SAPLANTI

22.Bölüm:"Balo 2"

                 

-

Rüzgar, harika bir son dakika golü atıp davetin bu gün olacağını söylemişti. Şükürler olsun ki Efnan, bana bir elbise almıştı. Evin erkekleri, işleri olduğunu söyleyip bizi evde bırakmışlardı. Serra, ben ve Efnan'da hızlıca hazırlanmaya başlamıştık. Kendi rekorumu kırıp, on beş dakika içinde banyo yapmıştım. Eve, saçımızı ve makyajımızı yapması için Serra'nın tanıdığı bir kuaförü çağırmıştık.
Aceleden Efnan'ın bana getirdiği elbiseyi açmaya fırsat bulamamıştım, kuaför gelene kadar üzerimi değiştirmeliydim. Bu yüzden Efnan'ın aldığı elbiseyi, paketinden çıkartıp yatağın üzerine serdim.

Elbiseyi gördükten sonra gerçek anlamda nutkum tutulmuştu. Yarım destekli sutyen gibi bir bölümü vardı, altındaysa mini beyaz bir etek vardı. Aslında ikisi de ayrık parçalar olmasına rağmen sutyen bölümünden inen beyaz tül, ikisini de bütün olarak göstermişti. Elbiseyi özenle üzerime giyindiğimde aynada ki görüntümle ciddi anlamda aşk yaşamaya başladım. Fazlasıyla büyük olan göğüslerim, elbisenin destekli sutyen bölümüyle birlikte gezegen büyüklüğüne gelmişti. İnce belim sayesinde yüksek belli beyaz etek vücuduma fazlasıyla güzel oturmuş, kalçalarımı özenle sarmıştı. Etek, kalçalarımın bir kaç santim kadar aşağısında bitiyordu. Tülden elbisenin boyu fazlasıyla uzun olmuştu ama hoş durmuştu.

Dolabı açıp, gri taşlı, topuklu ayakkabılarımı alıp, giyindim. Rüzgar'ın yaptığı kolye hem tenimde fazlasıyla parlıyordu hem de yüzük parmağımda ki taşla büyük bir uyum içindeydiler.

''Yavrum benim."diye bağırdı Efnan, erkek sesini taklit ederek. Popoma beşlik çaptığında dudaklarımın arasından tiz bir çığlık yükseldi.

''Elin ağır, vurmasana ya.''dedim gülerek.

''Kalçaların bu kadar güzel olmasa vurmazdım zaten.''dedi gülerek.

''Güzel olmuş mu elbise?''

''Benim seçtiğim elbisenin kötü olma ihtimali var mı? Yemin ederim parçalarım. Ben nasıl olmuşum?''

Efnan, beyaz teniyle fazlasıyla uyum içinde olan siyah, göğüs dekolteli bir elbise giyinmişti. Elbisenin dar kesim olması, artı özelliğiydi.Vücudunu güzelce sarmış, kalçalarını olduğundan daha büyük göstermişti. Takı kutuma doğru ilerleyip, pırlantayla işlenmiş kolyemi Efnan'a uzattım.

''Göğüs dekoltene yakışır.''dediğimde yanaklarıma küçük öpücükler kondurdu.

"Gelebilir miyim?" diye sordu Serra utangaç bir şekilde. Efnan'la birlikte Serra'ya doğru samimi bir gülümseme yollayıp, içeriye gelmesini söyledik.

"Yeşil elbise mi yoksa sarı olan mı?"diye sordu elinde ki elbiseleri göstererek. Yeşil olan elbise, sarı olana göre kesinlikle daha güzeldi. Serra'nın boyu uzun olduğu için, elbiseyi fazlasıyla kaldırabileceğini düşünüyordum. Elbise büyük ihtimalle ayaklarının başladığı kısımda bitecekti ama topuklu ayakkabı giyineceği için yerleri süpürmeyecekti. Düzdü ve sade bir elbiseydi fakat sırt dekoltesi bile elbiseyi ağır yapmak için yeterliydi.

Efnan'la aynı anda ''Yeşil olan!''diye bağırdığımızda Serra gülmeye başladı.

''Teşekkürler. Bu arada kuaför geldi, sizi bekliyor.''dedikten sonra odadan çıktı.

''Ben kuaföre yaptırmayacağım, siz Serra'yla halledin.''dedi gülerek. Efnan genelde hem makyajını hem de saçını kendisi yapardı. Gerçi saçlarını baya kısa kestirmişti, yapacağı modeli merak ediyordum.