düğünün sonunda sonuna gelmiştik misafirler yavaş yavaş gidiyordu. baran beyimiz ağa diye bir en son biz gidecekmişiz herkesi uğurlaması gerekiyormuş.
havva hanımlar gitmişti sadece ben ve baran kalmıştık. Sonunda tüm misafirleri uğurlayıp beni çağırmıştı. Bıkkınlıkla masadan kalkıp yanına adımladım.
"Bitti mi." Dedim derin bir nefes alarak. Bana baktı dudağının kenarı kıvrıldı.
"Bitti gidelim." Dediğinde başımı salladım gelin damat ve ailesine veda edip salondan çıktık.
Arabaya yaklaştığımızda şükrünün olmadığını gördüm. Yanımda ki beden bunu farkettiğimi anladığını için bana döndü.
"Şükrü'yü gönderdim yarın için bir iş yapması gerek geç saate kadar burda olduğumuz için yorulmasın diye." Dediğinde başımı salladım en azından arada düşünceli olabiliyordu insanlara karşı. Bir biz göremedik bu anlayışı.
Sürücü koltuğuna geçtiğinde bende yan tarafındaki koltuğa oturup kapıyı kapattım.
"Yorgun musun." diye sorduğunda bakışlarımı yoldan çekip arabayı süren adama döndüm.
"Biraz niye." Dediğimde anlık bakışlarını yoldan çekip bana baktı.
"Seni bir yere götürücem." dediğinde anlamsız bakışlar attım. Bakışlarımı tekrar yola çevirip akan yolu izledim araba durduğunda baran arabadan inip bagajı açtı.
Bir kaç saniye daha arabada bekleyip bende inmiştim.
gecenin zifiri karanlığında şehrin ışıklarıyla ve yıldızların birbirlerinden güzel görüntüleriyle mükemmel gözüküyordu burası.
Gözlerimi güzel yıldızlardan çekip bagajı kapatıp yere örtü seren barana baktım. Elinde ki biraz şişeleriyle o örtünün üzerine oturup bana baktı.
"Durma orda gel buraya." Dedi eliyle yan tarafını göstererek. bir kaç saniye düşünüp ona doğru adımladım ve yanına geldiğimde oturdum.
bira şişesini bana uzattı düşünmeden elinden alıp içmeye başladım. bakışlarım bir şehir manzarasında birde parlayan yıldızlardaydı.
"Biliyor musun." Dedi birde bakışları yıldızlardayken.
"Neyi." Dediğimde bakışlarını bana çevirdi bir kaç saniye sonra tekrar yıldızlara döndü.
"Yıldızlar, gökyüzündeki sonsuz umutları temsil eder." dedi gözlerini bile kırpmadan yıldızları izlerken.
"Yıldızların bile sonsuz umutları var ama benim sonsuz umudum yok." Dedim ağzımda geveleyerek.
biraları yudumlamaya devam ederken saatler geçmişti neredeyse.
"Beni affeder misin bilmiyorum ama sana yaşattıklarım için üzgünüm. özür dilemek belki bir şeyi değiştirmeyecek ama böyle olsun istemezdim." Dediğinde yıldızlara bakmaya devam ettim.
"Benden özür dileme." Dedim bakışlarımı yaldızlardan çekip ona çevirdim. "Çünkü seni affetmeyeceğim." dediğimde gözlerinin dolduğuna şahit oldum yüzünde buruk bir gülümseme vardı. duraksadım. bakışlarımı tekrar yıldızlara çevirdim.
"Benim bir kardeşim vardı adı bilal." dediğinde kaşlarımı çattım madem bir kardeşi vardı niye konakta yoktu.
"Senin yaşındaydı o da İstanbul'da okudu." dediğinde ona bakıyordum ama o yıldızlara bakıyordu.
"Şu an nerde peki." Diye sordum birden kendimi tutamayarak. gözlerimi bile kırpmadan yüzüne bakıyordum.
"Meleklerin yanında." dediğinde kalbime bir ağrı saplandı ne düşüneceğimi dahi bilmiyordum ne hissedeceğimi hiçbir şey bilmiyordum. Gözlerinden akan yaşı takip ettim.
ilk defa karşımda bu kadar güçsüz duruyordu onu güçsüz görmek hoşuma gider diye düşünüyordum her gece onu yenmek için plan yapmaya çalışıyordum ama noluyordu şimdi niye mutlu değildim.
onun güçsüzlüğü ile niye mutlu olamıyordum.
bir anda ayağa kalktığında gözlerimle hareketlerini izliyordum. Beş altı tane bira şişesi içmişti çok sarhoş olmasada ayakta sendeleniyordu.
ayakta sabit durduğunda bana baktı "gidelim." dediğinde ayağa kalktım bende yerdeki örtüyü aldım ve bagaja koydum.
Bir şişe bira içtiğim için sarhoş olmamıştım o yüzden arabayı ben kullanıcam diye ısrarda etse zorla onu yan koltuğa oturtup sürücü koltuğuna oturup konağa sürdüm.
O kadar düşüncesiz bir an yaşıyordum ki kaçma fırsatım olmasına rağmen kaçmamıştım.
belki bu salaktı evet ama bilmiyorum işte.
konağa geldiğimizde arabadan inip baranın kapısını açtım başını koltuk başlığına yatırmış sayıklıyordu yine aynı cümleler dudaklarından çıktığında duraksadım bir kaç dakika.
"Özür dilerim kardeşim." Diye sayıklamaya devam ettiğinde neden özür dilediğini merak etmiştim. Melek oldu dediğinde ağzımdan tek kelime dahi çıkmamıştı.
Bir kolunu boynuma dolayıp bir elimi beline koyup iri bedeni arabadan çıkarmaya çalıştım. Bu bile nefes nefese kalmama neden olurken odaya kadar gitmek nefessiz kalmama neden olmuştu.
Onu yatağa yatırırken üzerine düşmemle derin derin soluklar aldım. Üzerinden kalkıp üzerine örtüyü serip banyoya girdim üzerimi değiştirip koltuğa oturdum.
Yatakta yatan bedene baktım. Onun hakkında ilk defa ne düşüneceğimi bilmiyordum.
Belkide düşünmemek en iyisi.
koltukta yatarak gözlerimi kapattığımda derin bir uykuya daldım.
——————————————
Yorum ve vote atmayı unutmayın.