sonunda düğün günü gelmişti yine ev dupdoluydu ve herkes telaşla çalışıyordu buraya geleli üç gün olmuştu ama sanki üç yıl gibiydi bir an önce gitmek istiyordum.
annem hasta diye gelmiştim ama o kadar sağlıklı görünüyordu ki evde tur yapıyordu düğün hazırlıkları var diye hasta olan bir insan böyle mi olur.
ben mutfakta kahvaltımı yapıyordum herkes erkenden kalkmış yapıp işlerinin başına gitmişti ben alışık değildim erken kalkmaya o yüzden şu an tek başıma yiyordum.
annem ikidir beni çağırıp hazırlanmam için ısrar ediyordu anlamıyorum ki daha düğüne saatler vardı ben niye bu saatte hazırlanıyorum ki saçmalık.
"oğlum haydi hazırlanman gerek"
"ya ben niye bu saatte hazırlanıyorum daha erken sonra hazırlanıcam" dedim kaşlarımı çatarak.
"ömerim kalk hadi baban kızar bak hazırlan oturursun tekrar" oturur musun mu dedi o napıcaktım ki başka halay mı çekecektim anlamıyorum ki
"Öfff tamam ya kalkıyorum"
"Öflama bana öflama haydi" dedi çay bardağımı kafama dikerek içip kalkmıştım masadan ve odama doğru gidip hazırlanmaya başladım.
üzerime giydiğim beyaz takımla aynaya bakıyordum bu ne ya hem niye beyaz ki gelin gibi hissediyorum yüzümü buruşturarak tam üzerimdekileri çıkaracakken kapıda dikilip gözleri dolan anneme baktım.
"anne noldu" dedim telaşlanarak neden dolmuştu ki gözleri bir şeyler ters mi gitmişti.
bana bakıp ellerini gözlerine götürüp "yok bir şey oğlum sadece çok yakışmış damatlık" dedi duygulanan bir sesle. damatlık mı evet damatlık niye giyiyorsam abimin düğününde damatlık dimi ama bir insan oğlu çıkıp sen niye damatlık giyiyorsun ki dememişti.
"teşekkür ederim ama ben çıkarıyorum bunları rahat edemiyorum bunlarla" dememle gözlerini kocaman açtı ve hemen itiraz etmeye çalıştı.
"hayır çıkartma çok yakışmış lütfen beni kırma"
"Ama..."
"Aması yok lütfen dedim"
"Tamam" dedim sıkıntıyla daha fazla zorlamayarak.
YAZARDAN-
tarık ve babası bir odada oturmuş napacaklarını düşünüyorlardı buraya kadar herşey istedikleri gibi gitmişti ömer'i mardine getirtip baran ağayla evlendirteceklerdi tabi bundan ömer'in haberi yoktu ve öğrendiğinde hoş karşılayacağı söylenemezdi.
tarık "biz narinle evlendikten sonra ömer'i nikah memurunun olduğu odaya götürüp herşeyi anlatacaz eğer itiraz ederse silah çekip tehdit ederiz" dedi babası sanki oğlu çok normal bir şey söylüyormuş gibi kafasını sallarken kapıda bekleyen kadın hayretle içindeydi.
"Sakin ha ömer'ime bir şey yapmayın" dediğinde baba oğul konuşan kadına baktı.
"İstesekte yapamayız artık geçen baran ağa beni yanına çağırdı ömer hakkında konuştuk ömer'in düğünü bilmediğini biliyor eğer istemezse onu zorlamayın eğer ona dokunan olursa karşında beni bulur diye kelamlar etti" dedi sıkıntıyla kadın şokla adama bakıyordu baran ağa niye böyle demişti ki.
"Ama baba ömer bu evliliğe karşı gelirse biz narinle ölecek miyiz" dedi tarık korkuyla baran ağanın ömer'i zorlamayın diyişiyle artık istese bile zorlayamazdı ömer'i ağanın sözünü ikiletmedi ama söz konusu sevdiği kadın ve onun kendi hayatı olunca değil ağa herkesi karşına alırdı ama korkağın tekiydi ağanın karşısında olduğu an gerekirse ayaklarına kapanıp öperdi.
"Başka çaremiz yoktur bu evlilik olmalıdır" demesiyle herkes kafasını ağırca salladı.
ömer herşeyden habersiz üzerinde ki takımla oturuyordu saat gece saatlerine gelmişti kızı almaya gideceklerdi hep beraber birazdan.
celilin "Haydi gidelim artık" demesiyle herkes ayağa kalkıp peşinden gitmişti ömer kapının önünde damat arabası göremeyince şaşırmıştı kızı neyle alacaklardı diye düşünürken gördüğü atla şaşıp kalmıştı cidden mi ya diye düşündü ama bu sadece iki üç saniye sürmüştü mardindeyiz diye düşündü.
gelinin evine geldiklerinde davul zurnayla girmişlerdi herkes dans ederken ömer sadece eliyle alkış yapıyordu zorla gülümseyerek. içinde bilmediği bir huzursuzluk vardı.
gelin kapıdan çıkarken herkes gelin geldi diye sesler çıkarttı ömer kafasını gelinin geldiği yöne çevirdiğinde gelinin koluna girdiği adamı görmesiyle şoktan şoka girmişti.
kaşlarını çatarak bu adamın burda ne işi var diye düşünürken adama bakmaya devam etti adam gelini abisine teslim edip ona doğru gelince kaşlarını daha fazla çattı ömer.
ömer öylece durup kendisine doğru gelen adama bakıyordu adam sanki herşey normalmiş gibi ömer'in yanına gelmişti.
ömer sanki o yanında değilmiş gibi davrandı ve abisi ile geline bakıp alkışlamaya devam etti.
o sırada baran kafasını çevirip ömer'i süzüyordu gözlerini alamamıştı çocuktan ilk defa birine karşı böyle hissler besliyordu.
ÖMER-
gelini abime teslim eden adama bakıp kaşlarımı çatmıştım burdada karşıma çıkmıştı ağa bozuntusu.
ben ona bakmaya devam ederken o sanki birini arıyormuş gibi etrafta gezdirdi gözlerini. gözleri beni bulduğunda sanki aradığını bulmuş gibi sırıtmıştı ve bana doğru adımlamaya başlamıştı.
kaşlarım çatık bir şekilde yanıma gelen adama baktım sonra daha fazla takmayarak abimle geline baktım davul ve zurna sesi o kadar yüksekti ki ve insanların çıkardığı sesler hem rahatsız olmuştum hemde alkışlıyordum evet arada bana bakan insanlara sanki sağırmışım ve hiçbir şeyin farkında değilmişim gibi göründüğü için.
davul ve zurna eşliğinde evden çıkmış abimin gelini ata bindirmesini izliyordum sonra bir atın daha ortaya çıkmasıyla kaşlarımı çattım biz tek atla gelmiştik bu at kimindi diye düşünürken kolumdan çekilmesiyle neye uğradığımı şaşırdım.
beni tutan adama baktığımda buz gibi kesildim bu adam iyice takıntı haline getirmişti sürekli elimden tutuyordu sinir olmuştum"Hey napıyorsun bırak kolumu" diye sinirle söylendiğimde adam beni takmayarak atın yanına getirtmişti belimin iki yanından sarılan kollarla daha ne olduğunu anlamadan havalanıp atın üzerine oturmamla şok olmuştum.
tam inmeye çalışacakken adam atı tutup yürümüştü ve ben düşmemek için ata tutunmaya başladım.
bunun hesabını çok pis soracaktım ondan bunu yapmaya ne hakkı vardı ve koca bir saçmalıktı ata binen sadece gelin ve bendim gelinin atını yürüten abimdi ama benim atımı tutan oydu noluyordu hiçbir şey anlamıyordum kafam o kadar karışıktı ki.
————————————-
yeni bölümün gelmesi için yorum atmayı ve vote atmayı atmayı öpüldünüz.
