twenty one

102 26 17
                                    

Kyungsoo derin bir nefesle ilerledi Kai'ye adım adım. Ondan yardım istemek zorundaydı. Bir hırsız gibi özel odasına girmek istemiyordu.

Onunla beraber girip, tüm şüphelerini ya silmek ya da doğrulamak istiyordu. Göz göze geldiklerinde Kai açıkça süzdü bedenini. "Bu davetin en güzel yüzlü adamı gelmiş." Diye mırıldandı, sesinde hafif bir alay vardı.

"Senden bir şey isteyebilir miyim?" Başını hafifçe salladı Kai. "Bunu isteyeceğini düşünmezdim ama tabii, isteyebilirsin."

"Üst katta, bir odayı görmek istiyorum. Benimle beraber gelip bana gösterebilir misin?" Kai'nin kaşları istemsizce çatıldı. "Neden?" Diye sordu hızla.

"Sen üst kata mı çıktın?" Derin bir nefes verdi Kyungsoo. "Yukarı çıktığımızda ve odayı gördüğümde sana her şeyi anlatacağım zaten. Lütfen, birlikte çıkalım olur mu?"

Kai ellerini pantolonunun ceplerine soktu ve derin bir nefes aldı. "Pekala." Diye mırıldandı. "Gizemden hoşlanmam Soo. Bir an önce çıkalım şu odaya."

Birlikte yukarı çıktılar ve Baekhyun'un girdiğini gördüğü odaya ilerledi Kyungsoo. Kapısını açmak üzereyken tutuldu kolu Kai tarafından. Bakışları hızla Kai'ye döndü. "Neden çalışma odama girmek istiyorsun?" Soru net ve keskindi.

Kyungsoo yanılmadığını o an anladı. "İçeride konuşalım." Dedi ve hızla tuttuğu kolu açıp içeri girdi. Kai hızla arkasından girip kapıyı kapattığında bedenini tutup kapıya yasladı.

Göz göze geldiklerinde "ne işler çeviriyorsun?" Diye sordu sertçe. "İşlerimden hoşlanmadığını biliyorum Kyungsoo ama emin ol ki bu işlerde yalnız değilim. Eğer beni patlatmaya çalışıyorsan yanlış yapıyorsun. O çok sevdiğin kuzenin, zarar görür."

Sert bir nefes aldı Kyungsoo. "Sözlerime ne denli inanırsın bilmiyorum ama seni patlatmaya çalışan ben değilim. Yirmi dakika önce Baekhyun'u bu odadan çıkarken gördüm kendi gözlerimle."

Duraksadı Kai. "Burada, bulabileceği özel bir şeyler var mı?" Yutkundu, hızla arkasını dönüp masaya ilerledi Kai. Elini çekmeceye attığında bakışları hızla Kyungsoo'ya döndü. "Çekmece açık değil."

"İçini kontrol et." Dedi hızla yaklaşırken. Kai cebindeki anahtarla hızla açtı kilidini. Gördüğü belgelerle duraksadı. Belgeler buradaydı evet ama onun koyduğu gibi durmuyordu. Düzenli koyardı Kai. Küçük bir yamukluk bile sinirlerini bozardı. Bu konuda takıntılıydı.

"Bu belgeler benim koyduğum gibi değiller." Bakışları buluştu ikisinin. "Baekhyun, kim Kyungsoo?" Derin bir nefes aldı Kyungsoo. "Sanırım, polis." Diye mırıldandı.

Kai'nin bakışları istemsizce büyüdü. "Ne?" "Bak, geçen gün onunla karşılaştım tamam mı? Yanında, polis olduğunu bildiğim biri vardı. Yürüyüş yapıyorlardı, konuşuyorlardı aynı zamanda. Baekhyun, aranıza sızmış olabilir. Derdim sen değilsin, derdim Chanyeol. Bu belgelerin ona da zarar vereceğini biliyorum."

"Chanyeol'a söylemem gerek." Dedi Kai hızla. "Orada bu ayki tüm ihracatların detayları vardı Kyungsoo. Tüm plan değişmeli. Polis bilmemeli."

"Fotoğraflar henüz telefonunda olmalı." Diye mırıldandı Kyungsoo. "Silersek-" "bir şekilde geri getirirler. Benim o belgeleri suya düşürecek bir şey yapmam gerek. Sen aşağıya in, ikisini de oyala tamam mı? Benim telefon görüşmeleri yapmam gerek. Tarihlerle oynamam lazım."

Kai ellerini Kyungsoo'nun omuzlarına koydu. "Benim için yapmış olmasan bile, teşekkür ederim."

"Bana bir söz ver." Dedi Kyungsoo hızla. "Polis bile olsa, ona bir zarar vermeyeceksiniz." Kai gözlerini kapattı yorgunlukla. "Kyungsoo-"

Barmen/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin