24 bölüm

2.6K 140 29
                                    

Yine her zaman ki aktivitelerimi yapıyordum ne mi? Düş almak giyinmek odada boş boş gezmek ve kitap okumak. çok büyük aktiviteler dimi.

düşümü alıp giyindikten sonra odadan çıkıp mutfağa girdim. Havva hanım beni gördüğünde yüzünü buruşturup hamur işine geri dönmüştü.

gözlerimi devirip dolaba ilerledim içinden peynir teytin çıkartıp ekmek arası yaptım. kendime çay doldurup masaya oturdum.

"Zemra ömere baranın fotoğraflarını göstersene." Havva hanımın konuşmasıyla yediğim ekmek boğazumda kalmıştı öksürerek su içtim.

"Hemen ana." Diyerek yanıma gelen zemraya baktım. Noluyordu bunlara birden. Kaşlarımı çatarak zemranın bana gösterdiği fotoğraflara baktım.

Her bir fotoğrafta ya kaşları çatıktı yada sinirden patlayacak gibiydi fotoğrafların hepsi sanki kopyalanmış gibidi hepsinde aynı tepki ve duruş vardı.

taa ki son gördüğüm fotoğrafa kadar. Zemra tam o fotoğrafı geçecekken onu durdurdum.

"Bu yanında ki kim." Dedim telefonu elime alıp dikkatle bakarak. Fotoğrafta baranın yanında bir çocuk vardı baran bir kolunu omzuna atmış çocuğa bakıp otuz iki diş gülümsüyordu.

"Ee şey o." Dedi zemra ağzında geveleyerek. "Emre o baran ağabeyimin eski yavuklusu." Dediğinde gözlerim şokla açılmış fotoğrafta ki adının Emre olduğunu öğrendiğim kişiye baktım.

Demek baranın eskiden bir sevdiği vardı. Daha fazla düşünmeyerek telefonu masaya koyup ayağa kalktım tam mutfaktan çıkacakken Zemra ve Havva hanımın aralarında guluştuklerine şahit oldum.

Kıskanacağımı sanıyorlardı herhalde. güldüm. O kim ki ben onu kıskanayım bana ne. Hem eski sevgilisiymiş eski yani.

Odaya girdiğimde sehpada duran telefonumu elime aldım. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti kaşlarımı çatıp mesaja girdim.

Bilinmeyen numara: Selam Ömer 14:32

Siz: Kimsiniz? 14:56

Bilinmeyen numara: Ah üzgünüm kendimi tanıtmadım Miran Kırşanlı ben hani davette tanışmıştık. 14:56

hemen mesaj atmasıyla kaşlarım daha çok çatıldı beni mi bekliyordu bu adam.

Siz: Evet hatırladım sizi ama numaramı vermemiştim o gün numaramı nerden buldunuz?

numaramı vermemiştim nerden bulmuştu.

Bilinmeyen numara: evet vermemiştin ama o gün bilekliğini düşürmüşsün ben de senin için bir önemi vardır diyerek numaranı aradım.

dediğinde bilekliğimi düşürdüğümü bile şimdi öğreniyordum. Ayrıca benim olduğunu nerden biliyordu. O gün el sıkışmıştık demek ki ordan biliyor.

Bilinmeyen numara: istersen buluşalım hem bir kahve içeriz bilekliğinide veririm.

Siz: ee benim şu an evden çıkmam mümkün değil bilekliğin benim için bir önemi yok çöpe atabilirsiniz.

adam resmen buluşup kahve içelim diyor baran benim tek çıkmama bile izin vermiyorken bir adamla buluşsam dağ ayısının yapacaklarını düşünmek bile istemiyorum.

Bilinmeyen numara: bilekliğin senin için bir önemi yoksa çöpe atmak yerine kendime saklamak isterim. Ama kahve teklifim hep geçerli olacak müsait olduğun bir zaman buluşalım lütfen.

Siz: neden olmasın bakarız.

Diyerek mesajı sonlandırmıştım.

Telefonu sehpaya fırlatıp Emre denen kişiyi düşünmeye başlamıştım. Neden ayrılmışlardı acaba. Kesin o ağa baran yüzünden ayrılmışlardır.

Öf bana ne ya niye düşünüyorum ben bunları. planına odaklan. Planım için benim şu Emre denen kişiyi bulmam gerekiyordu.

Eğer Emre'yi bulursam baranla tekrar birlikte olurlardı ve baran beni bırakırdı.

Madem kaçarak olmuyordu bende bu yolu denerdim.

Emre hakkında hiçbir şey bilmediğim için kimden yardım isteyeceğimi çok iyi biliyordum. Ki kendiside seve seve yardım ederdi bana. Çünkü sonucu ikimiz içinde kaarliydi

Odadan çıkıp merdivenleri indim havva hanımın odasına girdiğini gördüğümde peşinden gidip kapısını çaldım 'gir' dediğinde içeri girdim.

"Sen ararsın burda." Dedi yüzünü buruşturarak beni her gördüğünde aynı tepkiyi vermesine istemsiz bir şekilde alışmıştım o yüzden normal geliyordu bana.

"Sizinle önemli bir konu hakkında konuşacağım havva hanım." Dediğimde kaşlarını kaldırıp bana baktı sonra koltuğu gösterip oturmamı söyledi. Oturduğumda konuya hangi yerden gireceğimi düşünmeye başladım.

"Ee ne hakkında konuşacaksın." Dediğinde gözlerinin içine baktım yüzünde sabırsızlık ifadesi vardı ne diyeceğimi gerçekten merak ediyordu dudaklarım kıvrıldı.

"Baranın eski sevgilisi yani sizin deyiminizle eski yavuklusu onu nerde bulabilirim." Dediğinde yüzünde o sabırsız ifade gitmiş yerini tamamen alaylı bir ifade bırakmıştı.

Ciddi bir şekilde ona bakmaya devam ederken bir kaç saniye sonra kahkaha atmasıyla yüzümü buruşturdum. Böyle çirkin bir kahkaha olamazdı.

"Sen ciddisin." Dedi kahkahalarını zar zor durdurmaya çalışarak. Bu kadın benle dalga mı geçiyordu.

"Evet ciddiyim lütfen sizde ciddi olun biraz." Dedim hafif sinirlenerek.

"Ne yapacaksın Emre'yi." Dediğinde işte şimdi sesinde bir ciddilik vardı.

"Onu bulup buraya getireceğim baranla barışırlarsa baran beni bırakır herkes kendi hayatına döner." Dediğimde odada tur atmaya başladı.

"Sana yardım edeceğimi kim söyledi." Dedi birden bana dönerek dudaklarım alayla kıvrıldı.

"Beni sevmediğinizi çok iyi biliyorum havva hanım eğer bana yardım ederseniz buradan bir daha hiç dönmeyerek giderim sizde bunu istemiyor muydunuz." Dedim kaşlarımı havaya kaldırarak.

"İstiyorum." dedi tam karşımda durarak. Bana yardım edeceğine emindim zaten.


————————————————
neler oluyordu neler...

TUTSAK bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin