22 bölüm

2.8K 136 74
                                    

"hazırlan gidiyoruz." diyerek odaya giren bedenle başımı okuduğum kitaptan çekip ona baktım.

"nereye." Dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Bir yakınımızın düğünü var bizide çağırdılar oraya gideceğiz." Dedi dolaba ilerleyip takım elbisesini çıkartırken.

"Sen git ben gelmeyeceğim." Dedim tekrar kitaba dönerek. Başını takım elbisesinden çekip bana baktı.

"Seni özellikle getirmemi istediler tanımak istiyorlar." Dedi ciddi bir ses tonuyla.

"Ben tanımak istemiyorum." dedim bakışlarım hala kitaptayken. Kitabı okumaya devam ederken bir anda elimden alınmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.

"Naptığını sanıyorsun sen ver şunu." Dedim sinirle ayağıya kalkarak. Elinde tuttuğu kitabı odanın bir köşesine fırlattığında gözlerimi kocaman açıp ona bakıyordum.

"Yeter bu kadar çocukça davrandığın kendine gel artık beş yaşında ki çocuk değilsin." Dedi sert ve baskın sesiyle.

"Sende dengesizce davranmayı kes. Ben senin oyuncağın falan değilim anladın mı. gel dediğinde gelecek git dediğinde gidecek biri değilim." Dedim sesimin nefretle çıkmasına izin vererek.

"sen benimsin eşimsin ben ne dersem onu yapacaksın şimdi hazırlan." Dedi arkasını dönüp takım elbisesini eline alarak.

"Ben senin hiçbir şeyin değilim anladın mı sen beni burada zorla tutuyorsun TEHDİT EDEREK." Dedim arkasından bağırarak.

Beni takmadan önce elinde ki takımla ilgilenmeye devam ettiğini görünce daha çok sinirlendim. hızlı adımlarla yanına yaklaşıp kolunu tutup kendime döndürdüm.

"Niye böyle yapıyorsun ya niye sende mutlu değilsin bende değilim yapma artık nolur yalvararım yapma bırak beni gideyim. Çok yoruldum gerçekten çok yoruldum." gözlerimden yaşların akmasına izin vererek.

"Dayanamıyorum artık dayanamıyorum." dedim hıçkırarak ağlayıp dizlerimin üzerine çökerek.

ağlamaya devam ederken baranda dizlerinin üzerine çöküp elini çeneme koyup başımı kaldırdı. Diğer eliyle akan yaşlarımı sildi hafif dokunuşla titrediğimi hissettim.

"Nolur bırak."

"geç kalacağız hazırlan." bir kaç saniye daha yüzüme bakıp ayağa kalktı.

"Senden nefret ediyorum baran hancıoğlu ve son nefesime kadar nefret edeceğim." Dedim başımı kaldırıp bana bakan adama baktım.

"Bende seni çok seviyorum ve son nefesime kadar seveceğim ömer hancıoğlu." Dedi göz temasını bozmadan. Bana bakarak banyoya ilerledi kapıyı kapattığında derin nefesler almaya başladım.

İki elimi ağzıma koyup bağırmaya çalıştım ama olmuyordu rahatlayamıyordum.

zorlukla ayağa kalkıp dolaba ilerledim gözlerimin ağlamaktan şiştiğine emindim.

En son takım elbiseyi o gün giymiştim hayatımın tamamen değiştiği bir çöp parçası olduğu gün.

Bu konaktan bu insanlardan kurtulmamın iki yolu vardı. 1- kaçmak. 2- ölmek.

ya kurtulup yeniden özgür olucaktım. Ya da hep keşke dediğim şeyi gerçekleştirecektim. ama ikisincisini yapmadan önce herkese bedel ödetecektim.

Bana yaşattıkları her bir şey için teker teker hesap sorup intikamımı alacaktım hayatımın intikamı.

dolaptan aldığım takımı giyip aynanın karşısına geçtim. Kravat takmayacaktım. Saçımı düzeltirken banyo kapısının açıldığını duydum.

TUTSAK bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin