Benim için ne geçmiş zaman vardı ne de emin olabileceğim bir geleceğim. Aldığım nefesler bile bir düzen üzerine kuruluydu, en ufak bir hatamda son nefesimi verebilirdim. Masum bir kız değildim herkes gibi benimde günahlarım vardı. Mantığı tarafından yönetilen bir kızda değildim, her şeyden önce duygularım ve arzularım gelirdi benim için. Belki yanlışlar yapardım, geri dönülmesi imkansız yollara girerdim. Belki kendime zarar verir, insanlara güvenir ve güvenimin ellerinde parçalanışlarını izlerdim ama her şeye rağmen ben sadece doğru bildiklerim uğruna yaşardım.
Her şey doğum günümde o bara gitmemiz yüzünden başıma gelmişti, bir sosyopatın yeni hedefi olmuştum. Ondan sonra ki tüm yıllarım korku dolu geçerken bir anda ortaya çıkmış ve hayatımı geri dönülemeyecek bir şekilde dağıtmıştı. Ondan kurtulmamın tek yolu vardı; Ölüm. Önceleri ölümün geçtiği her konu bile bedenimi titretirken, şimdi ölüm kurtuluş gibi geliyordu. Hayat böyleydi, bazılarının yüzü gülerken bazıları acılar ile yaşardı. Ben acılar ile yaşayanlara giriyordum çünkü Doruk'un huzurlu bir şekilde nefes aldığı her bir saniye, benim içimi acıtıyordu. Yapabileceğim en büyük yanlışı yapıp, güvenimi kendi ellerinde parçalayan bir adamın inine girmiştim.Bir oyunda piyon olmuştum sadece sevdiklerimi ve kendimi kurtarmak için. Kim bilebilirdi ki piyonun şaha denk gelebileceğini?
Doruk'un söylediği cümleleri zihnimde tartmaya çalışırken , siyahlı adamlardan birisi koluma girdi. Dönen kafamla birlikte bakışlarımı adama doğru çevirdim , o gün bana silah doğrultan adamdı. Gözyaşlarım , gözlerime giden yolda tıkanmıştılar . Vücudumun hissizliğinin aksine ruhum en küçük parçasına kadar korkuyla dolmuştu. Doruk önden ilerledi ve deri kaplamalı bir kapıya girip gözden kayboldu , ben ise diğerlerinin aksine oturduğum yerden kalkamıyordum çünkü vücudum karıncalanmıştı , tam anlamıyla uyuşmuştum. Adam , kolumdan çekiştirmeye başladı.
''Kalksana lan , sabaha kadar seni mi bekleyeceğiz!''diye bağırdı.
''Kalkamıyorum geri zekalı , bacaklarım karıncalanıyor!''
Bu yüksek ses benden mi çıkmıştı ? O kadar bağırmıştım ki çevrede ki insanlar dönüp bize doğru bakmıştı , Sahra 1-Beyinsiz Adam 0.
Adam cebinden çıkarttığı silahla bize doğru bakan bir adama ateş etti , silahın sesi bedenime şok dalgaları gönderirken adamın kanayan koluna doğru şok içinde bakıyordum. Kimse hiç bir şey söylemedi ve herkes önüne döndü , kolundan vurduğu adam bile. Nasıl bir yerdi burası?Az önce adamı vurmuştu ve kimse adamı korumamıştı bile.
''Sonunun bu adam gibi olmasını istemiyorsan, kalk küçük kız.''dedi tiksinç bir gülümseme eşliğinde. Midemde ki su dışarıya çıkmak için boğazımı tırmalarken, gözlerim yaşların etkisiyle buğulanmıştı.
''A-anlamıyorsun , gerçekten oynatamıyorum.''
Etrafıma doğru bakındım , çantam ve telefonum yoktu. Ne ara almıştılar ve şimdi ben ne yapacaktım?
''Kalkmaya hâlin yok ama eşyalarını aramaya var değil mi?''dedi ve belinde ki kemeri çıkartmaya başladı.
Zihnimin içinden bin tane düşünce geçti ve hiç birinin sonu iyi bitmiyordu , burada ölmek istemiyordum. Eteğimi biraz kaldırdı ve açıkta kalan yerini süzdü , ellerimle eteğimi kapatmayı denediğimde yanıma adamları yolladı ve kollarımı tutmalarını söyledi.
''Bakalım gerçekten hissizleşmiş mi bacakların?''dedi ve çıkarttığı demir kemeri bacaklarıma doğru sağlam bir şekilde indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
ActionYıllar boyunca geceleri evine gelip, kendisini izleyen o adamdan kaçan Sahra sonunda gerçekleşlerle yüz yüze geldi. Tek hatası, eski sevgililerine benzeyen kadınları saplantı haline getiren adamla aynı barda olmaktı. Adamın sınırları yoktu, kadının...