Arkadaşlar bu bir sürelik son bölüm olacak, haftaya yeni bölüm yazmaya çalışacağım. Tüm okuyanlara teşekkürler.
Bu arada sizce Rüzgar'ın klasöründe ne olabilir, bir de Serra hakkında ne düşünüyorsunuz?^^
İletişim için tumblr; goddessofredwine
-
Her insanın 'iyi ki var' dediği biri olmalıydı hayatında. Yalnızlığı kendine meslek edinmiş kişilerin bile varlığına ihtiyaç duyduğu insanlar vardır sadece bunu kendine itiraf edemiyorlardır. Genel olarak 'yalnızlığımla mutluyum' imajı yaratsalar da hayatın darbesi, insanı en ufak parçasına kadar kırdığında, kırıklarını toplayacak birilerine içten içe ihtiyaç duyarlar. Ben asla yalnızım diyemezdim, bu bencillik olurdu. Efnan, yıllar boyunca yanımda olmuş, ailemin veremediği sevgiyi hiç bir karşılık beklemeden bana vermişti. Eğer o olmasaydı büyük ihtimalle kırılmış, insanlara karşı buzdan duvarları olan bir kız olurdum. Aile, kelimesi zihnimde yankılandığında hiç bir şey hissetmedim. İçimde onlara karşı büyük bir boşluk vardı. Aslına bakarsak bu boşluğun sebebi onlardı.
Babam veya annem, bana hiç bir zaman vurmamışlardı. Bana kızmamış veya hakaret etmemiştiler, istediklerimi ellerinden geldiği kadarıyla almaya çalışmıştılar. Dışarıdan görenler için örnek bir aile olabilirdik, belki de birbirini dengeleyen bir aile. Annem, dobra bir kadındı babam ise onun aksine içine kapanık bir adamdı. Birbirlerinde ne bulduklarını hiç bir zaman anlayamamıştım, zıt karakterlere sahiptiler. İnsanların gözünde 'örnek aile' imajı oluşturmuştuk fakat ailenin yanından bile geçememiştik. Yani en azından annem ve babam kendi başlarına bir aile olabilirlerdi, ben onlara dahil değildim. İnsanlara anlatsam bana bencil derlerdi, ne bekliyorsun yediğin önünde yemediğin arkanda tarzı konuşurlardı. Ben her şey olabilirdim ama kesinlikle aile konusunda bencil bir çocuk değildim. Başkaları ne isterdi, bilemem ama benim istediğim para değil, sevgiydi. Paraya aç bir çocuk olmamıştım, çokun içinde azla yetinmiştim. Küçükken etrafımda ki herkesin sürüsüyle oyuncağı olurdu, benimse sadece bir tane bebeğim vardı. Elimdekinin değerini her zaman bilirdim, o bebeği gözüm gibi kollamıştım. Bir süre sonra bebek eskimeye başladığında, annem atmamızı söylemişti. Ona sert bir şekilde bebeğin benimle kalacağını söyledim, çoğu kişiye komik gelecek olabilirdi fakat o bebek benim hem annem hem de babamdı.
Annemin bana geceleri masal okuduğunu hiç hatırlamam, yatarken yanıma gelip yanağıma öpücükler kondurduğunu veya sarıldığını da. Babamın da aynı şekilde, bu bakımdan ikisi de birbirine benziyor. Onları öpmek adına girişimde bulunduğumda bile 'meşgulüz Sahra, görmüyor musun?' diyerek beni yanlarından kovan insanlardı. Bende sevgiye aç büyümüştüm, tüm sevgimi o bebeğe vermiştim. Geceleri annem yerine ona sarılır, babam yerine onu öperdim. Çocuktum işte, sevgiye ihtiyacım oluyordu. Bebeklerle oynama yaşım geçtiğinde bile hâlâ o bebekle yatıyordum, varlığına alışmıştım. İnsanlara karşı güvensizliğim vardı, kimseye alışmak istemiyordum. Çünkü insanlar bencildiler, sen kalbinin her zerresini onlarla doldururken, onlar senin varlığını bile umursamazdılar. Bir oyuncağa alışmak, insana alışmaktan çok daha mantıklıydı. Bir gün okuldan eve geldiğimde, annem bebeğimi atmış, oyuncaklarla oynama yaşımın geçtiğini söylemişti. Hiç bir şey demeden odama çıkmıştım, bebeğimin yokluğuna alışana kadar bir hafta boyunca ağlayarak uykuya dalmıştım. Ne annem gelmişti yanıma, ne de babam.
İnsanın içinde büyük bir boşluk olması kesinlikle garipti. Ailem için ölmeyi göze almıştım fakat hiç bir şey değişmemişti. Onlar için önemli olabilirdim ama yeteri kadar değildim. Sadece bazı zamanlar, eksiğimin ne olduğunu düşünüyordum. Hiç bir cevap bulamıyordum, bende düşünmeyi bırakmıştım. Hayatıma Rüzgar girene kadar tek hayalim ailemin beni önemsemesiydi, şimdi o kadar boş geliyordu ki. Rüzgar'da Efnan'da benim iyi ki dediğim insanlardılar. Aile kavramının üstüne çıkmış, kalbimde ki o boşluğu doldurmuştular. Artık arkamda bıraktıklarım için üzülmüyordum, geçmişimde ki hatalarımın farkındaydım fakat umursamıyordum. Benim için zaman kavramı sadece 'şu an'dan ibaretti. Şu an, sevdiklerimle birlikteydim. Savaş,Serra,Özgür,Rüzgar,Efnan ve ben büyük salonumuza oturmuş, hep birlikte film izliyorduk. Rüzgar, beni eve getirmişti. Efnan, banyo yapmamı sağlamıştı, hep birlikte aile sarılması yaptıktan sonra sinema gecesi yapmaya karar vermiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
ActionYıllar boyunca geceleri evine gelip, kendisini izleyen o adamdan kaçan Sahra sonunda gerçekleşlerle yüz yüze geldi. Tek hatası, eski sevgililerine benzeyen kadınları saplantı haline getiren adamla aynı barda olmaktı. Adamın sınırları yoktu, kadının...