fifteen

175 25 13
                                    

Doğru, herkese göre aynı mıdır?

Etik kurallar hiç bir zaman hayatımızdan tam anlamıyla çıkartmayacağımız katı kurallardır. İnsanlığın huzuru için vardır değil mi?

Peki neden her zaman o kuralların dışına çıkmak daha basittir? Doğruyu yaşamak, neden kolay olan değildir ki?

Peki ya gerçek doğru nedir? Gördüklerimizin veya duyduklarımızın doğru olduğuna, ne kadar güvenebiliriz ki?

Beynimiz bize bir oyun oynuyor, olabilir mi?

Baekhyun algılarının tamamen kapandığını düşündüğü saniyelerde sessiz adımlarla yatağa geri dönmüştü.

Titrek nefesler çekiyordu içine. Mantıksızdı. Eğer böyle bir şey olsaydı, onlar bunu fark etmez miydi?

Şans mıydı yani bu? Doğru ata oynadığının bir kanıtı mıydı?

Baekhyun yatağa geri döndükten dakikalar sonra girdi Chanyeol içeriye. Yatakta gözlerini yeni açmış gibi duran sevgilisini gördüğünde hafifçe gülümsedi.

"Günaydın sevgilim." İstemsizce yutkundu Baekhyun. Gülümsemeye çabaladı. "Günaydın."

Yanına gelen beden dudaklarına yumuşak bir öpüş verdiğinde gözlerini kapattı ağırca. Dudaklarına karşılık verirken hiç bir şey düşünmemeye çalışıyordu.

Ayrıldıklarında "Bugün yoğun bir gün." Diye mırıldandı Chanyeol hafifçe uzaklaşırken. "Akşam birlikte yemek yiyelim, hatta kapalı havuzda yüzeriz biraz ama öğle ve sabah için beni affet güzelim."

Gülümsedi Baekhyun. "Önemli değil Chan. İş gezine ekstra olan benim zaten. Akşam görüşürüz."

Gülümsedi Chanyeol. "Anlayışlı sevgilim benim." Yavaşça kalktı ayağa. "Ben hazırlanıyorum. Toplantı ve kahvaltı bir arada olacak. Sen istersen odaya söyle."

Hızlı adımlarla giyinme odası için ayrılan yere geçen bedenin arkasından bakmaya devam etti Baekhyun.

Evet kahvaltıyı odaya söyleyecekti. Kahvaltısını ettikten hemen sonra bu odayı didik didik edecek, Chanyeol hakkında bir şeyler bulacaktı.

Buna mecburdu. Artık bir şeyleri kesin olarak bilmesi, yolunu ona göre çizmesi gerekiyordu.

Chanyeol odadan ayrıldığında titrek bir nefes verdi Baekhyun. "Şansımı sikeyim ya." Diye mırıldandı ağzının içinde.

"Bu nasıl bir şans ya?" Yavaşça ayaklandı. Odayı didik didik aramak zorundaydı.

Bakışları dakikalar sonra bulduğu küçük not kağıtlarında gezindi. Şifreli olduğu belli olan notlar buruşturulup atılmıştı.

Hatırlıyordu, Chanyeol geçen gün balkonda telefonla konuşurken karalamıştı bunları. Masaya geçti ve bakışlarını dikkatle gezdirdi yazan yazılarda.

Kendisi çözemese bile Suho'ya aktarmalıydı notları. Ve bildiklerini de tabii ki. Belki de yoğunlaşmaları gereken kişi Kai değildi, Baekhyun bundan hiç emin değildi şuan.

Jackson denen adamı duymuştu Baekhyun. Çinli oldukça zengin bir iş adamydı. Kumarhanelere sahip olduğu dedikodusu gelmişti kulağına bir kez.

Chanyeol kumarhane işine falan mı gitmişti? Kai genellikle eğlence mekanı işletir kumarhanelere bulaşmazdı. Bu işin başında kim vardı?

Ağrıyan başıyla gözlerini kapattı. Akşama kadar bir şeyleri kafasında oturtmak zorundaydı. Akşam yine Chanyeol'un yanındaki oyununa devam edecek, bu geceyi de onunla birlikte bu yatakta tamamlayacaktı.

Barmen/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin