraksadı Kai. "Şimdi neye sahipsin? Maddi açıdan düşünme. Kendinde neler değişti bunu düşün. Bu işe başladığında nasıl biriydin? Sana ne kattı, senden ne götürdü?"

Bakışları dikkatle bakışlarında gezindi. "Boş bakıyor gözlerin." Diye mırıldandı. "Senin hiç bir amacın yok. Amaçsız insanın elleri bomboştur. Senin gözlerinden okunan bir ruhun bile kalmamış."

Yutkundu istemsizce Kai. Ağır konuşuyordu karşısındaki çocuk. Gerçekten ağırdı.

"Ağır ol biraz." Diye mırıldandı yalnızca. "Fazla hızlı gidiyorsun." Güldü Kyungsoo. "Ne oldu Kim Kai?" Diye sordu saniyeler sonra. "Gerçekleri duymak ağır mı geldi yoksa?"

Yavaşça itti sandalyesini geri. Cebinden çıkardığı bir miktar parayı bıraktı masaya. "Bu seninle yediğim ilk ve son yemekti. Bir daha karşıma çıkmazsan mutlu olurum." Bakışları hala dolu olan tabağa kaydı.

Yüzünde yapay bir gülümseme oluşturdu. "Afiyet olsun sana." Hızla arkasını dönüp ilerlemeye başladığında Kai arkasından kıstığı gözleriyle bakıyordu.

Derin bir nefes verdi Kyungsoo kapıdan çıktığında. Ardından güldü kendi kendine. "Ne çocuk ama." Diye mırıldandı şaşkınlıkla.

Ve her an içinde büyüyen hayranlıkla.

Başını olumsuzca salladı. Normal değildi. Her saniye içinde büyüyen bu duygu hiç normal değildi.

Kai'yi yer bitirirdi. Buna alışkın değildi.

Hiç değildi.

/////////////

Baekhyun yaklaşık bir saat önce girdiği bardan şaşkınlıkla çıkıyordu. Kai'den izin istediğinde alaylı veya farklı şekillerde laf yiyeceğine emindi içeri girerken ama düşündüklerinin tam tersi olmuştu.

Kai onu doğru düzgün dinlememişti bile. Başını sallamış, ne kadar istersen izin yap demişti yalnızca.

Güldü şaşkınlıkla yeniden. Güzel bir tatil onu bekliyordu.

Barmen/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin